Şöyle diyelim bu işte sandığından daha fazla insan var. | Open Subtitles | لنقل فقط أنّ هناك أكثر من طرف في هذا الأمر. |
Hükümetteki görevim sırasında bazı yakın tehlikeler konusunda bilgilendirilmiştim, diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط ، عملي في الحكومة وكنت على يقين بالتهديدات |
- Geçen gece olanlardan sonra hâlâ bir sevgilim olduğu için şanslıyım diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط انني محظوظة بإنه مازال لدي صديق بعد الذي حدث ليلة امس |
Şöyle diyeyim, bir şey yanıyordu ve sebebi güneş değildi. | Open Subtitles | لنقل فقط أن شيئاً ما كان يحترق و لم يكن من ضوء الشمس |
Dışarıda yetişkin bir tane varsa daha büyük bir kutuya ihtiyacımız olacak diyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل فقط, أنه لو كانَ يوجد طيور بالغة في الخارج فسنحتاج لصندوق اكبر |
Bir sempozyumdan sonra sarhoş olup onu eve bırakmamı istemişti diyelim biz. | Open Subtitles | لنقل فقط أنه ثمل بعد ندوة العام الماضي وطلب مني إيصاله للمنزل. |
Bazı gerçekler bunu son derece şüpheli hâle getiriyor diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أن الوقائع تجعل الأمر يثير شكوكًا لأبعد الحدود |
Sarhos olamama yetenegine gipta ediyorum diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أني أحسدك على قدرتك في عدم الثمالة |
Şöyle diyelim, evde işler biraz... | Open Subtitles | لنقل فقط ان الأشياء كانت . . محموم عند المنزل. |
Üstesinden gelinemez güçler en sonunda ayrılmamıza sebep oldu diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أن بعض العوامل المنيعة جعلتنا أخيراً نرفع الراية البيضاء |
diyelim ki 72 saatlik ömrün kaldığını söylediler. | Open Subtitles | لنقل فقط أنه قيل لك أن لديك 72 ساعة لتعيشيها. |
Zorla da olsa düşüncelerini bana kabul ettirdi diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أنه قام بإثارة الشعور بالمسؤولية لدي |
Bir bayanın fazladan donanımı vardı diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أن أحدى النساء كان لديها معدات إضافية |
diyelim ki, politik ve endüstriyel unsurlar içeriyor. | Open Subtitles | لنقل فقط إنها تشمل التعاون السياسي و العناصر الصناعية |
Şimdilik baş savcı olarak mutluyum diyelim, ve bildiğiniz gibi, New York'u çok özlerim. | Open Subtitles | لنقل فقط بأني سعيد كوني مدعٍ عام وكما تعلمون، سأفتقد نيويورك كثيراً |
diyelim ki kazanmak için biraz vücut göstermen gerekiyor. | Open Subtitles | لنقل فقط انه علينا اظهار بعض الجلد للفوز |
Pekala, diyelim ki bu yeni deliliği kabul ettim. | Open Subtitles | حقا ، لنقل فقط انا موافق على هذا الجنون. |
Bilmek istemediğim şeyler öğrendim diyelim. | Open Subtitles | . . لنقل فقط اني تعلمت شيئا لست متأكدا اني كنت بحاجه لمعرفته |
Şöyle diyeyim, kadın çırılçıplak ve ellerine paten giymiş. | Open Subtitles | ـ لنقل فقط ، الشئ الوحيد التى تردتيه المرآة هو زلاجات على يديها. |
- Bilmiyorum saymadım. Şöyle diyeyim. | Open Subtitles | لا أعرف فأنا لا أعُد .لنقل فقط |
Şöyle diyeyim bir devrim niteliğin de. | Open Subtitles | و لنقل فقط إنه مغير في مسار اللعبة |
Şöyle de diyebiliriz gerçeğin sınırlarını deniyordum. | Open Subtitles | :لنقل فقط كنت اختبر حدود الواقع هذا كل شئ شعرت بالفضول |