"للإعتقاد" - Translation from Arabic to Turkish

    • inanıyoruz
        
    • inanmak
        
    • düşünmek
        
    • düşünüyoruz
        
    • dair
        
    • inanmamı
        
    • inanmanı
        
    • inanmamız
        
    • inanmanıza
        
    • inandırdın
        
    • düşündürecek
        
    İnanıyoruz ki kız arkadaşın bir terörist grubu olan Sleeper Cell için çalışıyor. Open Subtitles لدينا سبب للإعتقاد أن صديقتك تعمل لصالح خلية إرهابية نائمة
    Ama geminizde Amerikalı bir denizcinin öldürüldüğüne inanıyoruz. Open Subtitles لكن لدينا سبب للإعتقاد أن بحاراً أمريكياً قُتل على متن السفينة.
    Son anlaşma teklifinizi görüşme amacıyla buluştuklarına inanmak için gerekçelerimiz var. Open Subtitles لدينا سبب يدعونا للإعتقاد أنهم كانو يجتمعون ليناقشوا عرضك الأخير للتسوية
    Uçağın bir takım kötü amaçlar için orada bulunduğuna inanmak için sebep yok, ama gökteki jet üzerindeki etkinin artması, Gizli Servisi çok endişelendirdi. Open Subtitles لا سبب للإعتقاد بأَن هذه الطائرة كانت هناك لأى أغراض غامضة لكن جهاز الأمن كان مهتم جدا ويشير إلى الطائرة فى السماء
    O halde, burada olduğumu öğreneceklerini düşünmek için bir sebep yok. Open Subtitles إذن، ليس هناك سبب أبدا للإعتقاد بأنهما سيكتشفان أمري
    Hayatınızın tehlikede olduğunu düşünüyoruz. Buraya polis koruması ister misiniz diye sormaya geldim. Open Subtitles ولدينا سبب للإعتقاد أنّ حياتك في خطر، وإنّي هُنا لأعرض عليك حماية الشُرطة.
    Arıyoruz, ama buraya geri geleceğine dair, Bir nedenimiz yok. Open Subtitles إننا نبحث ولكن ليس ثمة مبرر للإعتقاد بأنه سيرجع قريباً
    Bunun gerçek bir isim olduğuna inanmamı mı bekliyorsunuz ? Open Subtitles أنا مفترض للإعتقاد ذلك هل الإسم الحقيقي؟
    Ya da muhtemelen biri Emily'nin hayatta olduğuna inanmanı istiyor. Open Subtitles أو على الأرجح سيناريو -- someonewants أنت للإعتقاد إيميلي حيّة
    Bu gece, öldürmeyi henüz bitirmediğine inanmamız için nedenlerimiz var. Open Subtitles لدينا أسباب تدفعنا للإعتقاد أنه لم ينتهِ من القتل الليلة
    Üzgünüm. Üzgünüm. Eğer inanmanıza sebep olduğum şey... Open Subtitles أنا أسف ... إذا كنت قد دفعتُم للإعتقاد
    Bana umut verip, benimle evleneceğine inandırdın. Dürüst ol Scarlett. Open Subtitles لقد دفعتني للإعتقاد بأنك تريد الزواج مني
    Kocanızın boşanma sürecinde sizden para sakladığını düşündürecek sebeplerimiz var. Open Subtitles نملك سبباً يدعونا للإعتقاد بأنّ زوجكِ السابق قد أخفى نقوداً عنكِ
    Aralarında cinsel ilişki olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles لدينا سبب للإعتقاد أنهما كانا على علاقة.
    Ve kurbanın cesedinin gece geç saatte taşındığına inanıyoruz. Open Subtitles ولدينا سبب للإعتقاد أن جثة الضحية تم نقلها بوقت متأخر مساءًا
