- Senden hoşlanmıyorum bile. - Hoşlanmakla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ـ أنتِ لا تعجبيني ـ الإعجاب ليس له علاقة بالأمر |
Bir armağan olduğunu söyleyebilirdim ama benimle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لقد كانت هدية منى , الأمر ليس له علاقة بى |
Ama bilmenizi istiyorum, Stan'in bu işle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | لكني أريدك أن تعرف بأن ستان ليس له علاقة بالأمر |
Yaptığının amigolarla hiçbir alakası yok, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أن هذا ليس له علاقة بهاتين المشجّعتين. |
Öyleyse Ross ve Rachel ya da Chandler ve Joey ile ilgili değil. | Open Subtitles | ليس له علاقة بروس ورايتشل أو تشاندلر أو جوى |
Çalışmalarımızla alakası olmayan bir soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أسألك سؤالا أنه ليس له علاقة بالعمل؟ |
-Onbaşı, duygularını anlıyorum. Ama bunun sana yapılan suçlamalar ile bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا افهم مشاعرك لكن هذا ليس له علاقة بالتهم |
- Tanrı isterse, majeste. - Tanrının bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | إن شاء الله ، سيدى الله ليس له علاقة بهذا |
Onun sevişmekle bir ilgisi yok. Ne yaptığımı söyle. | Open Subtitles | إن هذا ليس له علاقة بالحب أخبرني ماذا كنت افعل في تلك الاوقات |
Bay Collin'in cinsel tercihinin bu dava ile hiç bir ilgisi yok. | Open Subtitles | سيد ، كولين هذا السؤال ليس له علاقة بهذه القضية |
Bayan Salinas'ın cinayet günü ne yaptığının... o gece gördüğü şeylerle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ما الذى فعلته السيدة سالينس فى ليلة القتل ليس له علاقة بما رأته ليلة الجريمة |
Artık bir ortağın var. Bunun altınlarla bir ilgisi yok, tamam mı ? | Open Subtitles | أنت ستكون شريكى هذا ليس له علاقة بالذهب,أتفقنا؟ |
Bu kağıt parçasının demokrasi ile hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا الجزء من الإزدراء ليس له علاقة بالديموقراطية |
Elbette bunun, aynı firmanın bu televizyon kanalı ve dondurma şirketine sahip olmasıyla hiçbir ilgisi yok, konudan uzaklaşıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد هذا ليس له علاقة بحقيقة أن المحطة وشركة البوظة ملك لنفس المؤسسة |
Bunların Bertram's Oteli'yle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | انظر هنا,ان هذا ليس له علاقة مطلقا بفندق برترام |
Objektif olursam, gayet akıllı olduğumu söyleyebilirim, ancak bunun kıçımla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | يمكنني القول بأنني ذكية جداً على الرغم من ان ذلك ليس له علاقة بمؤخرتي |
Ve bunun geçen haftaki seansımızla hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | وهذا ليس له علاقة على الإطلاق بما حصل في جلسة الأسبوع الماضي |
Bu, ilerlemekle ilgili değil. Sizin ve müşterilerinizin azıcık daha uzun yaşamasıyla ilgili. | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بالتحسن هذا من أجلك أنتَ وزبائنكَ كي يعيشوا مدّة أطول قليلاً |
Fakat görevimizin tam ortasında görevle alakası olmayan başka bir yere yönlendirdin beni. | Open Subtitles | ولكن فى منتصف مهمتنا ترسلني الى مكان ليس له علاقة بمهمتنا |
Doğrusu hiç alakası yok. | Open Subtitles | تشارلز موريس مؤلف كتاب ذوبان عدد 2 تريليون دولار حسنا، هذا ليس له علاقة بأى شيء |
Konu para değil. - Dövüş tarihi belli mi? - 25 Aralık. | Open Subtitles | بدون مال، ليس له علاقة بالمال هل تم تحديد ميعاد المباراة ؟ |
Böcek bu kozmetik sanayi ile ilgisi yoktur, ı Size söz veriyorum, tavşan. | Open Subtitles | أظن أن هذا ليس له علاقة بمستحضرات التجميل |
Kaybolmasının yakıt çubuklarıyla bir ilgisi yok mu yani? | Open Subtitles | إختفائها ليس له علاقة بشحنة قضبان الوقود؟ |
Pilav. Dinle hiç ilgisi yok. Tanrı'yla hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | الأرز ليس له علاقة بالدين لا علاقة له بالرب |
Araştırmamızın görünmezlikle bir ilgisi yoktu. Bu tesadüfi bir reaksiyondu. | Open Subtitles | بحثنا ليس له علاقة بالخفاء هذا كان ردّ فعل عشوائي. |
Gördüğün şey her neyse, annemin ölümüyle bir alakası olmadığını nasıl düşünebilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ الإعتقاد بأنّ ما رأيتِه ليس له علاقة بموت، أمي؟ |