Konuşma tarzına bakılırsa, arkanda sürüklediğin o tabuta girmek için çok acele ediyor muşsuna benziyor. | Open Subtitles | من طريقة كلامك يبدو أنك متعجل اذن ستنتهى فى تابوتك الذى تسحبه خلفك. |
Evlenmek için çok acele ediyor da ondan. | Open Subtitles | لقد كان متعجل للزواج,هذا هو السبب. |
Hayır, hayır. Yani acele derken sallanmamak gibi, tamam mı? | Open Subtitles | لا, لا, لا, لا أقصد متعجل خاصتك لا تكن مثل "ديلي دالي" |
Cihaz yok. Kayıtlı ifade vermeni isterim, ama acelem yok. | Open Subtitles | أحب أن توافق على تسجيل معلوماتك ولكن أنا لست متعجل فى ذلك |
Başkan Baptist en iyi müşterimdi ama... onunla buluşmak için acelem yoktu. | Open Subtitles | الرئيس بابتيست كان افضل زبائنى ولكنى لم اكن متعجل لمقابلته |
Affedersiniz, acelem var. | Open Subtitles | . آسف، أنا متعجل |
Acelen nedir? | Open Subtitles | لماذا أنت متعجل ؟ |
Ne çabuk gelmişsin. Teslim olmak için Acelen var gibiydi. | Open Subtitles | بدا لي أنك متعجل بتسليم نفسك |
acele bir karar vermeden önce kız arkadaşını kontrol et istersen. | Open Subtitles | تفقد صديقتك قبل أن تتخذ قرار متعجل |
Ben her zaman acele ederim bebek. | Open Subtitles | أنا دائماً متعجل يا عزيزي |
Sen neden bu kadar acele ediyorsun? | Open Subtitles | لماذ ا أنت متعجل هكذ ا؟ ابق فترة . . |
Bu biraz acele olmadı mı? | Open Subtitles | الا تظن انك متعجل قليلا ؟ |
Fakat onunla tanışmak için acelem yoktu. | Open Subtitles | ولكنى لم أكن متعجل لمقابلته |
Biraz acelem var. | Open Subtitles | أنا متعجل نوعاً ما |
Evet, ama hiç acelem yok. | Open Subtitles | نعم، لكنى لست متعجل |
- acelem var. | Open Subtitles | متعجل |
acelem var. | Open Subtitles | أنا متعجل |
Acelen var. | Open Subtitles | أنت متعجل . |