| Herneyse, işte Bu yüzden her Noel ona kadeh kaldırtıyorum. | Open Subtitles | على أيّة حال، لهذا أنا أدعوه إلى هنا كل ميلاد |
| Zihnin vücut üzerindeki gücünden keyif alıyorum. Bu yüzden bu işi yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أحترم سيطرة العقل على الجسم لهذا أنا أفعل ما أفعله الآن |
| Temsilci olan sensin, sana Bu yüzden para veriyorum. Beni koru. | Open Subtitles | حسناً، أنت مدير أعمالي و لهذا أنا أدفع لك قم بحمايتي |
| Geçen sefer için özür dilerim! Ama el frenini indirmeyi unutmuşum O yüzden gitmemiş. | Open Subtitles | آسف على آخر مرّة نسيت الكابح مرفوع، لهذا أنا لم أتقدّم |
| Görüyor musun, işte Bu yüzden ben patronum, Kallen. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو التوقيع عليها كما ترين لهذا أنا المدير هنا |
| Yanlış kişiyle konuşuyorsunuz. Muhasebecileri Bunun için işe aldım. | Open Subtitles | أنتم تتحدثون للشخص الخاطيء لهذا أنا أمتلك المحاسبين |
| Bu yüzden hiç çocuğum olmadığına çok memnunun ve Bu yüzden de olmayacak. | Open Subtitles | لهذا أنا جد فخور بأن ليس لدي أبناء، وأيضا السبب بأنني لن أفعل |
| İşte sırf Bu yüzden bu bölümü Ruanda'daki soykırıma ayırıyorum. | Open Subtitles | لهذا أنا أكتب هذا الفصل عن الإبادة الجماعيى في رواندا |
| Bugün buraya Bu yüzden geldim. Sana söylemek istediğim şey bu. | Open Subtitles | لهذا أنا هنا اليوم ، وهذا ما كان يجب أن أقوله |
| Bu yüzden buradayım: Bize huzursuzluk verse bile, sorgulamaya teşvik etmek için. | TED | و لهذا أنا هنا: لأدفع بسؤال نحونا، حتى و إن كان يشعرنا بعدم الارتياح. |
| Tamam, bu çubuğa bir damla kan alayım. Bu bir damla kanda sorularımın cevapları var; Bu yüzden, bu kadar ilgileniyorum. | TED | حسنًا، سوف آخذ أنبوبًا شِعريًّا مع قطرة من الدم.. وهذه القطرة من الدم تحمل الإجابات لهذا أنا مهتم بها. |
| Belki de Bu yüzden bu kadar darmadağınım, hiç kimseye bir şey anlatamadığım için. | Open Subtitles | لربما لهذا أنا مرتبكة، لأنني أبدا ما أخبرت أي شخص. |
| Ama gaddarlığına rağmen seni önemsiyorum. Bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | لكن وبرغم قسوتكِ، أحمل مشاعر تجاهك لهذا أنا هنا |
| - Maurice! Sanırım sana Bu yüzden bayılıyorum. | Open Subtitles | اوه، موريس اعتقد أنه لهذا أنا مغرمة بك جدا |
| Bu yüzden buraya taşındım. | Open Subtitles | و لهذا أنا قد إنتقلب للخارج إن بيف يمكنه أن يسقط أياً من هذه الأشجار في وقت لا يُذكر |
| Seni Bu yüzden seçtim. Ama beni öldüremezsin Louis. Neyle istersen... onunla beslen. | Open Subtitles | لهذا أنا أخترتك لكن لا تستطيع قتلي لويس تغذى |
| Ben de O yüzden buradayım. Herkes bunu görene kadar bir yere gitmem. | Open Subtitles | لهذا أنا هنا لن أتحرك قبل أن يراني الجميع |
| O yüzden gerektiği gibi içeride olmak yerine buradayım. | Open Subtitles | و لهذا أنا هنا بدلاً من كوني بالخارج حيث يحتاجونني |
| Biliyorum, O yüzden bunu senin için yaptım. Hepsi senin için. Güven bana, evlat. | Open Subtitles | أعلم هذا ، لهذا أنا صنعت هذا لك ، أنه كله لك ثق بي بني |
| İşte Bu yüzden ben seninle birlikteyim en büyük albümün bir osuruk şakası olduğunu söylemekten korkmayan güzel kızla. | Open Subtitles | لهذا أنا معك هنا فتاتة لطيفة و جميلة لا تخشى أن تخبرني أن أفضل ألوبامتي هو نكتة غازات |
| Böyle işleri bana yaptırın. Bunun için buradayım. | Open Subtitles | عندما تريدا القيام بمثل هذه الأعمال اطلبا مني، لهذا أنا هنا |
| Bu nedenle de Birleşmiş Aletler'i tekrar faal duruma soktum. | Open Subtitles | لهذا أنا علي أن أعارض إعادة افتتاح الأدوات المتحدة. |
| Ben de bundan bahsediyorum. Sana gelecekler... | Open Subtitles | لهذا أنا اتحدث إليك الآن إذا أتوا إليك وسألوك |
| Bende bunu gayet iyi bildiğimden hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir plan yaptım. | Open Subtitles | هم يحتاجون جيش من الكتّاب لإلتقاط الأرقام. لهذا أنا أريد أمنا إضافيا. نجاح شغلنا الثاني مهدّد بالضياع. |
| Bu yüzden sana karşı hep böyle kötü davrandım... | Open Subtitles | أعتقد لهذا أنا كُنْتُ دائماً مثل الوخزِ إليك. |
| Bu yüzden seni bu cehenneme atamam! | Open Subtitles | لهذا أنا لا أستطيع الحمل إلى شاهدك تدفع في هذا الجحيم |