Yılın bu zamanında Bodega Koyunda böyle çok karga olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اعلم انه يوجد تلك الكميه من الغربان في خليج بوديجا |
Bende seni aramak istiyordum. Ama görüşmek isteyip istemediğini bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت اعني الإتصال ولكني لم اعلم إن اردتي السماع مني |
Sen ve Megan'ın Bay Altman'ı bu kadar iyi tanıdığınızı bilmiyordum. | Open Subtitles | انا لم اعلم بأنك أنتي و ميجان تعرفون السيد ألتمان جيداً |
Sende böyle bir cevher olduğunu bilmiyordum, seninle gurur duyuyorum evlat. | Open Subtitles | انني فخورة بك يا أبنتي لم اعلم انك تملكين روح المغامرة |
Hayatım, bir oğlunun olmasının bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | عزيزي, لم اعلم ان الحصول على ولد هو مهم لك |
Nerede olduğunu bilmiyordum... ..çok korktum, bir kadınla beraber olduğunu sandım. | Open Subtitles | لم اعلم اين كنت كنت خائفة، حسبت انك مع امرأة اخرى |
Başta niçin veya ne anlama geldiğini bilmiyordum ama şimdi biliyorum. | Open Subtitles | و في البداية لم اعلم او ماذا يعني لكن الان اعلم |
Ama yapacağımı ben de bilmiyordum ve karar vermek için üç saniyem vardı. | Open Subtitles | ولكن لم اعلم اني سأفعلها و كان لدي, تقريبا ثلاث ثوان للقيام بالقرار |
Çok şaşırmıştım, ama daha farklı nedenlerin olduğunu... henüz bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد صُعِقت وقتها ولكنى لم اعلم حينها ان هناك سبب لكل هذا |
- Biz hepimiz arkadaşız. - Özür dilerim, bilmiyordum. | Open Subtitles | نحن جميعنا اصدقاء انا اسفه, لم اعلم ذلك. |
Polis olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | انا لم اعلم انه شرطي الا بعد ان اطلقت النار |
Saat 5.00'ın varolduğunu bile bilmiyordum. Başka neler saklıyorsunuz benden? | Open Subtitles | لم اعلم ان هناك الساعة 5 صباحا ماذا اخفيتي عني ايضا ؟ |
-Bunu bilmiyordum. -Bir sürü şey bilmiyorsun, homo olduğum gibi. | Open Subtitles | انني لم اعلم هذا ابدا انت لا تعلم الكثير , مثل كوني شاذ |
Çatıda bir sahne dedin. Beni atacaklarını bilmiyordum. Atmadılar. | Open Subtitles | انت قلت انه مشهد في السقف لم اعلم انكم سترمون بي من هناك |
Açık hedef değildi ve senin yerini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم يكن لدي اصابة واضحة. لم اعلم اين كنتي. |
Oh, Dokuzunculuk madalyası yaptıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | انا لم اعلم انهم جعلوا أشرطة للمركز التاسع. |
Oh, Dokuzunculuk madalyası yaptıklarını bilmiyordum. | Open Subtitles | انا لم اعلم انهم جعلوا أشرطة للمركز التاسع. |
Merhaba Katherine. Seni görmek güzel. Buradan geçeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | مرحباً كاثرين، جيد أن أراكِ لم اعلم انك قادمه |
Çok geç olup olmayacağını bilemedim. | Open Subtitles | اجل, لم ارد الإنتظار حتى الغذ, لم اعلم ما إذا سيكون متأخراً جداً. |
Böylesine zor kararlar vereceğimi fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم اعلم اني سأضطر لأخذ العديد من الخيارات الصعبة |
Onu arayacaktım ama ne diyeceğimden emin değildim. | Open Subtitles | كنت سوف اتصل بها ولكني لم اعلم بما يجب علي قوله |
Bu kadar geç olduğunun farkında değildim. | Open Subtitles | لم اعلم ان الوقت متأخر هكذا |
Bu filmi izlemek istediğini bilmezdim. | Open Subtitles | لم اعلم انكما تريدان مشاهدة هذا الفيلم لقد كنت مهتما بهذا الفيلم من اسابيع مضت |
Gelip telefonu alana kadar bir sorun olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | لم اعلم بوجود مشكلة حتى اتى و رد على الهاتف |
Orasının neresi olduğundan haberim bile yoktu ama artık oraya gidersem bu kızın koltuğunda uyuyabilirim. | Open Subtitles | لم اعلم أينَ كانَ ذلكَ المكان من قبل لكن الآن إذا وجدتُ نفسي هناكَ يمكنني أن أنامَ على أريكةِ هذهِ الفتاة |