Ne yazık ki böyle birşeyi daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | للأسف هذه واحدة من الحالات التي لم أرها من قبل |
Kiliseyi salladığını görmüştüm ama böyle bir şey hiç görmedim. | Open Subtitles | رأيتها تزلزل الكنيسة، لكنّي لم أرها تزلزل بهذه القوّة قبلًا. |
Bence, mutlu görünüyor. Babamın vefatından beridir, onu hiç böyle görmemiştim. | Open Subtitles | أعتقد بأنها تبدو سعيدة، لم أرها بهذه السعادة منذ وفاة أبي |
Daha önce onu hiç bu kadar sinirli ve heyecanlı görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرها حتى هذا اليوم في مثل هذه الحال من الغضب |
Geçen yazdan beri Onu görmedim. O zaman, o bir asistandı sadece. | Open Subtitles | أنا لم أرها منذ آخر الصيف ، وكانت في جامعه تي أي |
Daha önce hiç görmediğim bir dolu hesaplar falan var. | Open Subtitles | , هناك كل تلك الحسابات أشياء لم أرها من قبل |
Ancak bir süredir buralarda görmüyorum. İyi mi diye merak etmiyor değilim. | Open Subtitles | ، لكنّني لم أرها في الأرجاء منذ فترة أتسائل إن كانت بخير |
Sigara tabakasına gelince, onu hayatım boyunca hiç görmedim. | Open Subtitles | وبالنسبة لعلبة السجائر، فأنا لم أرها بحياتي قط |
Karını hiç görmedim, hiç buraya getirmedin. | Open Subtitles | لم أرها من قبل، لم تُحضرها إلي هنا من قبل |
Babası bir baronetti ama önemli bir dantela giydiğini hiç görmedim. | Open Subtitles | رغم أن والدها كان باروناً ,لكن لم أرها تلبس دانتيل من أي نوع |
Kan kanseriydi. Ama onu benim cennetimde hiç görmedim. | Open Subtitles | كانت مصابة بسرطان الدّمّ، ولكنّي لم أرها مطلقاً في جنّتي. |
Onu uzun zamandır görmemiştim ama o çok iyi bir insandı. | Open Subtitles | حسناً, لم أرها منذ وقت طويل, لكنها كانت بالفعل شخصاً ظريفاً.. |
Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Başka biri gibi. | Open Subtitles | لم أرها بهذه السعادة، إنها مختلفة تماماً |
Geçen seneden beri hiç böyle kötü yağmur görmemiştim. | Open Subtitles | لم أرها تمطر بهذه الطريقة منذ العام الماضي |
Beni gördü ve çok mahçup oldu dışarı kaçtı, Onu görmedim. | Open Subtitles | رأتني وكانت محرجة جدًا لأجلي، وخرجت خِـفية معتقدة أنني لم أرها |
Sudan'da beraber olduğumuz zamandan beri Onu görmedim, Fransa'da 400 yıllık bir binada hastane yatağının yanındaydım. | TED | لم أرها منذ آخر مرة التقينا في السودان معاً، وهناك كنت بجانب سريرها في المشفى في مبنى عمره 400 عام في فرنسا. |
Çekimin son gününden beri Onu görmedim. | Open Subtitles | أي لم أرها من آخر يوم تصوير، ولا أحد يعرف أين هي؟ |
hiç görmediğim renkler, duymadığım sesler vardı. | Open Subtitles | هاهي مناظر لم أرها من قبل، أصوات لم أسمعها من قبل |
Daha önce hiç görmediğim bir dairede uyudum ve duşumda çıplak bir erkek vardı ve şeyini gördüm! | Open Subtitles | لقد نمت في شقّة لم أرها قبل ذلك أبداً وكان هناك رجل عاري يستحم، وقد رأيت شيئه |
Onu neredeyse 10 yıldır görmüyorum. Tuhaftı hepsi bu. | Open Subtitles | لم أرها منذ عشر سنوات،هذا غريب هذا كل ما فى الأمر |
Okuldan. On altı yıldır görmedim onu. Saygılarımı sunmak istiyorum. | Open Subtitles | من المدرسة لم أرها منذ ستة عشرة عاما |
Çocukluğumdan beri tanıyorum onu. Beş yıldır görmüyordum. | Open Subtitles | لقد عرفتها منذ أن كنا أطفال، لكنى لم أرها منذ خمس سنوات |
Gökyüzünün mavi olduğu kadar eminim. Uzun zamandır gökyüzünü görmedim ya neyse. | Open Subtitles | {\pos(192,200)}،إيقاني هو بأنّ السّماء زرقاء مع أنّي لم أرها زرقاءً بعض الأحيان. |
Menzildeyken. Yaklaştım ama onu göremedim. | Open Subtitles | عندما تكون داخل نطاق البحث كنت قريباً منها لكنني لم أرها |