| Gelmek zorunda değilsiniz. Yalnız başıma yaparım. | Open Subtitles | ليس عليكما المجىء معى يمكننى فعل هذا بمفردى، اتفقنا؟ |
| zorunda değilsiniz ve de arayamazsınız. Çünkü artık burada ben de yaşıyorum. | Open Subtitles | لا, ليس عليكما ذلك و لا يمكنكما أن تفعلا لأنني أعيش هنا أيضاً |
| 40 yıl öncesindeki bir olay için birbirinizi öldürmek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليكما أن تقتلا بعضكما البعض من أجل شيء حدث منذ 40 سنة |
| Yani çok yakından takip etmenize gerek yok. | Open Subtitles | سأتوجه إلى النادي من أجل جلسة تدليك لذا ليس عليكما مراقبتي عن كثب |
| FBI ile iletişime geçerim. Bu konuda endişe etmenize gerek yok. | Open Subtitles | .حسناً، سأتواصل مع المكتب الفدرالي .ليس عليكما أن تقلقا |
| Artık onun için kavga etmenize gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكما القتال من أجلها. |
| Bana yumuşak davranmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليكما ان تعاملاني بطلف شديد |
| Sen bir şey seçmek zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليكما اختيار أي شيء |
| Kalmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | ليس عليكما البقاء |
| Endişe etmenize gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليكما القلق. |