Ailem annemin doğum günü için gelecekler nasıl olduğunu görmek için. | Open Subtitles | ان عائلتى ستأتى لعيد ميلاد أمى ليروا كيف يعيش النصف الآخر |
Ve tahminimce internette sörf yapan çocukların hepsi siteye girdi resmin bütününü görmek için. | TED | باعتقادي أن قليلا من صغار راكبي الأمواج قد فعلوا ليروا الصورة كاملة. |
İşe yarayıp yaramadığını görmek için diş etlerini kürdanla uyarmışlar. | TED | ولقد حاولوا تحفيز اللثة بواسطة عود أسنان، ليروا ما إذا كان هذا هو سبب المشكلة |
Sanderson'lar, annenizin yeni çenesini görmeye gelmişler. | Open Subtitles | عائلة ساندرسون هنا ليروا ذقن أمكم الجديد. |
Yaşlı kadın bana öğleden sonrası... için bir eğlence ve bütün konuklarımıza da kendilerini görmeleri için bir ayna verdi. | Open Subtitles | لقد قدمت لي السيدة العجوز عصرا ممتعا ، و تم تقديم مرآة لضيوفنا ليروا أنفسهم من خلالها. |
İspanya'ya gidip ailelerini görme imkânları var ama burada kalıyorlar. | Open Subtitles | ، أنظر إلى هؤلاء الناس بإمكانهم العودة إلى أسبانيا ...ليروا عائلاتهم |
Tanrım, yanan çalıdan halkı bu kutsal dağa getirmemi istedin, ihtişamını görsünler ve yasalarını alsınlar diye. | Open Subtitles | من الشجيرة المحترقه يا ربى كلفتنى بأن أحضر الناس إلى الجبل المقدس ليروا عظمتك و يستلموا تشريعك |
Dünyanın bittiği yere ulaşmak istiyorlardı, gerçekten bir uçurum olup olmadığını görmek için. | Open Subtitles | أرادوا أن يذهبوا للحافة ليروا إن كان هان هناك هاوية. |
Winnie ve ailesi dünyayı görmek için Trigap'ten ayrıldı. | Open Subtitles | ويني و عائلتها غادروا تريغاب ليروا العالم |
Efsanevi Stan Ross'un yerine geçip vuruş yaptığını görmek için. | Open Subtitles | ليروا ستان روس الأسطوري وهو يقف في الصحن ويحفر |
Bugünkü yarışta rekor sayıda izleyici sürücülerden hangisinin zafere ulaşacağını görmek için buradalar. | Open Subtitles | حشد قياسي من المشجعون أتوا ليروا من سيرفع كأس النيكستل |
Gözler saldırıyı görmek için idiyse neden öte tarafa doğru konumlandırılmışlardı? | Open Subtitles | إذا كانت العيون تترك هكذا ليروا الهجوم لماذا هم جميعاً يُنظرون بعيداً عنه؟ |
birçok insan arabalarını ne olacağını görmek için çarpıyorlar. | Open Subtitles | و الكثير من الرجال يحبون أن يصدموا سياراتهم فحسب ، ليروا ما سيحدث. |
İnsanlar bu akşam evime bunu görmeye gelecekler ve neredeyse biten hiçbirşey yok! | Open Subtitles | لدي أناسٌ سيأتون إلى منزلي الليلة ليروا هذا و هو ليس قريب من الإنتهاء |
Yani bu kadar insan buraya aslında çalışmayan bir saati görmeye mi geliyor? | Open Subtitles | اذاً كل هؤلاء الاشخاص اتوا الى هنا ليروا ساعة فى الحقيقة هى لا تعمل ؟ |
İki türlü de ne olacağını görmeye gelecekler. | Open Subtitles | في كلا الحالتين سيأتون ليروا ماذا سيحدث. |
Firavun'u görmek için, onun yanındaki yerini görmeleri için onların gelmesini istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين منهم ان يأتوا إلى هنا بـ ثيبز ليروا الفرعون ليروا مكانك معه |
Kendilerini, kan kaybederken görme fırsatları oldu. | Open Subtitles | لديهم الفرصة ليروا أنفسهم ينزفون. |
Tanrım, yanan çalıdan halkı bu kutsal dağa getirmemi istedin ihtişamını görsünler ve yasalarını alsınlar diye. | Open Subtitles | من الشجيرة المحترقه يا ربى كلفتنى بأن أحضر الناس إلى الجبل المقدس ليروا عظمتك و يستلموا تشريعك |
O sevgi yoluyla, sevdiğimiz kişinin kendi potansiyelini görmesini sağlarız. | Open Subtitles | خلال هذا الحب نسمح لمن نحبهم ليروا إمكانيتهم |
Bizi görecekleri acayip şeyler nedir, şu fişekleri görecekler mi? | Open Subtitles | ما إحتمالات رؤيتهم لنا؟ ليروا الشعلات؟ |
Altmış yedi bin taraftar Cleveland Municipal Stadyumu'nda Joe DiMaggio'nun 56 maçlık rekoru sürdürüp sürdüremeyeceğini izlemek için buradalar. | Open Subtitles | َ 67 ألف مشجع فى الأستاد المحلى بكليفاند يتابعون ليروا إذا كان دى ماجيو سيستطيع الأحتفاظ بنقاطة الـ 56 كما هم |