"له من" - Translation from Arabic to Turkish

• Ne kadar
• Çok
• Tam bir
• Bu ne
• büyük bir
• adam
• kadar da
• Ne büyük
• herif

Merhaba Daphne Seni tekrar görmek Çok güzel. Parfümün Ne kadar büyüleyici.
مرحبا دافني سعدت لرؤيتك يا له من عطر اخاذ هذا الذي تضعينه

Yaşamak için Ne kadar güzel bir yer değil mi?
يا له من مكانٍ فخم بالتأكيد أليس كذلك يا عزيزاتي؟

Lütfen deneyeyim. - Bu Çok gülünç. - Lütfen deneyeyim.
يا له من امر مضحك من فضلك هاري دعني احاول

10 dakikadır koca bir iğneyle damardan çekiyordu. Tam bir keş.
كان يحقن نفسه لعشر دقائق بحقنة ضخمة يا له من مدمن

Bu ne aşk, Bu ne dert, Bu ne huydur?
‫يا له من عشق رائع وألم‬ ‫يا لها من سعادة‬

Asla anlamayacak, hayatını boşa harcıyor. Ne büyük bir utanç kaynağı.
يا للفرحة، إنّه يفقد طاقة حياته، ويا له من أمر محرج.

Bu gözleri büyümüş, çocuksu adam tavırları Tam bir numara.
يا له من تصرّف هادئ، هذا الطفل الرجولي فاغر العينين.

Ne kadar da efendi bir çocuk. Onunla gurur duyuyor olmalısın.
ويا له من شاب رائع، لا بد أنك فخورة به كثيرا

Acele etseniz iyi olur çünkü Ne kadar zamanının kaldığını bilmiyorum.
من الأفضل أن تعجلوا، لا أعلم كم تبقى له من العمر

Siyasi suçluların iade edilmediği ülke. Ne kadar iç açıcı.
بلد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية يا له من مونتاج

Ve bize bulut gözlemlemenin amaçsız doğasını hatırlatır, Ne kadar amaçsız bir aktivite olduğunu.
وتذكرنا بأن مشاهدة السحب تتميز بكونها بلا هدف يا له من نشاط لا هدف له

"Kapağın Ne kadar da garip ve havalı bir ritmi var."
فكرت: "يا له من صوت غريب، الذي أصدره غطاء الطبخ المتأرجح"

Ben daha Çok bir rehber gibiydim ve bu Çok hoşuma gidiyordu.
مهمتى كانت أكثر كدليل له من مهمتى كسكرتير كانت وظيفه كافيه ممتعه

Hem de Çok akıllı. Kız da işin içinde olmalı.
يا له من ذكي ذكي مثل عامل تنظيف أحذية صغير

Bir kuyruklu yıldız yörüngesine oturup, güneş sistemi boyunca Tam bir turuna eşlik eden ilk uydu oldu, Ağustosta güneşe en yakın mesafeye ulaştı ve sonra tekrar dışa doğru devam etti.
فقد كانت أول قمر اصطناعي يدور حول مذنب، ويرافقه طوال كامل رحلته عبر النظام الشمسي، أثناء أدنى اقتراب له من الشمس كما سنراه في أغسطس، ثم أثناء ابتعاده مرة أخرى إلى الخارج.

Ne kadar güzel olmuşsun. Bu ne güzel elbise böyle.
تبدين رائعة يا فتاتي، فائقة الجمال يا له من فستان بديع

Güç sahibi bir adam için tuhaf bir seçim.
يا له من خيار غريب رجل قوي جدا لفعله هذا

Bilmediğiniz, bu çorabı onun başına örenin erken boşalma sorunu olan ve bu gazeteci tarafından iyi tanınan boktan bir herif olduğudur.
ولكن مالا تعرفوه هو أنه كان قد تم نصب فخا له من فتى مثير للشفقة مجنونا شخصا أعرف أنه يعجز