Bazı iyi dostlarım bizim Yan komşumuz ve harikalar. | Open Subtitles | افضل أصدقائِي ببيت مجاور بشكل مباشر إلى الناسِ السودِ. |
Yan binanın ikinci katındaki Sierra ekibi dükkanı kısmen görebiliyomuş. | Open Subtitles | لدينا رؤية جزئية أيها الملازم من فريق سيرا فى الطابق الثانى لمبنى مجاور |
Küçük bir tim bitişik bir tünelden hapishaneye sızabilir. | Open Subtitles | فريق صغير يمكن أن يكون قادرًا على إختراق السجن عبر نفق مجاور |
Hayır, orası üniversiteye bitişik bir bölge, ...ama Illinois TrustLoan Bankasına ait. | Open Subtitles | كلا، إنه مجاور للجامعة ولكن ملكيته تعود لبنك إيلينوي للتسليف هنا |
Birçok açıdan, bir binanın hemen yanındaki caddeden bakıldığında nasıl göründüğüne bakabilirsiniz. | TED | في كثير من الحالات، يمكنك أن ترى أيضا كيف يبدو مبنى من شارع مجاور. |
"eski Boot Hill Mezarlığı'nın yanındaki terk edilmiş Delgado Madeni'ne gömdüm. | Open Subtitles | مجاور للمقابر القديمة أعلى التل... كما هو مبين في الخريطة المرفقة. |
Her neyse, "Fast Flight" deposunun hemen yanında bir cam fabrikası var. | Open Subtitles | على كلّ حال، كان هناك مصنع للزجاج مجاور لمستودع شركة "الرحلات السريعة" |
Tamam, Yan tarafa gidiyor. | Open Subtitles | اذهب للبيت المجاور حسنا .. البيت مجاور |
...30'dan küçükler, büyük bir sitede Yan yana oturuyorlar. | Open Subtitles | بيت مجاور صحيح بشكل مباشر إلى بعضهم البعض في a كبير مجمّع الشقق. |
Jillian'ı aramaya çıktım ve onu hemen Yan taraftaki bir kumarhanede gördüm. | Open Subtitles | خَرجتُالبَحْثعن jillian، وأنارَأيتُهافي بيت كازينو مجاور. |
Yan tarafta iyi bir berber var. | Open Subtitles | يوجد حلاق مجاور جيد جدا. |
Yan binaya kadar izini sürdük ama Bauer yanındaki gazeteci Meredith Reed ile birlikte kordondan kurtulmayı başardı. | Open Subtitles | -أنا متأسف يا سيدي تعقبناه إلى بناءٍ مجاور لكن تمكن (باور) من الإفلات من الطوق سوية مع المراسلة (ميريدث ريد) |
- ...Yan binasında kiracı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كمستأجر في مبنى مجاور. |
Ayrıca sağ tarafın ucunda bitişik bir kesik daha var. | Open Subtitles | وهناك أيضاً كسر مجاور للقطع في الناحية اليمنى يلتقيان في نهاية واحدة |
Şimdi, kulüp dışında, bitişik bir otoparkta , | Open Subtitles | الان , خارج النادى , في موقف للسيارات مجاور |
Durmadan. Bu hat limana bitişik olduğu için dolgu topraktan kazılmış. | Open Subtitles | هذا الخطّ حفر نفق خلال landfiill مجاور للميناء. |
Savaşın geri kalanında Gestapo'nun yanındaki bir binada saklandık. | Open Subtitles | إختبأنا طوال بقية الحرب في مكان مجاور للجستابو |
Acaba beni şu bayanın yanındaki yatağa koyabilme şansınız var mı? | Open Subtitles | لأن تضعني في سرير مجاور لتلك السيّده ؟ |
Madem öyle, neden ofisinin hemen yanında bir manikürcü var? | Open Subtitles | لو كان ذلك صحيحاً لما تشارك بحائط مع ماذا ذلك .. صالون أظافر مجاور لك |
Bir porno setinin hemen yanında boktan bir yer. | Open Subtitles | مكان حقير مجاور لموقع تصوير أفلام إباحية. |