| Tedavi olan bir alkoliğin içki içmemesiyle aynı sebepten dolayı. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي به المشروبات الكحولية، محاولة التوقف عن الشرب |
| İnsanlar Tanrı'ya özlem duymalarıyla aynı sebepten dolayı bir komploya özlem duyarlar. | Open Subtitles | يلقي الناس اللوم على المؤامرة و لنفس السبب, يلقون باللوم على الرب |
| Nişanlınla birlikteyken birden canavara dönüşmek zorunda olmamanla aynı sebepten. | Open Subtitles | لنفس السبب لايجب عليك ان تقلق حول التوحش على خطيبتك |
| Bizim maymun ve kurbağaları kesmemizle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنا نقوم بتشريح الضفادع و القرود |
| Alexis aynı nedenle çocuğumun hayatını mahvetmeye çalıştı. | Open Subtitles | لنفس السبب اردت فقط ان تأخذ العدالة مجراها |
| Bunu ikimizin de aynı sebeple istemesini tercih ederim. | Open Subtitles | أريد أن يكون لأننا على حد سواء نحتاجه لنفس السبب |
| aynı sebepten dolayı ben de evet, çok önemli derdim. | TED | وأود أن أقول نعم، من المهم للغاية، لنفس السبب. |
| Bu kasabadaki herkesle aynı sebepten. Birimiz asılırsa, hepimiz asılırız. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي فعله كل شخص في هذه البلدة إذا أعدم واحداً شنقاً كلنا سنشنق |
| Cephaneliği de mi aynı sebepten yağmaladın? | Open Subtitles | ــ هل هاجمت مستودع الأسلحة لنفس السبب أيضاً ؟ |
| Onu buradan aynı sebepten dolayı kovdum. | Open Subtitles | لأنني ركلته خارجا من هنا قبل أيام لنفس السبب |
| Cheryl, senin bana bakışın, sen benimle aynı sebepten dolayı ordaydın. | Open Subtitles | ,شيريل, الطريقه التي كنتي تنظرين بها لي انا وانت كنا هناك لنفس السبب |
| Güzel kadınların kaltak olmasıyla aynı sebepten. | Open Subtitles | لنفس السبب في أن كل النساء الجميلات ساقطات |
| Bu konuşmayı da izlediğini düşündüren şeyle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنى أعتقد أنك تتبع هذه المكالمة |
| Bu konuşmayı da izlediğini düşündüren şeyle aynı nedenden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى يجعلنى أعتقد أنك تتبع هذه المكالمة |
| Kodlarının bu kadar yavaş olmasıyla aynı nedenden dolayı. | Open Subtitles | لنفس السبب الذى جعل إرسال رمزهم شديد البطأ |
| aynı nedenle her Noel'de bir paketi açmadan bırakıyorum. | Open Subtitles | لنفس السبب أنا دائماً ما أترك هدية واحدةولا أفتحها في عيد الميلاد |
| aynı nedenle Gyu Hwan oppa seni terk etmedi mi? | Open Subtitles | الم تكن اختي ملقاة من قبل اوبا قو هوان لنفس السبب ايضا ً |
| aynı sebeple fakir, siyah bir kadın, beyaz ve siyah insanlarla aynı anda ortaklık ederek hayatını tehlikeye attı. | Open Subtitles | لنفس السبب الفقراء السود خاطروابحياتهموأطرافهم.. بمشاركة البيض والسود على حد سواء |
| İnsanlar neden bir ev ya da köpek alıyorlarsa aynı sebeple de evleniyorlar. | Open Subtitles | يتزوج الناس لنفس السبب الذي يدفعهم لشراء منزل أو شراء كلب |
| Seni de bu yüzden içeri alırlar. | Open Subtitles | هم في طريقم لكي يأخذونك الي السجن لنفس السبب أيضا |
| Tahmin ediyorum, hepimiz gecenin bu saatinde burada aynı şey için bulunuyoruz. | Open Subtitles | افترض اننا هنا لنفس السبب فى هذه الساعه المتأخره |
| İçimden bir ses aynı amaç için burada olduğumuzu söylüyor. Ayrıca zamanımız da azalıyor. | Open Subtitles | شيء ما يُخبرني أنّنا هنا لنفس السبب والوقت يداهمنا |
| Güvenmeme sebepleri, şirketin, kaptan olmam için güvenmeme sebebiyle aynı. | Open Subtitles | ولا يثقون بيّ لنفس السبب الشركة لم تثق بيّ في قيادة هذه البعثة. |
| Birçok oyuncunun da endişe ettiği sebep yüzünden. | Open Subtitles | لنفس السبب الذي يدفع لاعبين كثيرين إلى فعل ذلك |