Öyleyse, birazdan gelir... ama geri gelmeyecek, değil mi, Arthur? | Open Subtitles | من المفترض ان يكون هنا الآن و لكنه لن يعود يا أرثر , اليس كذلك ؟ |
Geçmişi unut, Jinhee. Baban geri gelmeyecek. | Open Subtitles | إنسي الماضي يا جيني ، لن يعود والدك مطلقًا |
Koruyacak bir şey kalmadı ve kimse geri dönmeyecek. | Open Subtitles | ليس هناك ما يحتاج العناية و لن يعود أحد مجدداً |
Koruyacak bir şey kalmadı ve kimse geri dönmeyecek. | Open Subtitles | ليس هناك ما يحتاج العناية و لن يعود أحد مجدداً |
artık biri bizi gözetliyor yok, Kedi Yürüyüşü Projesi yok, | Open Subtitles | لن يعود لي أخ أكبر. ولا مزيد من المشاريع المنصة |
Bir teklif yapmazsan buraya gelmez. - Onu neyin beklediğini anlar. | Open Subtitles | لن يعود إلى هنا من دون حل يعلم ما سيكون بانتظاره |
- Evde değildi. Telesekreter, 25'ine kadar geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | المجيب الآلي ذكر أنه لن يعود حتى 25 من الشهر |
Kaderini kabul et ya da bir daha asla geri gelmeyecek geçmişin vesveseleri seni yok etsin. | Open Subtitles | تقبل مصيرك أو ستدمر من قبل أطياف الماضي الذي لن يعود |
geri gelmeyecek. Son mücadelesini verecek. | Open Subtitles | لن يعود إلى هنا سيتخد موقفه الهجومي الأخير |
Kocan geri gelmeyecek, biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلمين ان زوجك ذلك لن يعود أبداً صحيح؟ |
Çünkü geçmişin, trenle birlikte geri gelmeyecek. | Open Subtitles | لأن ماضيك لن يعود إليك عن طريق قطار |
Bir daha geri gelmeyecek. Seni temin ederim. | Open Subtitles | ، و هو لن يعود أيضاً . أؤكد لك هذا |
Bitti gerçekten. geri gelmeyecek. | Open Subtitles | لقد إنتهى الأمر بحق لن يعود ثانيةً |
Ben bir erkeğim, dolayısıyla muhakeme edebilirim, o adam geri dönmeyecek. | Open Subtitles | أنا رجل ، و أستطيع إخباركِ ! أنه لن يعود ابداً |
Resimdeki çocuk artık bir daha geri dönmeyecek. | Open Subtitles | وطفل في الصورة لن يعود على الإطلاق. هو ميت. |
Evet, hayır, geri dönmeyecek ve sen de gelmemesini ummalı ve bunu için dua etmelisin. | Open Subtitles | نعم, حسنا, هو لن يعود و .. من الأفضل لكٍ أن تتمني أن لا يعود |
Evet, en yakın, en yaşlı, en çılgın, en ırkçı, en yaşlı, ihtiyar ve çılgın arkadaşımızla yollarımızı ayırdık ve geri dönmeyecek. | Open Subtitles | نعم, نحن أفترقنا مع أعز, أكبر, أجن, الأكثر عنصرية,أكبر أعجز, أجن صديق, وهو لن يعود. |
Her ne kadar dönmesini istesem de babam bir daha hiç geri dönmeyecek. | Open Subtitles | بقدر ما كنت أريده أن يعود فإن أبي أبداً لن يعود |
Yani, park artık park olmayacak. Belediye, burayı başka bir amaç için kullanacak. | Open Subtitles | يعني أنّ المتنزّه لن يعود متنزّهاً و ستستخدم المدينة هذه الأرض لأمرٍ آخر |
Onun gibi bir adam, uyumayı, çalışmayı sever ve önümüzdeki 2 hafta boyunca da buraya gelmez. | Open Subtitles | بعد هذا الغضب، اما ان ينام أو يعمل لبضعة أسابيع. لذلك انه لن يعود قريبا. |
Beni aradı ama bir süre için geri gelmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لم يتصل لكن قال أنه لن يعود الا بعد فترة |
Bir saat kadar önce. CTU'ya geri gelmiyor. | Open Subtitles | منذ حوالى ساعة لن يعود الى وحدة مكافحة الارهاب |
Babamın geri dönmeyeceğini, ve kimsenin ateşe hazırlıklı olmadığını. | TED | أعلم أن والدي لن يعود وأن لا يوجد من هو مستعد للحريق |
Her nereye gittiyse, maalesef oradan geri dönemeyecek. | Open Subtitles | مهما حصل .. من المؤسف إنه لن يعود أبداً |