| Buradaki Monglar çabuk uyum sağlar. Kızları üniversiteye, oğlanları da hapse girer. | Open Subtitles | فتيات الهمونع يتكيفن بشكل أفضل البنات يذهبن للجامعة و الشباب يذهبون للسجن |
| Ben de öyle ama bir sene sonra üniversiteye gideceğim zaman ayrılacağız. | Open Subtitles | وانا أيضاً ، حتى ولو كان لسنة واحدة فقط عندها سأذهب للجامعة |
| Ülkenin en iyi 10 okulundan biriymiş. 1 sene sonra üniversiteye gidecek. | Open Subtitles | ويفترض أن تكون ضمن أفضل 10 مدارس في الدولة. أمامه سنة للجامعة. |
| Adamla beraber okula gitmedin, ne çeşit bir etiketi olduğu umurumda değil, tanımıyorsunuz. | Open Subtitles | أنّكم لم تذهبوا للجامعة مع الرجل، ولا أهتم ما نوع الشارة على سترته، |
| Burası Uluslararası üniversite'deki kızın iki yıl önce erkek arkadaşını öldürdüğü yer. | Open Subtitles | هنا الفتاة التي كانت منتسبة للجامعة الدولية التي قتلت صديقها منذ سنتين |
| Diyelim ki bir yerdeki bir üniversiteye bir şekilde girdim. | Open Subtitles | أجل، حسناً، فل نقل أني بطريقة ما إستطعت الدخول للجامعة. |
| üniversiteye gidip yollarımız ayrılmadan önce... en iyi iki arkadaşımla vakit geçirmek istedim. | Open Subtitles | لأنني أردت قضاء الوقت معأعزأصدقائي.. قبل رحيلنا للجامعة وربما لا نرى بعضنا مجدداً |
| üniversiteye gidip yedi kilo alıyorsun. Kilo almama engel oluyor. | Open Subtitles | ذهبت للجامعة واكتسبت 15 باوندًا إنها تساعد على تخفيف الوزن |
| Birkaç yıl sonra hepimiz üniversiteye gittiğimizde bile bir aile olacağız. | Open Subtitles | مهلاً, مازلنا سنبقى عائلة, حتى حين نذهب جميعاً للجامعة بعد سنتين |
| - Kabul Kurulu - Onlarla konuşmayı istiyorum. - üniversiteye giremeyeceğim. | Open Subtitles | مكتب القبول للجامعة اريد ان احادثهم اذن لن ادخل الجامعة ؟ |
| Çocukları üniversiteye gidince anne babalar da böyle hisediyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا هو شعور الآباء عندما يذهب أطفالهم للجامعة |
| üniversiteye kadar yatağımı ıslattım ama o konunun tam kapandığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ظللت أبلل فراشي حتى ذهبت للجامعة ولكن لا تظنه حل فعال |
| Ya da çocuk üniversiteye gidene kadar. Hangisi önce olursa artık. | Open Subtitles | أو إلى أن يذهب الطفل للجامعة حينما يحدث أيًا منهم أولًا |
| Fakat pasta şefi olmak için okula gitmek istiyorum. | Open Subtitles | لكني أريد أن أذهب للجامعة لأصبح طباخة حلويات |
| Kimsenin umurunda değil. okula nasıl gittiğim kimsenin umurumda değil. | Open Subtitles | لا أحد يهتم, لا أحد يهتم كيف دفعت للجامعة, |
| Burası Uluslararası üniversite'deki kızın iki yıl önce erkek arkadaşını öldürdüğü yer. | Open Subtitles | هنا الفتاة التي كانت منتسبة للجامعة الدولية التي قتلت صديقها منذ سنتين |
| Babamla ilk karşılaştığım gün, Rhode Island Tasarım Okulu (RISD) tarafından reddedildim. üniversite için tek tercihimdi. | TED | و في اليوم الذي تعرفت فيه على والدي للمرة الأولى، تم رفضي من مدرسة رود أيلاند للتصميم، اختياري الواحد والوحيد للجامعة. |
| Evet, belki koleje dönmeliyiz, saçlarımıza jöle sürmeyip blucin giymeye başlamalıyız! | Open Subtitles | وربما يجدر بنا العودة للجامعة وعدم وضع مثبت الشعر ولبس الجينز |
| Bu da okul psikologuyla görüşmem gerekecek demek ve o da beni tehlikeli garip biri filan diye damgalayacak. | Open Subtitles | و الذي يعني أنه سيكون عليَّ مقابلة الطبيب النفسي للجامعة و الذي سيصنّفني كغريبة أطوار خطرة أو ما شابه... |
| üniversitede eskrim, oyunculuk ve koreografi öğrenmek için önümüzde birkaç sene kaldı. | Open Subtitles | أنظري, لدينا عدة سنوات لنذهب للجامعة ونتعلم الأمور الممتعه كالتمثيل و المبارزة |
| Ben de üniversitenin asıl değerinin iyi çalışmak olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إذاً أنا تعلمت ، أن الثمن الحقيقي للجامعة هو التعلّم والدراسة القاسية |
| Sen yalnızca kolej paranı kazanmaya zorunlusun. | Open Subtitles | ولكن أنا أريد أن أذهب لهذه الحفلة فيونا سام عليك أن تحصلي على النقود اللازمة للجامعة |
| Zaten üniversiteyi kazanamayacaklarından, çocuklar için endişelenmeye gerek yok. | Open Subtitles | لا داعي للقلق حول تدريبهم الداخلي لانهم بالتأكيد لن يذهبوا للجامعة |
| kampüse kadar gitmem gerekiyor. Beş dakika içerisinde... | Open Subtitles | أحتاج ان توصلني للجامعة سأراك في الطابق السفلي |
| Uzak mesafeli ilişkiler gençlerin üniversiteden önce yarın sevişmek için birbirine söylediği yalandır. | Open Subtitles | العلاقات البعيدة هي كذبة للمراهقين يطلقها بعضهم لبعض في الصيف قبل ذهابهم للجامعة |