| Şu anda, konuştuğunuz kişinin kadın olduğundan bile emin değiliz. | Open Subtitles | في تلك النقطة, نحن لسنا متأكدين من إنها كانت أنثى |
| Bizi bayıltan şeyin madde olduğundan tam olarak emin değiliz. | Open Subtitles | فحن غير متأكدين من إنها كانت المغروزة التي أسقطتنا أرضاً. |
| Hayır. Bana bir daha uyanamayacağını söylediler. Artık bundan eminiz. | Open Subtitles | كلا، لقد أخبروني أنّها لن تستفيق نحن متأكدين من ذلك، الآن |
| Hepimiz kendimizden eminiz, huh? | Open Subtitles | نحن متأكدين من أنفسنا , أليس كذلك ؟ |
| Bunu bilemeyiz, Dr Jackson. Bunu göze almanıza izin veremem. | Open Subtitles | نحن لسنا متأكدين من ذلك د.جاكسون لا أستطيع ان اتركك تجازف بنفسك |
| Bunu tam olarak bilemeyiz. Akıl hastalığıyla ilk vakası değil. | Open Subtitles | حسناً، نحن لسنا متأكدين من ذلك، هذا ليس ظهوره الأول بالمرض العقلي |
| Evet, böyle bir ruhla daha önce karşılaşmadık. Onu neyin öldüreceğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | و نحن لم نلق مثله من قبل، فلسنا متأكدين من كيفية قتله |
| Nasıl yapılması gerektiğini bilmiyoruz ama arkadaşların önemli noktalarda bize yardım etti. | Open Subtitles | الآن, نحن لسنا متأكدين من الخطوات لكن أصدقائك ساعدونا.. بعدة مفاتيح أساسية |
| Güvenlik çemberinin içinde olduğundan nasıl emin olabiliriz? Bu karanlıkta olamayız. | Open Subtitles | إلى أي مدى نحن متأكدين من أنه مازال ضمن المنطقة المحاصرة؟ |
| Bu sefer, elimizdeki senaryoda ne olacağından pek emin değiliz. | TED | لسنا متأكدين من ماذا سيحدث في هذه الحالة. |
| Ne yazık ki, kalitenizden emin değiller, bu nedenle hepinize bir test uygulamaya karar verirler. | TED | لكن لسوء الحظ، هؤلاء الغرباء ليسوا متأكدين من كفاءاتكم الذهنيّة، لذا قرروا أن يخضعوكم جميعاً لاختبار. |
| Beyler: penisinizi kaybetme riski altında olduğunuzu düşünün çünkü doktorlar nerede olduğundan veya neye benzediğinden tam olarak emin değiller. | TED | أيّها السادة: تصوّروا أنّك معرض لخطر فقدان قضيبك لأن الأطباء لم يكونوا متأكدين من مكانه أو شكله الطبيعي. |
| Hanüz göremediğimiz ama varlığından oldukça emin olduğumuz Higgs parçacığı diğer tüm parçacıklara kütle sağlar. | TED | جسيم لم يرى حتى الآن ولكننا متأكدين من وجوده .. هو جسيم هيجس والذي يعطى كتل لكل هذه الجسميات الأخرى. |
| Hepimiz, kazanabileceğimize emin olduğumuz durum ile kazanacağımızı umduğumuz durumda biraz farklı çalışırız. | TED | فجميعاً نعمل بشكل مختلف قليلاً عندما نكون متأكدين من الفوز مقابل إذا كنا نأمل أننا سنفعل وحسب |
| eminiz ki öyledir, ancak Bay Joss'un aslında sorduğu... | Open Subtitles | نحن متأكدين من هذا ولكن السيد (جوس) يعنى |
| Burada bir Bussotti olduğundan eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدين من أن لدينا واحدة (من صنع (بوسوتي |
| Bu konuda eminiz. | Open Subtitles | نحن متأكدين من هذا |
| - Bu bir teori. Doğru olacağını bilemeyiz. | Open Subtitles | إنّها مجرّد نظرية، لسنا متأكدين من صحّتها. |
| Orasını bilemeyiz, daha isimlerini açıklamadılar. | Open Subtitles | لسنا متأكدين من ذلك. إنهم لم يعلنوا الأسماء. |
| Yine de kendilerini kopyalamanin bir yolunu bulurlar mi, bilemeyiz. | Open Subtitles | بالطبع على الرغم اننا غير متأكدين من كونهم سيجدوا طريقه أخرى لتوليد المزيد من نوعهم |
| Dinle, bir şey yapıp yapmadığımızı bilmiyoruz. | Open Subtitles | أنصتي، لسنا متأكدين من أننا قد فعلنا أي شيء. |
| Üzerinde olup olmadığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | لسنا متأكدين من أنه سيتجه إليه ، إنها خدعه |
| Bu arama ve kurtarma çalışması. Onun ölüp ölmediğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | إنها مهمة بحث و إنقاذ لسنا متأكدين من موتها |