| Gomulka ve Khruschev tartışırken, Sovyet birlikleri saldırıya hazır bir biçimde konumlandılar. | Open Subtitles | في مضيّ جدال جومولكا وخوروشوف، تموقعت القوات السوفيتية على أهبة الإستعداد للهجوم |
| NSS genel merkezinin saldırıya uğramasıyla ilgili sizden sakladığım bir şey var. | Open Subtitles | عندما تعرض مقر منظمة الأمن القومي للهجوم هنالك شيء لم أخبركم به |
| The USS Cole, Aden limanında yakıt ikmali yaparken saldırıya uğradı. | Open Subtitles | . المدمرة الامريكية تعرضتَ للهجوم أثناء تزودها بالوقود فى ميناء عدن. |
| Yani dokuz savunma ve on dört saldırı büyü yapar. | Open Subtitles | إذا هذا يجعل لدينا 9 تعويذات حماية و14 تعويذة للهجوم |
| Soren'in kuvvetleri hakkındaki tahminleri, saldırı günü ve zamanı hakkında bilgi vermiş. | Open Subtitles | لقد زودنا بتقدير لقوات سورن , فضلاً عن التاريخ والوقت المناسب للهجوم |
| Hükumet güçleri, milis barındıran bir kasabaya saldırmak için ormana girdiler. | TED | ذهبت القوات الحكومية للغابة للهجوم على مدينة تضم ميليشيات |
| Burası saldırıya uğramak üzere ve ben bunu durdurmalarına yardım edeceğim. | Open Subtitles | هذا المكان على وشك أن يتعرض للهجوم وأنا سوف أساعد لأيقافهم |
| Yine de cadı olduğu iddia edilen kadınlar, çocuklar ve yaşlılar hala saldırıya uğramakta, sürgün edilmekte ve öldürülmektedir. | TED | ومع ذلك فالسحرة المزعومون، خاصة النساء، الأطفال وكبار السن لا يزالون يتعرضون للهجوم والنفي والقتل بشكل روتيني. |
| Artık yaşamımızın mümkün olduğuna inanmıyordum ve kendi stafilokoklarım tarafından saldırıya uğramaya başlamıştım. | TED | لم أكن أعتقد أنه كان من الممكن بالنسبة لنا أن نعيش لوقت أطول وبدأت أتعرض للهجوم من قبل معتقداتي. |
| Yerli basın tarafından sosyal medyada saldırıya uğradık. | TED | تعرضنا للهجوم على وسائل التواصل الاجتماعي والصحف القومية. |
| Kaslarınız saldırıya hazırlanırken | TED | تترنح في مشيتك. ترجف ساقيك ويدك بينما تستعد العضلات للهجوم. |
| Ashley, Frank ve diğerleri saldırıya uğradığın koruluğu temizlemeye gittiler. | Open Subtitles | رأينا من الأفضل ألا نخبرك يا سكارليت لقد ذهب آشلي وفرانك والآخرين لتطهير تلك الأحرش التي تعرضتِ للهجوم فيها اليوم |
| Filipinler'e son bir saldırı için hazır, yarım milyondan fazla asker kıyıya çıktı. | Open Subtitles | أكثر من ربع مليون جندي جاء على اليابسة جاهزون للهجوم النهائي على الفلبين |
| Karadan saldırı yapılacak duruma gelene kadar hisarı top ateşiyle döveceğiz. | Open Subtitles | نضربهم حتى ينكشف الداخل ويصبح الحصن عرضة للهجوم من على الأرض |
| Daha iyi bir saldırı planı bulmak için etrafı gözleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أستطلع الخلف لأرى إذا كانت هناك خطة أفضل للهجوم |
| Kendilerine "Kızıl Şövalyeler" diyen serseri bir grup tarafından saldırı altındayım. | Open Subtitles | انا اتعرض للهجوم من قبل جماعه يطلقون على انفسهم الفرسان الحمر. |
| Kendilerine Kızıl Şövalyeler diyen bir grup serseri tarafından saldırı altındayım. | Open Subtitles | إني اتعرض للهجوم من قبل مجموعة خطرة يسمون أنفسهم الفرسان الحمر |
| Atilla bize saldırmak için bir bahane arıyordu ve sayende bir bahanesi oldu. | Open Subtitles | أتيلا كان يبحث عن ذريعة للهجوم علينا وانت أعطيتيه واحدة. |
| saldırmaya ve sonra yerlerinize dönmeye hazırlanın. | Open Subtitles | إجهز للهجوم وإستعد للعودة إلى الموقع الإحتياطي |
| Yani bu çocuklar büyük saldırıyı yeniden planlamak için geri çekilen gerçek askerlerin yerine mi gönderildi? | Open Subtitles | أتقصد أن هؤلاء الفتية هم بدائل لقوات أكثر خبرة تم إرسالهم للخطوط الخلفية لتتنظم للهجوم الكبير؟ |
| " Bu ülkede tercih, sağ kanat kuvvetlerinin saldırısı altında." | Open Subtitles | الاخيار يتعرض للهجوم من قبل القوى اليمينية في هذا البلد |
| Efendim, Yüzbaşı Mohan Singh, akşamki hücuma katılmak için izin istiyor. | Open Subtitles | سيدي الكابتن موهان , يطلب الإذن لينضم للهجوم |
| Binanın içindeki çocuk kreşi ve IRS'nin St. Louis kolu saldırının hedefleri olarak belirlenmişti. | Open Subtitles | وفرع سانت لويس لمصلحة الضرائب الداخلية الذي حدد أخيرا كهدف للهجوم وكانت الشاحنة يقودها هذا الكهربائي الذي عمره 33 سنة |
| Daha da kötüsü, silahlıydılar ve... bir yere saldırmayı planlıyorlardı. | Open Subtitles | وكان هناك ما هو أسوء لقد كان لديهم أسلحة وكانوا يخططون للهجوم على مكان ماً |
| Bir keresinde, bir ayının hücum ettiği bir adam gördüm. | Open Subtitles | سبق وأن رأيت كهذا الشّخص تعرض للهجوم من دُبّاً رماديّاً. |
| Ayrıca kendilerini muhtaç ve savunmasız göstermek için kışa kilo alarak hazırlık yapan bir grup yeni kız öğrenci oluyor. | Open Subtitles | بالإضافة لمحصول جديد كامل من خريجات المدارس الإناث على وشك إضافة وزن شتوي كافٍ لجعلهنَّ بؤساء حساسات و عرضة للهجوم |
| Ona saldıracak zaman vermemeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا أن لا نعطيه الوقت للإستعداد للهجوم |
| Ekibi ilk hücre evini açığa çıkarmayı başardı. Otobüse düzenlenen saldırıdan 36 saat sonra. | Open Subtitles | كان فريقه قادراً على أخذ الخلية الأولى خلال 36 ساعة للهجوم على 87 حافلة |
| Böylece kısa zamanda, konserlerimde saldırılara uğramaya başladım. | TED | على نحو سريع جدًا، بدأت أتعرض للهجوم في حفلاتي الخاصة. |