Böyle bir işte senin gibi bir adamımızın olduğunu bilmek güven veriyor. | Open Subtitles | مسرور لمجرد أن نعرف أنّ لدينا رجل طيب مثلكَ في هذه الوظيفة |
Hayır, o güzel bir rastlantıydı ama kalanları sahteydi, tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | كلا، لقد كان هذا الأمر مجرّد صدفه. ولكن الآخرين كانوا مزيّفين، مثلكَ. |
senin gibi zeki bir adamın bu saçmalığı hâlâ niye yaptığını. | Open Subtitles | لماذا رجل ذكي مثلكَ مازال يعمل بهكذا قذارة |
Sizin gibi bir doktor, bu süreçte kendi spermini de işe katıp, süreci hızlandırır mı? | Open Subtitles | هل طبيب مثلكَ قد يُجري عملية كهذهِ بإرتجالٍ تطوعيّ بسيط منه؟ |
George sadece ünlü bir deniz biyoloğu değil aynı zamanda senin kadar kaçık. | Open Subtitles | جورج ليس فقط العالم الشهير في علم الأحياء البحرية إنهُ غريب الأطوار مثلكَ |
senin gibi bir adamın kendinden, 20 yaş genç biriyle olması gerekir. | Open Subtitles | رجلٌ مثلكَ يمكن أن يواعد إمرأة أصغر بـ20 سنة |
senin gibi büyük bir He-Man olmadığını biliyorum. Sadece... onda birşey var. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه ليس راشداً مثلكَ لكن هناك شئُ ما فيه |
senin gibi biriyle tanışmak için alışılmadık bir yer. | Open Subtitles | يبدو مكاناً غير اعتياديّ ليطلب شخص مثلكَ اللقاء فيه |
Senin yaşındayken senin gibi bir çocuk bulduğum için şanslıydım. | Open Subtitles | عندما كنتُ في مثل سِنك كنتُ سأصبح محظوظة لو إلتقيت بشخصٍ مثلكَ |
Fark etmiş olmalıydım gelen elektronik postaların senin gibi birinden geldiği belliydi! | Open Subtitles | كان يجب أن الاحظ هذا هذه الرسائل كانت، محطمة مثلكَ |
Ta başında nasıl oldu da senin gibi bir orospu çocuğuyla evleniverdim acaba? | Open Subtitles | كيف انتهى بي المطاف متزوجة لابن ساقطة مثلكَ في المقام الأول ؟ |
Ama bilmek istemiyorsun. senin gibi olmamak için direniyorum. | Open Subtitles | ولكنّكَ لا تريد أن تعرف، أرفض أن أصبح مثلكَ |
senin gibi insanlar burada rahat beklesin diye ona bir sürü para ödedim. | Open Subtitles | قدّ دفعتُ الكثير من النقود مقابلها، لأجعل أناس مثلكَ مُرتاحين أثناء إنتظارهم. |
Sonra senin gibi alaycı tipler onun hayatını küçük bir hataya indirgemeye çalışmışlar. | Open Subtitles | ثمّ يحاول عيّابون مثلكَ اختزال حياته إلى خطأ وحيد |
senin gibi birinin böyle büyük bir şirkete nasıl sahip olduğunu sorabilir miyim? | Open Subtitles | أتمانع سؤالي إيّاكَ: كيف لرجل مثلكَ أن يملك شركة كبرى؟ |
senin gibi bir adam böyle biriyle arkadaş nasıl olur ki? | Open Subtitles | كيف لأنسانٌ مثلكَ ينتهي بهِ المطاف مع شخصٌ كهذا؟ |
senin gibi insanlar burada rahat beklesin diye ona bir sürü para ödedim. | Open Subtitles | قدّ دفعتُ الكثير من النقود مقابلها، لأجعل أناس مثلكَ مُرتاحين أثناء إنتظارهم. |
senin gibi birini yakalattığımda, her yerde boy boy fotoğraflarım yayınlanacak ve herkes kahraman olduğumu düşünüp beni sevecek. | Open Subtitles | أعتقل شخصاً مثلكَ وتصدر صورتي في الصحف والتلفاز فيعتبرني الجميع بطلاً ويحبّوني، فيتوجّب عليهم إعادة توظيفي |
Açtıkları yaraların intikamını almak istiyorum, Sizin gibi. | Open Subtitles | ابحث عن الإنتقام للجروح التي سبباها ، مثلكَ |
İzlerini Sizin gibi oldukça etkili biçimde kapatıyor. | Open Subtitles | يبدو أنّها لديها كفاءة بتغطية آثارها مثلكَ |
İnan bana, ben de senin kadar onu geri gelmesini istiyorum. | Open Subtitles | صدّقني أنني أريدُ استعادتها مثلكَ بالضبط |