    Dinleyin, panik yapmaya gerek yok, ama okulda birinde silah olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles استمعوا, لا توجد حاجة للفزع ولكن لدينا اسبابنا للإعتقاد بأن هنالك شخص في المدرسة يحمل سلاحاً
    Hükümet, 11 Eylül'ün arkasında El Kaide olduğunu, en ufak bir şüpheye yer bırakmaksızın, kanıtlayıncaya kadar, Amerikan halkının aksine inanmak için her türlü gerekçesi vardır. Open Subtitles حتى تستطيع الحكومة أثبات بدون أى شك بأن القاعدة كانت وراء 11 سبتمبر الشعب الأمريكي لديه كل الحق للإعتقاد بغير ذلك
    Şu anki istihbaratımıza göre, Kahin Beş'in çeşitli yabancı hükümetlerin istihbarat kaynaklarına sızdığına inanmak için yeterli sebep var. Open Subtitles مستندة على الإستخبارات الحالية، عندنا سبب للإعتقاد ذلك شبكة النبي فيف إخترقت وكالات عدّة حكومة أجنبية.
    Bu Cabal'ın hala etkin olduğuna inanmak için nedenlerim var ve ne kadar büyük bir tehdit oluşturduklarını bilmem gerekiyor. Open Subtitles لدى من الأسباب للإعتقاد أن هذه الطائفة لازالت موجودة وأريد تحديد كم التهديد الذى يُمثلونه
    Ama soruşturduğum cinayetlerle ilgisi olduğunu düşünmek için sebeplerim var. Open Subtitles لكن لديّ سبب يدعوني للإعتقاد بأنه كان متورّطاً في جرائم القتل التي كنتُ أحقّق فيها
    Saldırıdan ya da yaşadığı durum her neyse o başladıktan sonra hayatının sona erdiğini düşünmek ona cazip gelecektir. Open Subtitles وستميل للإعتقاد أن حياتها انتهت بعد الهجوم أو بعده بدأت
    Onun geri alınamaz bir kazanım olduğunu düşünüyoruz. TED نميلُ للإعتقاد أنها مثل شيءٌ مُفترض غير قابل للتغيير.
    ama başka bir ajanla birlikte çalıştığını düşünüyoruz. Open Subtitles لكننا لدينا سبب للإعتقاد بأن هناك عملاء آخرين قد يكونون متورطين في هذا أيضا
    Karımın mütemadiyen zina yapmaya devam ettiğine dair sebeplerim var. Open Subtitles لدينا أسباب للإعتقاد بأن زوجتي تواصل أعمال محظورة علاقات جنسية
    Bu adamın başka bir gerçeklik boyutuna geçip ruhuyla insanları öldürdüğüne inanmamı mı istiyorsun? Open Subtitles حسنا، أنا مفترض للإعتقاد هذا الرجل خدّر طريقه إلى الطائرة الأخرى من الحقيقة؟ بأنّ روحه تنتشر الناس القاتل؟
    ..olduğuna inanmanı istiyor. Open Subtitles someonewants أنت للإعتقاد إيميلي حيّة
    Teal'c, oğlunun ve eşinin bu olduğunda ... evde olduğuna inanmamız için bir sebep yok. Open Subtitles تيلك ، لا سبب للإعتقاد أن زوجتك وولدك كانا في المنزل عندما حدث ذلك
    İngiliz silahlarının Trade Pass aracılığıyla el altından ihraç edilmekte olduğuna inanmanıza sebep olan nedir? Open Subtitles ما الذي دفعكِ للإعتقاد أن هناك أسلحة بريطانية يتم تهريبها من الباطِن عبر شركة (تريدباس)؟
    Beni Lex ile hiçbir bağlantın kalmadığı konusunda inandırdın. Open Subtitles لقد سقتيني للإعتقاد بإنكِ لم تعودي (مع إتصال بـ (اليكس
    Diğer seçeneği düşündürecek kanıt mı Bulduğunuzu söylüyorsunuz? Open Subtitles هل يعني ذلك بأن وجدت نوع من الأدلة ليقودك للإعتقاد بأن يكون الحادث مدبراً ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more