| Geyseniz veya etnik kökeninizle gurur duyuyorsanız ya da engelliyseniz veya dindar biriyseniz kendiniz olmayı bir deneyin. | TED | إذا كنت مثلي الجنس، أو فخور بانتمائك العرقي، أو لديك إعاقة أو متدين بعمق، انظر لشعورك كونك تكون على طبيعتك في العمل. |
| Kendinizi dindar bir adam olarak adlandırır mısınız? - Buradakiler kadar dindarım. | Open Subtitles | أخبرنى يا سيدى ، هل ترى نفسك رجل متدين ؟ |
| dindar olduğunu kabul etmek istemiyor ama yanında bir Meryem Ana heykeli taşıyor. | Open Subtitles | لا يريد الاعتراف بأنه متدين لكنه يحمل معه تمثالاً للعذراء مريم |
| Eşcinsel olmam, inançlı bir ailede büyümem, Güneyde yaşamam düşünüldüğünde bu ayrımcılık benim için yeni bir şey değildi. | TED | كونى شاذاً نشأ في وسط متدين ولأنى عشتُ في الجنوب، فإن العنصرية لم تكن شيئاً جديداً علي. |
| dindar olmasanız da. Sizi takip ediyor. | Open Subtitles | بغض النظر عما إذا كنت متدين أم لا فإنها تحاول التواصل معك |
| Unutma, babası öldüğünden beri çok dindar oldu. | Open Subtitles | فلا تنسى أنه متدين جدّا لأنّ والده توفي. |
| Sen de benim kadar biliyorsun ki Pakistan'da mağaradaki dindar kaçıklardan daha fazla terörist var orada... | Open Subtitles | أنه هناك المزيد من الإرهابيين أكثر من متدين أحمق في كهف في باكستان |
| Eğer dindar, korkmuş ve şeytanlar seni takip ediyor olsaydı nereye giderdin? | Open Subtitles | , لو أنك متدين و خائف و هناك شياطين تطادرك إلى أين ستذهب للشعور بالأمان؟ |
| dindar bir kişinin memur olabileceğini düşünemem. | Open Subtitles | ولا اضن اي شخص متدين له الاحقية في الامساك بزمام سلطة شعبوية |
| Şey, dindar değilim çünkü bununla alakalı bir şey değil. | Open Subtitles | أنا لست متدين ... لأنها ليست كلمة بل تعنى الكثير |
| Ama ben aşırı dindar garip bir adamım nihayetinde. Söylediğim şeylere inanmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لكن أنا مجرّد شخصٍ غريب متدين لستِ مضطرة لتصدقي أيّاً مما أقوله |
| Herif planların değiştiğini söylemek için çok fazla dindar. | Open Subtitles | إنه متدين لعين سيعارض إذا تم إخباره بتغيير الخطة |
| Herif planların değiştiğini söylemek için çok fazla dindar. | Open Subtitles | إنه متدين لعين سيعارض إذا تم إخباره بتغيير الخطة |
| Ve Taffertlar'ın kapısındaki kana dayanarak son derece dindar birini arıyor olabiliriz. | Open Subtitles | و بسبب الدماء الموجودة على منزل آل تافرت فقد نكون بصدد شخص متدين للغاية |
| Fahişeleri döven, sanatsal yönü olan kendine göre dindar biri. | Open Subtitles | يقصد العاهرات ، فنان متدين بشكل من الأشكال |
| Birazcık daha dindar bir adam olsaydım koruyucu meleğim olduğunu söyleyebilirdim. | Open Subtitles | لو كنتُ أكثر من رجلٍ متدين لـكنت قلت إنكِ ملاك. |
| ve biraz da inançlı bir şekilde ruhunun hala tanrıya ait olduğunu... ama bedeninin bir geri ödemesi olduğunu ve bedeninin kurtarmak için şeytanla anlaştığını söyledi. | Open Subtitles | و لأنه متدين قال أن روحه ملك لله و أن جسمه سيعود له أيضا |
| Ama sen dindarsın? | Open Subtitles | لكن أنت متدين ؟ |
| Bilindiği gibi, kendimi bir din adamı olarak değerlendiririm, ama bir kiliseye bağlı değilim. | Open Subtitles | كما هو واضح ، اننى أعتبر نفسى رجل متدين ولا أنتمى الى أى كنيسة |
| Başkası olacağına, dini kafasına takmış bir deli olacağına benim olmam daha iyi. | Open Subtitles | أفضل من أن يقوم بذلك شخص من خارج البلاد او متدين يريد نهاية العالم لا احد يريد ذلك |
| Sizin gibi üst seviye bir Hristiyan için sorun olmamalı. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون مشكلة لدى نبيل متدين مثلك ، سيدي |
| -Bu konuda dindarmış öyle diyor bana. | Open Subtitles | إنه يخبرني بأنه متدين حيال ذلك أجل |
| Ama Yahudiydi! Ve dindardı! | Open Subtitles | و كان يهوديا و كان شخص متدين |
| Buradan bin mil civarındaki herkes kendine göre dindardır, sen hariç. | Open Subtitles | كل شخص على مدار ألف ميل من هنا متدين بشكل من الأشكال، عداك |
| Sadece normal bir insandı. İşini aksatmayan, dinine bağlı. | Open Subtitles | رجل عادي عامل و متدين |