"محجوز" - Translation from Arabic to Turkish

    • dolu
        
    • boş
        
    • ayrıldı
        
    • doluyum
        
    • rezerve
        
    • doluyuz
        
    • ayrılmış
        
    • kaldım
        
    • kilitli
        
    • tutuluyor
        
    • ayrılmıştır
        
    • yer
        
    • Sahibi
        
    • koltuk
        
    • ayarlandı
        
    - Çok dolu... - Bir şeyler bulursunuz. Open Subtitles الفندق محجوز بالكامل أعتقد أنك قد تتدبرى الأمر
    Çok isterdim ama gelemem. Ajandam tamamen dolu hanımlar. Open Subtitles أود ذلك ولكن لا يمكنني هذا أن محجوز بعد هذا
    Affedersiniz, burası dolu mu? Üzgünüm, bir arkadaşımı bekliyorum. Open Subtitles هل هذا المقعد محجوز ؟ آسفة , أنا انتظر صديقتي
    Üzgünüm efendim ama hiç boş masamız yok bu akşam. Open Subtitles آسفة، سيدي، لكن المكان محجوز الليلة ليس لدينا أي مكان
    Cumartesilerim dolu gibidir ama...bir dakka. Open Subtitles لم أُدرك أنّنا وصلنا لتلك المرحلة. يوم السبت محجوز لديّ.
    Şu anda bütün ev ve oteller dolu, nereye gidelim biz şimdi? Open Subtitles الأن كل منزل وفندق محجوز, أين يفترض بنا أن نذهب ؟
    Heryer dolu çünkü bir milyon yıldır kimse böyle bir düğün görmedi. Open Subtitles كل شيء محجوز مثل يوم الزواج الميمون منذ ملايين السنين
    Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. Open Subtitles امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟
    Güzel bir kadın yaklaşıyor. "Bu sandalye dolu mu?" diye soruyor. Open Subtitles امرأة جميلة تقترب و تسأل هل هذا المقعد محجوز ؟
    Sırf birlikte vakit geçirelim diye mi otelin dolu olduğu yalanını söyledi sizce? Open Subtitles أتعتقدون بأنه كذب بشأن الفندق محجوز بأكمله فقط كي نمضي جميعاً الوقت معاً ؟
    Affedersin tatlım sanırım o sandalye dolu. Open Subtitles عذرًا، يا عزيزتي أعتقد أن هذا المقعد محجوز
    Her yer ya kapalıydı ya da boş yer yoktu. Open Subtitles لقد سعدت لانكم فاتحين للمطعم لان البقية فبين مغلق او محجوز
    Düğün olduğu için otelde başka boş oda yok o yüzden oda da değiştiremiyoruz. Open Subtitles والفندق محجوز بأكمله من أجل الزفاف لذا لا يُمكننا تغيير الغُرف
    Merhaba yakışıklı. Bu tabure boş mu? Open Subtitles مرحباً أيها الوسيم هل هذا الكرسي محجوز ؟
    Koltuklarınız ayrıldı, ön sırada... ve Ruby Rhod'un yanında! Open Subtitles لديك مقعد محجوز في الخطّ الأمامي بجانب روبي رود
    Üzgünüm bebeğim, ben doluyum, fakat oğullarım için faturayı ödemekten, zevk duyarım. Open Subtitles آسف أيتها النساء الجذابات، أنا محجوز لكني سأدفع عن أبناي هنا
    Üzgünüm ancak moda gösterisi nedeniyle tüm odalarımız rezerve edildi. Open Subtitles أنا آسف، ولكن الفندق بأكمله محجوز بسبب عروض الأزياء
    Haftaya İşçi Günü var ve biz tamamen doluyuz. Open Subtitles اقتربت عطلة نهاية أسبوع عيد العمّال وكل الفندق محجوز
    Bu Bu masa Tim adına ayrılmış. Tim sen misin? Open Subtitles اعتقد بأن هذا المقعد محجوز لـ تيم هل انت تيم؟
    Yarım saat öncesine geldik. Kendi zaman çizgimde kısılı kaldım. Open Subtitles لقد رحعنا نص ساعة للماضي أنا محجوز في تياري الزمني
    "Shamrock'ta kilitli", "Üzgün Avukat Yine Gidiyor". Open Subtitles محجوز في شارموك المحامي الحزين يمتطي من جديد
    - Aynen. Masuku, Harare'deki Chikurubi Hapishanesi bünyesinde, özel bir bölümde tutuluyor. Open Subtitles ان ماسوكو محجوز في جناح مشدد الحراسة من سجن شيكوروبي في هرير
    Cehennemin dokuzuncu halkası, yani sonsuza dek buzun içinde donmak, kendilerine iyilik yapanlara ihanet edenler için ayrılmıştır. Open Subtitles الدائرة التاسعة للجحيم، التجمّد في الجليد للأبد هو مكان محجوز لأولئك الذين غدروا بمن أحسن إليهم.
    Bu yataktan dolayı bizi mazur görmelisin gelin süitinde yer yoktu. Open Subtitles يجب أن تعذرينا عن هذا المسكن السئ فجناح شهر العسل محجوز
    Yakın arkadaş olmaz, çünkü o rolün Sahibi var. Open Subtitles لكن ليس صديقة مقربة، لأن ذلك الجزء محجوز.
    Karşımdaki koltuk da klanımızdan başka birisi için ayırtıldı. Tahmin buyurmaz mıydın? Open Subtitles فهو محجوز لشخص آخر من عشيرتنا، أتحفلان بتخمين هويّته؟
    Restoran ayarlandı, menü seçildi, pasta sipariş edildi. Open Subtitles المطعم محجوز, والقائمة تم اختيارها, والكعكة طُلبت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more