Kapım hep açık. Sen de bilirsin. Mafee'yi severim. | Open Subtitles | بابي مفتوح دائماً، تعرف ذلك فأنا أحب (مافي) |
- Gibi gibi. Bana ait değil. Dün gece Mafee'den duydum. | Open Subtitles | جزء من فكرة، إنها ليست لي سمعتها صدفة من (مافي) ليلة أمس |
Bütün o süre boyunca Muffy'nin arabann dsnda agladgn duydum. | Open Subtitles | كنت اسمع مافي يبكي خارج السيارة طول الوقت. |
Josh, keşke Muffy'i, Şeytan'a hediye olarak verseydin. | Open Subtitles | جوش , اتمني انك اعطيت الشيطان مافي كهدية |
Beni kandırdın, hepsi bu. Bu daha öncede başıma gelmişti. | Open Subtitles | لقد خدعتني، هذا كلّ مافي الأمر حدث ذلك من قبل |
Ne olduğunu düşünüyorsanız bunların hepsi korkunç bir yanlış anlaşılma. | Open Subtitles | مهما كانَ إعتقادك كل مافي الأمر أنكَ أخطأت في ظَنِك |
Öncelikle, hazır cevap biri değilim. İkincisi, elimden geleni yapıyorum. | Open Subtitles | أولاً أنا لا أتذاكى و ثانياً أن أبذل مافي وسعي |
Ben basit bir köy avukatym, koskoca Lansing kentinden gelen... bu parlak savcya kars elimden geleni yapmaya çalsyorum. | Open Subtitles | انا فقط محامي ريفي يبذل كل مافي وسعه ضدّ هذا المدّعي الرائعِ مِنْ مدينةِ للانسنج. |
Harmana kadar burada kalacaklar. Herşey bundan ibaret. | Open Subtitles | هم يبقون هنا حتى موعد الحصاد هذا كل مافي الأمر |
- Seni tanıyorum Mafee. İçinde tuttuğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرفك يا (مافي) أعرف عندما تخبئ الأمور |
Mafee bana Richards'taki işinden çok da memnun olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال لي (مافي): إنك لست سعيداً في (ريتشاردز) |
Mafee'ye belki işinde iyi olduğunu düşündüğünü falan söylemelisin. | Open Subtitles | وبالنسبة لـ(مافي) ربما عليك إخباره أنه يبلي حسناً في عمله |
Muffy'nin agznda fenerle ileri geri kosturdugu... tellerdeki aralk da orada. | Open Subtitles | هناك. هناك الفتحة في السياجِ حيث كان مافي ... يجري مهرولا ممسكا بالمصباح |
Ben yüzbaşı Muffy, Frank' in asistanıyım. | Open Subtitles | ــ نعم أنا مافي مساعد فرانك الشخصي |
Ben yüzbaşı Muffy, Frank' in asistanıyım. | Open Subtitles | ــ نعم أنا مافي مساعد فرانك الشخصي |
Asla. Babama karşı kullandığı bir kozu var. hepsi bu. | Open Subtitles | إطلاقاً، انها مجرد سلاح ضد أبي، هذا كل مافي الأمر. |
Olaya senden daha farklı bir açıyla yaklaşıyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | أنا أقوم بالإستجواب بطريقة مختلفة عنك, هذا كل مافي الأمر |
Burası İçişleri Bakan Yardımcısı'nın gelmesi için çok uzun bir yol, hepsi bu. | Open Subtitles | إنها طريقٌ طويلة بـالنسبة لـنائب وزير الـداخلية للقدوم , هذا كل مافي الأمر. |
Yaşlanmaktan o kadar korkuyoruz ki, mani olmak için elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | نخاف جدا من التقدم في العمر نفعل كل مافي وسعنا لكي نتجبنه |
Yardım, koruma, konfor sağlamak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. | TED | نحاول أن بنذل كل مافي وسعنا لتقديم بعض المساعدة، بعض الحماية، بعض الراحة. |
Toz ve dumanın ötesini görmeye çalışırken, yaralılara yardım etmek için elinizden geleni yapıp yakındaki bir sığınağa doğru emekliyorsunuz. | TED | وبينما تجاهد لترى عبر الغبار والدخان، تفعل مافي وسعك لتساعد الجرحى لتزحف بعد ذلك إلى مخبأ قريب. |
Çıkarsam, elimden gelen her şekilde ona yardım edeceğimi söyledim. | Open Subtitles | ووعدته بأن أبذل كل مافي وسعي لمساعدته إن خرجت |
hepsi bundan ibaret 10 Milyon Dolarla yok olacağım. | Open Subtitles | هذا كل مافي الأمر إختفائي مع 10 مليون دولار |