Şimdi problemimi biliyorum ve senin bu konudaki fikrini değiştirtmek bana bağlı. | Open Subtitles | الآن ، لقد عرفت مشكلتى و الأمر متروك لى لتغيير رأيك فى |
Tabii bu uzman cerraha bağlı, ama kendi orada değil. | TED | الأمر متروك للجراح المشرف لكنه لم يصل بعد. |
Çok fakirlerin seçim şansı yok. Bir şeylerin değişip fakirlerin de bir şanslarının olması bize bağlı. | TED | الفقير جدا ليس لديه خيار. الأمر متروك لنا لتغيير الأمور وبالتالي يكون لدى الفقير خيارا أيضا. |
Ama bayrağımıza hangi mirası ekleyeceğimize karar vermek bizim elimizde. | TED | لكن الأمر متروك لنا لنقرر أي اسطورة نودّ التشبث بها. |
- Elizabeth, eğer bana kalsaydı ... - Size kaldı zaten. | Open Subtitles | اليزابيث ، لو كان الأمر لي و الأمر متروك لك بالفعل |
Belki seni zorla ambara götürüp yaptıklarımı telafi edebilirim. | Open Subtitles | ربما أنا يمكن أن يجعل الأمر متروك لكم من خلال اتخاذ كنت تقريبا في الحظيرة. |
Kiliseleri dolu tutmak ve Hıristiyanlığın başarısı bize bağlı. | Open Subtitles | الأمر متروك لنا لإنجاح الهروب من المسيحية إبقاء الكنائس مليئة |
Biz arkadaş olabiliriz, tamamen sana bağlı, şaka değil. | Open Subtitles | الامر متروك برمته لك الان يمكننا ان نكون اصدقاء , بلا مزاح |
Onları salimen Partizanlara teslim etmek sana bağlı. | Open Subtitles | والأمر متروك لك لتسليمهما بأمان إلى المؤيدين |
Hep öyleydin. Onun yaşayıp, ölmesi sana bağlı. | Open Subtitles | اسمعي ، يمكن للرجل أن يعيش أو يموت الامر متروك اليك |
Bu kilise konseyine bağlı, yani biraz zaman alacak. | Open Subtitles | متروك لمجلس الكنيسة لذلك سوف يسغرق الامر بعض الوقت. |
- Şimdi her şey Jeffy Dahmor'a bağlı. | Open Subtitles | الأمر كله متروك لجيفى دومر الآن وهاهو يجتازه |
Ama bunu bitirmek sana bağlı. | Open Subtitles | بدأوا هم هذا , لويس ولكن الأمر متروك لك لـ إنهائه |
Artık sanıkların suçluluk veya masumluğuna karar verme işi jüride. | Open Subtitles | الأمر الآن متروك للمحلفين ليقرروا إدانة أو براءة المشتبه بهم |
Ama buna karar verecek kişi doktorun olarak benim. | Open Subtitles | و لكنى اعتقد انه متروك لى انا كطبيب , لكى اقرر |
- Beatrice, buna sen karar verebilirsin. | Open Subtitles | لذا حان وقت رحيلكم بيترس، هذا الامر متروك لكِ |
Şimdi seni kurtarmak da federal hükümete kaldı. | Open Subtitles | و الآن الأمر متروك للحكومة الفيدراليه لإخراجكم، أليس كذلك؟ |
Kraken artık olmadığına göre, kasaba Inger Allyson gibi insanlara kaldı | Open Subtitles | الآن بعد ان لم يعد هناك كراكن الأمر متروك لناس مثل اينغر اليسن |
Çok üzgünüm. Bunu telafi etmek için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكنني القيام به لجعل الأمر متروك لكم؟ |
Cinayet. Evde kimse yok. Anahtar ön taraftaki verandada bırakılmış. | Open Subtitles | قتل ، لا أحد بالمنزل المفتاح متروك عند الباب الأمامي |
Zaman aşımı süresi doldu. Beni suçlayamazsınız. | Open Subtitles | قانون التقادم متروك لا يمكنك ان توجيه تهم لي |
Tüm ajanlar terkedilmiş altın madenine gitsin. | Open Subtitles | كل الوكلاء المتوفرون يعاد توجيه... إلى منجم ذهب متروك في قطاعك. |
Sanırım bütün bu zaman boyunca böyle hissetmemin sebebi yalnız olmam, terk edilmiş olduğumu düşünmemdi. | Open Subtitles | و لكنه كان الشعور بالوحدة و بأني متروك كان هناك كل الوقت |
Bu yüzden dinlemek bize kalmış ve bu kolay olmayabilir. | TED | إذن الأمر متروك لنا للاستماع، وهذا قد لا يكون سهلاً. |