Bir yerde yakıt ikmali noktası ayarlamışlardır. | Open Subtitles | سيكونون قد تدبروا نقطة للتزود بالوقود فى مكان ما |
yakıt ikmali yapmak ve gemiyi tamir etmek için bir yere inmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نهبط في مكان ما للتزود بالوقود وإصلاح السفينة. |
Miami' de yakıt ikmali, varış... Polonya | Open Subtitles | تتوقف للتزود بالوقود في ميامي و وجهتها الى بولندا |
Tekrar bağlantı kurar kurmaz acil yakıt durumlarını göz önüne alarak inişleri hızlandıracağız. | Open Subtitles | حتى نعود قريبا الى وضعنا السابق سنحول هبوطكم الى قواعد طوارىء للتزود بالوقود |
yakıt takviyesi için duruş yapma, saptanma olasılığını artırır. | Open Subtitles | التوقف للتزود بالوقود يزيد من إمكانية الإكتشاف |
benzin için duran üstü açılabilir bir arabayla. | Open Subtitles | في سيارة كبيرة زرقاء مكشوفة توقفت للتزود بالوقود |
Görünen o ki, Los Angeles'da yakıt ikmali için durmuş. | Open Subtitles | يبدو انها توقفت في لوس انجلس للتزود بالوقود. وتوقفت هناك لثلاثة أيام بسبب مشاكل في المحرك |
Sanırım okyanusun ortasında yakıt ikmali için durmak istemezsiniz. | Open Subtitles | أفترض أننا لن تتوقف للتزود بالوقود, في منتصف المحيط. |
Yapmak incitmez bir pit stop ve yakıt ikmali . | Open Subtitles | لنّ تؤذي المعوقات أو التوقف للتزود بالوقود |
Yani, Keith ileriye gitmeyi planlıyorsa, yakıt ikmali yapmayı bırakacaktır. | Open Subtitles | اذا لو خطط كيث للابتعاد أكثر من هذا سيضطر للتوقف للتزود بالوقود |
İHA yakıt ikmali için geri dönüyor. | Open Subtitles | طائرات الإستطلاع في طريقها إلى السفينة للتزود بالوقود |
Komutandan karargaha, yakıt ikmali için dönüyorum. | Open Subtitles | من القائد للقاعدة سأعود للتزود بالوقود |
yakıt ikmali için inmemiz gerekecek efendim. RAF Finningley'ye. | Open Subtitles | سيتعين علينا الهبوط للتزود بالوقود يا سيدي في قاعدة "فينينغلي" الجوية الملكية. |
"Gecikme, hava ikmali için durmaktan kaynaklanıyor." | Open Subtitles | "التاخير بسبب التوقف للتزود بالهواء " |
Biz yakıt ikmali gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة للتزود بالوقود. |
- yakıt ikmali yapabileceğimiz-- | Open Subtitles | - أعرف مكان للتزود بالوقود. |
Orası bir maden gezegeni, çok uzakta. Orada yakıt almak için durmuştur. | Open Subtitles | إنه عالم تعدين، و بعيد جدا ربما توقف هناك للتزود بالوقود |
Bütün gün orada oturuyordun, benzin almaya gelen kaç araba gördün? | Open Subtitles | أنت هنا طوال اليوم كم شخصاً رأيت توقف للتزود بالوقود؟ |