"محلات" - Translation from Arabic to Turkish

    • dükkanı
        
    • s
        
    • dükkan
        
    • dükkanlarını
        
    • mağazası
        
    • mağaza
        
    • dükkânı
        
    • dükkanlar
        
    • mağazalar
        
    • mağazaları
        
    • dükkanına
        
    • dükkanında
        
    • dükkanlarının
        
    • dükkânları
        
    • mağazasında
        
    Bu bölgede üç tane ikinci el dükkanı daha var. Open Subtitles هناك أيضًا ثلاث محلات أخرى للبضائع المستعملة في هذه المنطقة
    Tek başına uzun bir yürüyüş yaparken, "Tiffany's"i soymak için kusursuz bir plan hazırlamak ise, ciddidir. TED المشي لمسافات طويلة وحيدا، تراجع خلالها خطة محكمة للسطو على محلات تيفاني، هو أمر جاد.
    O küçük tatlıları bulmak için beş dükkan dolaştım. Open Subtitles لقد ذهبت إلى 5 محلات. لأُجد الحلو ى التى نحبها.
    Geçmişte yaptığım şekilde başkalarının dükkanlarını gasp etmemeliydim. Open Subtitles لم يكن علّي الاستولاء على محلات الناس اسرح وامرح كما اشتهي
    Sizin gibi birçok restoranı, mağazası cenaze salonu olan birini ağırlamak, benim için bir onurdur. Open Subtitles أيها القاضي، أنت تملك هنا الكثير نصف البلدة محلات أرز، صالات شاي محلات التوابيت أكثر من عشرين مكانا
    Çileklerimize taze krema bulabilmek için üç mağaza dolaşmak zorunda kaldım. Open Subtitles إضطررتُ للذهاب لثلاث محلات لإيجاد كريمة طازجة للفراولة الخاصّة بنا
    Sahte büyü dükkânı ve uydurma anıları olan dolandırıcı, hırsızın tekidir. Open Subtitles إنه لص ومحتال مع محلات الشعوذة المزيفة الخاصة به وتذكاراته المزورة
    Bunun anlamı koca Oshkosh'daki... bütün dükkanlar gece olduğun için kapalı. Open Subtitles ما يعني أنّ كلّ محلات الأحذية في هذه المنطقة أغلقت.
    Çevre boyunca mağazalar var, yani yerel duraklar mevcut. TED محيط الشارع يوجد فيه محلات تجارية وبالتالي هناك وجهات محلية.
    İlk olarak, bu binalar nerdeyse boş çünkü insanların birşey satın almaya paraları yetmediği çok büyük mağazaları var. TED أولاً، هذه المباني تقريبا فارغة لأنها تحتوي على محلات تجارية كبيرة جداً حيث لا يستطيع الناس شراء الأشياء.
    Toplumdaki kimse marketlerden daha fazla içki dükkanı koymayı seçmedi. TED لا أحد يختار أن تكون متاجر الكحول أكثر من محلات البقالة في المجتمع.
    Çin mahallesinde beş tane şifalı ot dükkanı var. Open Subtitles لنرى خمس محلات مختصة بالأعشاب في الحي الصيني.
    Mahalledeki her evi, dükkanı, tek tek tarayacak mısın? Open Subtitles إستمرّْ بالبحث فى هذا الحى؟ محلات الحلويات,والفنادق,والحانات؟
    Yakında McDonald's zinciri gibi olacak. Open Subtitles وسرعان ما تصبح سلسة مثل محلات ماكدونالدز
    " Macy's " in arka sokağında bir mankenden kopardım. Open Subtitles لقد مزقت تمثال عرض فى زقاق قرب محلات ماسى
    Minik çikolatalardan bulmak için beş dükkan dolaştım. Open Subtitles واضطررت أن أذهب لخمس محلات مختلفة حتى أحضر نكهتكِ المفضلة، شرائح الشوكولاته
    Gördün mü, belediye başkanı seks dükkanlarını kapatınca böyle olur. Open Subtitles هذا ما يحدث عندما يغلق عمدة أسفل محلات الجنس.
    Beş puro mağazası var, kilisesinde gönüllü, Open Subtitles يمتلك خمسة محلات سجائر يضع الشماسة على كنيسته
    Tricia Watson, Barney's'in dinozor olmayıp mağaza olarak kalmasını sağlayan büyük annelerden biriydi. Open Subtitles و التي تعتبر "بارني" سلسلة محلات لا ديناصور
    Yani kart dükkânı sahibinin, adamın zevkine uygun biri olmadığından eminim. Open Subtitles أقصد بأني متأكدة تماما أن ذوقه ليس مقتصرا على صاحبات محلات البطاقات
    Etraftaki tek dükkanlar var, onlar da kefaletçiler ve tefeciler. Open Subtitles ان المحلات الوحيدة هنا هي محلات دفع الكفالات و محلات الرهانات
    Gençliklerinde bu ülkeye gelmiş, 60'larda açtıkları alet edevat dükkanı elektronik alet mağazalar zincirine dönüşmüş. Open Subtitles جاءا إلى البلاد كمراهقين. وإفتتحا محلا صغيرا للأجهزة في الستينات. والذي تطور إلى سلسلة من محلات الأجهزة الإلكترونية.
    Mücevher mağazaları, alışveriş merkezleri, bu tür şeyler. Open Subtitles لدينا سلسله من محلات المجوهرات , اثنين من مراكز التسوق , هكذا نوع الاعمال
    Çalıştıklarında, genelde porno dükkanına takılıyorlar böylelikle insanların kredi kartı no'larını çalıyorlar. Open Subtitles عندما يعملون , يعملون في محلات الدعاره حتى يسرقوى بطاقات الزبائن الاتمانيه
    Armani'ye doğru giderken babam bir indirim dükkanında bunu gördü. Open Subtitles لقد كنا في طريقنا لارماني وعندها اصطاد ابي هذه البذله من واجهة احد محلات التنزيلات
    F.B.I, mücevherleri bulmak için rehine dükkanlarının ve hırsızların izini sürüyor. Open Subtitles الإف بي آي يحاولون تتبع المجوهرات في محلات الرهن والسلع المسروقة
    Onun ve dostlarının, Hong Kong deniz mahsulleri pazarında dükkânları var. Open Subtitles هو واولاده لديهم محلات في سوق هونج كونج للمأكولات البحرية
    Sonra, küçük bir mobilya mağazasında şarkı söyleyen temsilci olmayı denedim. Open Subtitles ثم حولت يدي كمغني على لسان محلات حراج الأثاث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more