Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً |
Tanrım, Frank, senden bunu isteyecek zaman değil, biliyorum... ama balistik saçmalıklarıyla uğraşmam gerekecek. | Open Subtitles | فرانك أعلم انه ليس وقتاً لأسألك لكني يتوجب علي أن أرجع لمحاضرات الـ باليستيكس اللعينة |
Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة |
Yılın doğru zamanı değil. Balık akını olduğunda bir daha geliriz. | Open Subtitles | ليس وقتاً مناسباً على أي حال للصيد في السنة، سنعود عندما تعج البحيرة بالأسماك |
Biliyorum anne, ama sen hastayken bunun sırası değil. | Open Subtitles | انا , لا أعلم عندما تكوني مريضة هذا ليس وقتاً طيباً |
Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل |
Üstüne alınma ama şu an gerçekten biriyle tartışmaya girmem için doğru zaman değil. | Open Subtitles | حالياً، ليس وقتاً جيدا كي أدخل في نقاش مع أي أحد بلا إهانة |
Sadece şu an uygun bir zaman değil. Pekâlâ. | Open Subtitles | أعرف ما قلت، إنه فقط ليس الآن ليس وقتاً مناسباً |
Eminim. Fakat şimdi uygun zaman değil. | Open Subtitles | أعلم أنك ستفعلين لكن الآن ليس وقتاً مناسباً |
İyi bir zaman değil, gitmem lazım... bir yere. | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً جيداً عليّ الذهاب إلى.. شيء |
Tatlım, şu an hiç uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | عزيزي، هذا ليس وقتاً مُناسباً. أنتِ تقولين ذلك. |
Şimdi o kadar iyi bir zaman değil. Belki sonra. -Ne? | Open Subtitles | الآن ليس وقتاً طيباً ربّما في وقتٍ لاحق. |
Bu hiç iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ليس وقتاً طيباً إلاّ لو كنتما تعرفان طريق النجاة |
- Pek doğru bir zaman değil. - Hangisi kötü zaman? | Open Subtitles | . أجل ، إنه ليس وقتاً جيداً هل تعلمين ما هو الوقت الأسوأ ؟ |
Önemli bir görüşmedeyim, şuan konuşmak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | أنا في مقابلة الآن، لذا هذا ليس وقتاً مناسباً للتحدث |
- İnan ya da inanma, iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | ،مرحباً، صدق أو لا تصدق .هذا ليس وقتاً مناسباً |
Artık her kimsen şu an masaj, striptiz veya icra edeceğin sosyal performans için uygun bir zaman değil. | Open Subtitles | أيّاً كنت، هذا ليس وقتاً مناسباً لتدليك أو رقص تعري أو أيّ عمل مجتمعي ربما تقوم به. |
- Çöpçatanlığın zamanı değil. | Open Subtitles | هذا ليس وقتاً مناسباً لتعثري لي على عشيق |
Konu çocukların yanına dönmesi ile ilgiliyse şu anda zamanı değil. | Open Subtitles | اعني, اذا كان ذلك بخصوص انتقال الأولاد معك فهذا ليس وقتاً مناسباً |
Burada uyuyamazsın. Şimdi uyumanın hiç sırası değil. | Open Subtitles | لا يمكنك النوم هنا، ليس وقتاً مناسب للنوم. |
İki gün, üç gün... Yeterince uzun değil... | Open Subtitles | -يومان أو ثلاثة، ليس وقتاً كافياً |
Şimdi ziyaret için çok iyi bir vakit değil aslında. | Open Subtitles | كل ما بالأمر, أن هذا ليس وقتاً مناسباً للزيارة |
Morgan bak bu hiç mi hiç iyi bir zamanlama değil. | Open Subtitles | مورجان اسمع انه فعلا فعلا ليس وقتاً مناسباً |