"لمسته" - Translation from Arabic to Turkish

    • dokundum
        
    • dokundun
        
    • dokunursan
        
    • dokunduğu
        
    • dokunduğum
        
    • dokunduğun
        
    • dokunursam
        
    • dokundu
        
    • dokunuşu
        
    • dokunmuş
        
    • dokunuşunu
        
    • dokunduğumda
        
    • dokundunuz
        
    • dokunduğunu
        
    • dokunursa
        
    Benim eldiven takmamın nedeni, geçen gün bir tanesine dokundum ve masamın üzerinde uyuyakaldım. 20 dakika uyumuşum. Open Subtitles سبب ارتدائي للقفازات هو أني لمسته دون قصد أول أمس و سقطت و اصطدمت رأسي بالمكتب
    Senin parmağından ışık çıktı ben de ona dokundum işte. Open Subtitles كل ما أعرفه هو أن إصبعكِ قد توهج، وأنا لمسته فحسب.
    Ben baygınken de ona tıpkı böyle dokundun. Open Subtitles لقد لمسته حينما كنتُ فاقداً للوعي تماماً.
    Eğer dokunursan, direkt beyne kadar bile gidebilir. Open Subtitles إذا لمسته ستكون على اتصال مباشر مع الدماغ
    Yani bu "Rachel'ın dokunduğu her şeyden kurtulma" satışı. Open Subtitles إذن هو معرض التخلص من كل شيء لمسته رايتشل
    dokunduğum her şeyi berbat ettim, beni seven herkes tarafından kovalandım. Open Subtitles وقد حطمت كل شيء لمسته وأبعدت عني من يحبوني
    Bunun hayatında dokunduğun en değerli obje olduğunun farkındasın değil mi? Open Subtitles انك تدرك أن هذا اثمن شئ من صنع الانسان لمسته
    Onbaşım! Yemin ederim, dokundum patladı! Open Subtitles سيدي العريف أقسم أنني لمسته فقط
    Sadece kılcın yanıyla dokundum. Open Subtitles بالطبع، لمسته من الجهة الغير الحادة.
    Bu sabah satarken dokundum. Open Subtitles فقد لمسته عندما بعته هذا الصباح
    Bir kere dokundun artık kirlendi. Open Subtitles و مادمت قد لمسته مره لا يصبح طازج
    Yani sen dokundun, senin oldu. Open Subtitles فهمت , لو لمسته عليك ان تحتفظ به
    Ona çok fazla yakınlık gösterirsen ya da çok fazla dokunursan... Open Subtitles إن أعطيتَه حناناً كثيراً, أو لمسته بشكل زائد..
    O buta dokunursan, sendekileri kesip atarım. Open Subtitles لاتفعل أنت,أذا لمسته سأتم على ورقة خروجك
    Kimse kirli bir elin dokunduğu yiyeceği almak istemez. Open Subtitles ليس هناك شخص يريد أن يلمس طعام لمسته أصابع قذره
    Boya ya da lateks gibi bir şeye benziyor. Kıza saplanmadan önce merminin son dokunduğu şey olmuş. Open Subtitles مهما يكن فهو آخر ما لمسته الرصاصة قبل أن تصلها
    Seni herşeyden çok seviyorum. Gördüğüm duyduğum ya da dokunduğum her şeyden. Open Subtitles أنت تروق لي أكثر من أي شيء رأيته أو سمعته أو لمسته في حياتي
    Kağıt havluyla temizleyecek bir şey getir ve dokunduğun her şeyi sil. Open Subtitles أحضر مناشف ورقيه و المنظف و إمسح كل شئ لمسته
    Arkamdaki bilgisayara eğer dokunursam, tekrar hapse dönebilirdim. Open Subtitles إذن , ذلكَ الكمبيوتر الذي خلفي هناك, أنا من الممكن أن أعودَ للسجن إذا ذهبتُ إليه و لمسته.
    Amber en son neye dokundu ? Open Subtitles ما هو آخر شيء لمسته قبل أن تترك الكوكب ؟
    Lily'nin hafifçe dokunuşu sayesinde çocuk sus pusken zırlak bir bebeğe dönüştü işte. Open Subtitles أرجوك ، بالكاد لمسته وتحول من طفل لا يبكي أبداً الى طفل يبكي كثيراً
    Anlaşılan, kaçmadan önce Eileen boynuna dokunmuş. Open Subtitles على ما يبدو آيلين لمسته على الرقبة قبل أن يهرب
    Hâlâ yanındaymış gibi dokunuşunu hatırlıyorsan bu takılmak değildir. Open Subtitles عندما تَتذكّرُين لمسته كأنه ما زال موجودا بجانبك تماماً تلك لَيستْ علاقة عابرة
    Ruhuna dokunduğumda ne hissettiğimi söyleyeyim o zaman. Open Subtitles دعني أخبرك بماذا شعرت في روحه عندما لمسته
    Ona hiç dokundunuz mu..., ya da size gülümsedi mi? Open Subtitles ... هل لمسته من قبل أو حتى ضحك فى وجهك ؟
    Bana nelere dokunduğunu söyle. Tavuk hariç her şeye. Open Subtitles فقط أخبرني ماالذي لمسته كل شيء ما عدا الدجاجة
    Sana nazikçe dokunursa, kendisine de dokunmanı istiyor demektir. Open Subtitles , إذا لمسته بلطف . ذلك هو ما تريدُ أن تلمسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more