Cinayeti ya da cesedi görmedin. Bir cinayet işlendiğini nereden çıkartıyorsun? | Open Subtitles | لم ترى الجريمة أو الجثة كيف عرفت أنها جريمة قتل ؟ |
Bu doğru değil, değil mi? Aslında şu tazıyı görmedin. | Open Subtitles | ذلك ليس صحيحاً أنت لم ترى الكلاب البرية تلك، صحيح؟ |
Benim yaşadığım, gördüğüm şeyleri hatta yürüdüğüm yerleri bile görmedin. | Open Subtitles | لم ترى الأمور التي رأيتها ولم تمر بما مررت به |
Bu dün geceydi, ama bu sabaha kadar onu görmediniz mi? | Open Subtitles | هذا كان الليلة الماضية، ولكنك لم ترى ذلك حتى هذا الصباح؟ |
Bunu daha önce hiç görmediğini unutmayın. | TED | لذا ضعوا في بالكم أنها لم ترى ذلك يحدث من قبل. |
Veteriner kliniğinde ki arkadaşım dedi ki hayatında böyle bir tür görmemiş. | Open Subtitles | صديقتي من العيادة البيطرية قالت بأنها لم ترى نوعا كهذا من قبل |
Bunların kıçı hiç günışığı, ayışığı, nur ışığı, gaz ışığı görmedi. | Open Subtitles | لم ترى ضوء الشمس , أو ضوء القمر فقط ضوء الشمعة |
Yakılmanın ne kadar zor olduğunu düşünüyorsan, ...daha hiçbir şey görmedin. | Open Subtitles | اذا ظننت أن طردك كان قاسياً فأنت لم ترى شيءاً بعد |
- Cinayeti ya da cesedi görmedin. Bir cinayet işlendiğini nereden çıkartıyorsun? | Open Subtitles | لم ترى الجريمة أو الجثة كيف عرفت أنها جريمة قتل ؟ |
Bu korkunç evin kalbini görmedin. | Open Subtitles | أنت لم ترى مُطلقاً قلب هذا البيت المُروع |
Lisa'nın iyi taraflarını görmedin. Bir kere tanırsan, onu seversin. | Open Subtitles | انت لم ترى ليزا في احسن حالاتها ذلك اليوم حالما تتعرفي عليها سوف تحبيها |
Bak, geldiğini görmedin bile, öyle değil mi? Hayır. | Open Subtitles | الآن، اسمع، أنت حتى لم ترى هذه وهى قادمه |
Bunu sen görmedin, hatırlamıyorsun! | Open Subtitles | أنت لم ترى هذا وانا لا أملك أي ذكرى منها الأن |
O kadar acele ettin ki masanın üstündekini görmedin. | Open Subtitles | انت كنت متعجلا الخروج من هناك الى درجه انك حتى لم ترى ما كان موجودا على الطاوله |
Ama bir kadınla gizlice... ..buluşmakta yanlış bir yan görmediniz? | Open Subtitles | ورغم ذلك لم ترى شىء غلط فى الاجتماع سرياً با امرأة ؟ |
- Bir şey görmediğini söylemiştin bana. - Sana daha neler neler söylüyorum zaten. | Open Subtitles | لقد اخبرتنى انك لم ترى شيئا انا اخبرك الكثير من الاشياء |
Yılbaşı Gecesi, Times Meydanı'nda olan Küre İnişi'ni hiç görmemiş. | Open Subtitles | لم ترى قط الاحتفالات في تايمز سكوير ليلة رأس السنه |
Buraya koşmam 3,8 saniye sürdü. Kimsenin ateş ettiğini görmedi. | Open Subtitles | استغرقني 3,8 ثانية للخروج هنا لم ترى أي إطلاق |
Bu sabah patronunu görmediğine emin misin? | Open Subtitles | أنت متأكد من أنك لم ترى رئيسك في العمل هذا الصباح؟ |
Bir boğa güreşi görene dek gerçek Meksika'yı görmemişsin demektir. | Open Subtitles | اذا لم ترى مصارعة الثيران فأنك لم ترى المكسيك بحق |
Neden daha önce böyle bir şey görmedim diyorsun? | Open Subtitles | لماذا تقول إذاً ، أنك لم ترى أبدا . من تفعل هذا ؟ |
Ama sen bunu göremedin! Sen sadece hırsızlık olayını gördün. | Open Subtitles | ولكنك لم ترى ذلك لم ترى سوى السرقة التى قمت بها |
Hadi gel de bizimle otur. Jackie, Doris ve Helen'i uzun süredir görmüyorsun. | Open Subtitles | تعال اجلس معنا أنت لم ترى جاكي و دوريس و هيلين منذ مدة طويلة |
Benim gibi birini hiç görmemiştin, değil mi? | Open Subtitles | انك لم ترى اي واحدة مثلي صحيح؟ |
Nasıl olur da tam üzerimize gelen koca gemiyi görmezsin? | Open Subtitles | كيف لم ترى هذا المركب الضخم المتجه نحونا؟ |
Girerken başka kimseyi görmediğinden emin misin? | Open Subtitles | هل أنت متأكد من أنك لم ترى شخصاً آخر عند دخولك ؟ |
Sarıl bakalım. Ne güzel. Kaplumbağalı küçük bir kutu gördün mü? | Open Subtitles | عناق, جيد, لم ترى صندوقاً صغيراً و عليه سلحفاه, أليس كذلك؟ |
Cüce evreni güzel. Tabii korsan evrenini görmediysen. | Open Subtitles | نعم, عالم الجني جيد إن لم ترى عالم القراصنة |