Gerçek babasını bulmak için daha fazla uğraşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يريد ان يقضي بعض الوقت ليجد أبيه الحقيقي |
Savurgan oğlu dünyada kendine bir yer bulmak için gibi? | Open Subtitles | كالإبن المبذّر الذي خرج ليجد طريقه في هذا العالم ؟ |
Müdür Bey, Lisiek'e Komutanın banyosundaki lekeleri temizlerken... kullanabileceği bir şey bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | سيد ديركتور,كنت فقط أساعد ليشيك ليجد شئ ينظف بها البقعه التي تركها السيد القائد في الحوض |
Dunya uzerinde, 50 gezegeni dolduracak kadar yasam var-- bitkiler, hayvanlar, insanlar, mantarlar, virusler-- hepsi yerlerini bulmaya calisiyorlar, birbirlerini itiyorlar, birbirlerinden besleniyorlar, | Open Subtitles | هناك حياة على الأرض تكفي لملء خمسين كوكب نباتات حيوانات بشر فطر، فيروسات الكل يتزاحم ليجد له مكان |
Onun hakkındaki tüm suçlamalarımı çektim Annesini bulması için birini kiraladım. | Open Subtitles | لقد قمت بكل مابوسعي .استاجرت شخصا ما ليجد والدته |
Tamam. Herkes bir takım arkadaşı bulsun. Her bota 2 baba. | Open Subtitles | حسناً ، ليجد كل منكم شريك له كل إثنان من الآباء في طوف واحد |
O filmi ben de çok beğenirim, özellikle Hans'ın rehinelerin üstüne doğru gidip McClane'nin önemsediği kişiyi bulma sahnesini... | Open Subtitles | خصوصاً بالجزء عندما يقوم هان بالبحث بين الرهائن ليجد الشخص الذي يهتم مكلاين لامره |
Bir sabah kendini zindanda kilitli bir halde bulacak. | Open Subtitles | سيستيقظ ذات يوم ليجد نفسه محبوسا في زنزانة |
Bağlı RNA'ların dizilimiyle eşleşen alanlar bulmak için hücredeki bütün DNA'yı tarıyor. | TED | فهو يبحث في الحمض النووي كله في الخلية ليجد مواقع تطابق التسلسلات في الحمض النووي الرايبوزي المندمج. |
Bak, chlorium'u bulmak için zamanının çoğunu harcadı, ben geri dönüyorum. | Open Subtitles | إنظر لقد كان لديه كاف ليجد الكلوريم سأعود |
Columb'un Hindistan'a yeni bir yol bulmak için bindiği gemi. | Open Subtitles | سلك كولومبس هذا الدرب ليجد طريقا إلى الهند |
Şu anda hükümete karşı çok büyük bir öfkesi var, ve bunu çıkaracak birini bulmaya can atıyor. | Open Subtitles | إنه غاضب على الحكومة جداً الآن و هو يتوق ليجد من يفرغ غضبه به |
Senin için bir sağlık görevlisi bulmaya gitti ama bakıyorum da hemen kendine geldin. | Open Subtitles | ذهب ليجد لك طبيباً، لكن أرى أنك على ما يرام |
Ama zamanla düşüncelerimi inandırıcı bulmaya başladı. | Open Subtitles | لكن بمرور الوقت هو جاء ليجد حججى المقنعة |
Ne diyeceğiz, tek başına gezmesine izin verdiğimizi bir orospu bulması için esrar içirip kafayı buldurduğumuzu mu söyleyelim? | Open Subtitles | ماذا، وتخبرهم اننا تركناه يبتعد ليجد مومس؟ |
Ve şimdi bana ayıracak vakit bulması gerekiyor. | Open Subtitles | الآن عليه أن يبذل جهداً ليجد وقتاً لي الناس يصطفّون لساعات ولأيّام لرؤيتي |
Profesör de Bryce bulsun diye bilgiyi oraya bıraktı. | Open Subtitles | البروفيسور يجب عليه أن يأخذ الانتيـل ليجد برايس |
Davamızda yardımı dokunacak birilerini bulma şansı var mı sence? | Open Subtitles | هل توجد لديه فرصة ليجد من يساعدنا؟ |
Bavulları bulacak başka birini al işe, böylece sahneyle ilgilenebilirsin. | Open Subtitles | أحضرشخصاً آخر ليجد الأمتعة المفقودة, وأنت ركز على المسرح. |
Yataktan kalkar ve kendisini, Hollandalı bir travesti ile altı tane Arap erkeğin arasına sıkışmış olarak bulur. | Open Subtitles | لقد استيقظ في السرير ليجد نفسه محشوراً بين متحول جنسي هولندي |
Senin ya da bir başkasının bana bir eş bulmasına ihtiyacım yok! | Open Subtitles | لست بحاجة لك ولا لأي شخص آخر ليجد لي زوجة |
Onlar olmasa, Mowgli bizim hayatımıza girecek yolu nasıl bulurdu? | Open Subtitles | فبدونهما، ما كان موكلي ليجد طريقه إلى حياتنا |
Beyaz elbise giymiş bir kadın olduğu konusunda hemfikiriz, o zaman babam bu kadını bulup yok etmek isteyecektir. | Open Subtitles | حسنا , إذا كنّا نتعامل مع إمرأة ذات رداء أبيض كان والدنا ليجد تلك الجثة و يدمرها |
Eğer benim telestop dengeleyici ayaklığım olmasaydı, o aptal, küçük, kozmik pislik yığınını bulamazdı. | Open Subtitles | أنه بدون دعامتي المثبتة للمايكروسكوب فإنه لم يكن ليجد تلك الكتل الصخرية الغبية الصغيرة |