"للموت" - Translation from Arabic to Turkish

    • ölmeye
        
    • ölüm
        
    • ölüme
        
    • Ölmek için
        
    • ölmek
        
    • ölümün
        
    • ölmeyi
        
    • ölümü
        
    • Ölmenin
        
    • ölümüne
        
    • ölme
        
    • ölecek
        
    • ölmesi
        
    • ölmesine
        
    • ölür
        
    Bu adamın 50 takipçisi de onun için ölmeye hazır. Open Subtitles هذا الرجل لديه 50 من اتباعه مستعدون للموت من اجله
    "Orada ölmeye hazırlanmışken, çok teskin edici bir deneyim oldu." Open Subtitles كانت تجربة مُريحة جدا بعد أن كنّا مستعدّون للموت هناك
    Eğer ölüm, bizim sevgimizin varış yeriyse Ben, memnuniyetle Ölmek için hazırlanırım. Open Subtitles إذا كان الموت هو الذى سيجمع حبنا إذاً أنا مستعدّ للموت بسرور
    Eğer orada sevdiğin biri olsaydı onu ölüme terk eder miydin? Open Subtitles هل لو كان أحداً من أحبّائكَ، أكنت لتتركه للموت بهذه البساطة؟
    Ya ölmeye hazırlanıyorum ya da büyük bir esrar almaya. Open Subtitles إما أنني أستعد للموت أو أنني سوف أتبرز كمية ضخمة
    Evet, silahlarla ve zor kullanılarak düzen sağlanıyor, ama savaşmaya ve ölmeye hazır olduğunuz sürece başınız derde girmeyecektir. Open Subtitles نعم , قد تسلم السلاح أو الدرع لكنك لن تقع في مشاكل طالما أنت مستعد للقتال فأنت مستعد للموت
    İnançlarım uğruna ölmeye cesaretim var çünkü nereye gideceğimi biliyorum. Open Subtitles لدي الشجاعة للموت من أجل معتقداتي لأنني أعرف أين سأذهب
    Bir süper kahraman, inandığı şey uğruna ölmeye hazır olmalıdır. Open Subtitles البطل الخارق يجب أن يكون مستعدًا للموت في سبيل معتقداته.
    İngilizcedeki en korkutucu lanet kelime, ve ikinci sıradaki ölüm nedeni. Open Subtitles أكثَر كلمَة إخافةً في اللُغة الانكليزية و السبب الثاني المُؤدي للموت
    Hayır, bu kılıç bir ölüm tuzağı! Onu öylece teslim edemeyiz! Open Subtitles لا، هذا السلاح مصدر للموت لا يمكن أن نسلمهم إياه هكذا.
    Küresel sağlık sisteminin kör noktalarında bulunan ölüm noktalarıdır. TED إنها البؤر الساخنة للموت والتي تقع في البؤر غير المرئية للنظام الصحي العالمي.
    Hepimiz aç gözlüyüz ve korkuyoruz ama bunu yapamayız. Onu ölüme terk edemeyiz. Open Subtitles جميعنا جشعون وخائفون، لكن لا يمكننا فعل ذلك بهِ، لا يمكننا تركه للموت.
    Eğer orada sevdiğin biri olsaydı onu ölüme terk eder miydin? Open Subtitles هل لو كان أحداً من أحبّائكَ، أكنت لتتركه للموت بهذه البساطة؟
    Seni de can dostların ölüme terk etseydi sen de aynısını yapardın. Open Subtitles إذا هُجرتي وتُركتي للموت من قبل أعز أصدقئك لربما تفعلين الشيء نفسه
    Diyeceklerime şaşırabilirsin ama silahla vurulmak Ölmek için en kötü yol değil. Open Subtitles قد يبدو هذا أمراً مفاجئ، لكن طلقة ناريّة.. ليست أسوأ طريقة للموت
    ölmek üzere olmasaydık bu çok hoş bir laf olurdu. Open Subtitles كان هذا لطيفاً لو لم نكن جميعاً في طريقنا للموت
    Kongo'daki bu mekana ölüm kampı da diyebiliriz. çünkü öldürülmekten kurtulan sığınmacılar açlık ve hastalık yüzünden ölümün pençesindeler. TED وهنا نستطيع أن نسمي هذا المعتقل معسكر للموت في الكونغو لأنه اللذين لن يقتلوا إما سيموتوا من الجوع أو الأمراض
    Komutan: Askerler, bir muharebede savaşacaksınız, bunun için hazırlanmanız ve ölmeyi göze almanız gerekiyor. TED ايها الجنود، ستذهبون للقتال في المعركة، إذا يجب أن تكونوا جاهزين ومستعدين للموت.
    Çünkü bu dengesiz genç kızın trajik ölümü ile ilgili hiçbir şey yapmayan oğlumu suçlamak için bir nedenin yok. Open Subtitles لانك لا تملك سببا من أي نوع للشك في أن ابني يمتّ بأي صلة للموت المأساويّ لهذه المرأة الصّغيرة المختلّة
    Doğru. 25 yaşındaki bir kızın kollarında Ölmenin tıbbi tanımı. Open Subtitles مصطلح طبي للموت بين ذراعي نادلة عمرها 25 سنة مسكين
    Pelerinin senin ölümüne yol açtığını anladığında, suçluluk duygusu tüm benliğini kapladı. Open Subtitles عندما أدركت أن العباءة قد صيرتك للموت قد كانت مغلوبة بالشعور بالذنب
    Erkeklerin, hayatlarının en aktif zamanlarında bir kaza sonucu ölme ihtimalleri çok daha yüksektir. TED الذكور أكثر عرضةً للموت العرضي في شبابهم.
    Bugüne kadar süreğen evsiz ve tıbbi olarak zayıf 650 kişiye ev bulduk -- açıkçası, muhtemelen şehrimizin sokaklarında ölecek olanları. TED أوينا للآن أكثر من 650 متشرد بلا مأوى، ومعرضون للمرض، وبوضوح، أكثر عرضةً للموت في شوارع مدينتنا.
    En iyi dostunu savaşta ölmesi için gönderdi, böylece kadın ona kaldı. Open Subtitles قام بإرسال صديقه الحميم للموت في معركة حتى يمكنه أن يأخذها لنفسه
    Yapmam gereken şeyin farkında mısın? Senin yüzünden kızımın ölmesine izin veremem. Open Subtitles استمع الي، أنا لن أعرض ابنتي للموت بسببك
    Onu yüzünden vurduğunuz zaman , Kurbanınız hemen ölür. Open Subtitles لا تقلقي سيدتي ، الضرب في الوجهه يؤدي للموت فورا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more