orijinal, değerli ve hatta güzel çıktılara götüren en azından böyle bir tane süreç biliyoruz: Evrim süreci. | TED | يحدث أن نعلم بعمليةٍ واحدةٍ على الأقل أدت إلى خرجٍ مبتكر قيّم وجميلٍ أيضاً، عملية التطور. |
orijinal ve güzel bir şey yapmak için yeterli mi, yoksa yaratıcılık, ne yaratıldığı hakkında bir niyet ve farkındalık gerektirir mi? | TED | هل هو كافٍ لخلق ما هو مبتكر وجميل، أم يتطلب الإبداع حدساً وإدراكاً لما يتم إنشائه؟ |
Eminim ki, bu odadaki herkes çok yenilikçi. | TED | انا متأكدة بأن الجميع في هذه الغرفة مبتكر للغاية |
Harika bir şey olduğunu hissediyorum; yenilikçi bir şey, korkutucu, dehşet verici. | TED | أشعر أن هذا مذهل، إنه مبتكر إنه مخيف، إنه مرعب |
Tamam, ikinci bir örnek olarak, bu kültürel kahramanı düşünelim, solcu bir ikon, bu karakterin yaratıcısı. | TED | حسنا، للمثال الثاني، والتفكير في هذا البطل الثقافي، رمز على اليسار، مبتكر هذا الشخصية. |
Orjinal olsaydın daha özel bir yemek söylerdin. | Open Subtitles | لو أردت أن تكون شخص مبتكر واسع الأفق عليك أن تختار نوع متميز من المقرمشات |
20 dakikadır özgün bir şey söylemeden konuştun. | Open Subtitles | تحدثت لمدة 20 دقيقة بدون أن تقول اي شيء مبتكر |
Ve öyle oldu, yaratıcı deha sayesinde, ileriyi gören ve müthiş bir hikâye. | TED | و هذا ما حدث بالفعل بفضل مبتكر عبقري، ذي رؤية، و قصة رائعة. |
Gerçekten orijinal bir isim. Bu isme kimse sahip olmayacak ve ben de isme bayılıyorum. | Open Subtitles | انه مبتكر حقا ولا يوجد احد استعمله وبالتاكيد انا احبه |
- Minnettarım, ama sıradaki albümümün yeni, orijinal ve harika olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أقدّر هذا ... لكن أريد ألبومي الجديد يكون جديد , مبتكر ورائع |
- yaratıcı bir dekoratördür. - Çok orijinal. | Open Subtitles | ـ إنها مزينة مبدعة ـ هذا مبتكر جدا |
Evet. "The Best Is Yet to Come"ı. Çok orijinal. | Open Subtitles | نعم أغنية الأفضل قادم مبتكر جداً |
Neden hep yargılamak için acele ediyorsun, Adam? yenilikçi olan her şey ilk başta çılgınca görünür. | Open Subtitles | ادام لماذا انت تحكم بسرعه ؟ كل شيء مبتكر بالبدايه يبدو جنونا |
İpek Yolu'nun başarısı büyük ölçüde Tor ve Bitcoin'in yenilikçi birleşiminden kaynaklanıyordu. | Open Subtitles | كان نجاح طريق الحرير إلى حد كبير نتيجة لمزيج مبتكر من تور وبيتكوين |
Seyahatlerin büyüklüğüne bakmak yerine, yenilikçi bir fiyatlama sistemi kullanabilir ve yol altyapısını galon üzerinden değil mil üzerinden fiyatlayabiliriz. | TED | فبدل النظر إلى نمو قطاع السفر فقط يمكننا أن نستخدم نظام تسعير مبتكر عن طريق فرض رسوم على البنية التحتية للطرق بالميل وليس بالجالون. |
Crimer Show'un yaratıcısı İngilterede popüler bir şov tipinin parodisi olduğunu söylüyor, ama çok acayip ya. | TED | مبتكر (كرايمر شو) قال أنه حساب ساخر لمسلسل معروف في بريطانيا لكن , أليس هذا غريب؟ |
Çok beğeni toplayan Everybody Loves Raymond dizisinin yaratıcısı. | Open Subtitles | هذا (فيل روزينثول). مبتكر المسلسل المحبوب, (Everybody Loves Raymond) |
Sin, "Ölüm Pornosunun" yaratıcısı, mega-vahşi bir bilgisayar oyunu. | Open Subtitles | "سين) هو مبتكر "ديث بورن) لعبة الكمبيوتر العنيفة جداً |
Ve merdiven boşluğu da Orjinal. uzun, uzun, uzun zaman önce büyükbabam tarafından oyulmuş. | Open Subtitles | ودرب السلم مبتكر فقد تم نحته بواسطة جدي الأعظم |
Hayır, biliyorum. Orjinal olmasını istiyor. | Open Subtitles | أعرف يحاول أن يكون مبتكر |
özgün olsaydın geniş düşünürdün. | Open Subtitles | لو أردت أن تكون شخص مبتكر واسع الأفق |
Ancak yüksek IQ su olan birinde olursa, kesinlikle yaratıcı dahi olur. | Open Subtitles | لكن إن كان ذكاء هذا الشخص عالياً فهو ينتج عنه عبقري مبتكر |