Ben bir dahiyim ya da daha açıkçası, yüksek- işlevli bir otistik dahiyim. | TED | أنا شخص موهوب .. او من اجل دقة أكثر انا متوحد موهوب عالي الأداء |
otistik olmakla ilgili ve çok fazla hayal gücüne sahip olmakla ilgili sorunlar var. | TED | هناك مشاكل لكونك متوحد. وهناك مشاكل كونه لديك خيال واسع ونشط جدا. |
Çünkü otistik olmanın bir yönü bu, piyesler gibi sosyal seyleri öğrenmek zorundaydım | TED | لأن الأمر المتعلق بكونك متوحد هو , توجّب عليّ أن أتعلم مهارات إجتماعية مثل المشاركة في اللعب. |
otistik bir çocuğu tarayıcıya koymanın ne demek olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أتعلمون كيف سيكون محاولة وضع طفل متوحد في جهاز الفحص النووي؟ |
Yoğun bir psikoterapi ile otistik bir çocuk tedavi edilebilir... | Open Subtitles | مع العلاج النفسي المكثف يمكن علاج طفل متوحد |
Bunlardan biri kör ve otistik bir piyano dahisi olan piano sanatçısı Derek Paravicini, diğeri de Güney Sudan'dan eski bir çocuk asker olan, sözsel şair ve rapçi Emmanuel Jal. | TED | واحدة منهما لعازف البيانو دريك بارفيتشيني، الذي صادف أن يكون أعمى، عبقري متوحد على البيانو، وإيمانويل جال، مجند طفل سابق من جنوب السودان، الذي هو شاعر الكلمة المنطوقة ومغني راب. |
Genel kanı bu, yani her otistik insan Dustin Hoffman ve bu doğru değil. (Gülüşmeler) | TED | هذا هو الاعتقاد السائد، أن كل شخص متوحد هو "دستن هفمان" وهذا غير صحيح. |
Eğer burada otistik çocuğu olan biri varsa veya otistik bir çocuk tanıyan, ve kendini ondan kopuk hissediyorsa vereceğin öğüt ne olur? | TED | لكن إذا كان هناك شخص هنا له طفل يعاني من التوحد , أو يعرف طفل متوحد ويشعر أنه ربما جاء الوقت لتوقيفه عن عاداته , بماذا يمكنك أن تنصحيه ؟ |
otistik bir çocuğa bakmak ona çok zor geliyordu, şu anda özel engelli okuluna gidiyor ve ona bütün gün ben bakıyorum. | Open Subtitles | ولد متوحد كان كثيراً عليها لذا... فهو يذهب إلى مدرسة خاصة وأنا أراعيه باقي الوقت |
- Bence otistik. | Open Subtitles | أعتقد أنه متوحد عقلياً |
Aaron Pratt ise beyninin sağ tarafı çok gelişmiş, yüksek fonksiyonlu bir otistik. | Open Subtitles | هارون برات) رجل متوحد عالي الأداء) مع قدرات أعلى في الدماغ اليميني |
- Tuhaf değil O'Riley, otistik. - Neyse işte. | Open Subtitles | ليس غريب الأطوار يا (أورايلي) إنه متوحد عقلياً |
Edgar, ileri işlevli içe otistik. | Open Subtitles | ادجار رجل متوحد عالى الاداء |
O sadece otistik, gerizekali degil. | Open Subtitles | إنه ليس بطيئاً ولكن متوحد |
Yani otistik çocuk demiyoruz. | Open Subtitles | \u200fلذا لا نقول "طفل متوحد". |
- otistik mi? | Open Subtitles | هل هو متوحد ؟ |