"مد" - Translation from Arabic to Turkish

    • uzat
        
    • uzattı
        
    • uzatın
        
    • elini
        
    • gelgit
        
    • uzatmak
        
    • alabildiğine
        
    • ulaştı
        
    • uzatıp
        
    • uzatacaktı
        
    Yapman gerekeni yapmalısın. Şimdi elini uzat. Open Subtitles عليك تأدية عملك، والآن مد يدك.
    elini uzat. Hemen bir kere daha deneyelim. Open Subtitles مد يدك, سنحاول مرة أخرى , وبسرعة
    Yaşlı adam yumru ellerini kadının ellerine doğru uzattı ve onları tuttu, beni yalnız bıraktı. TED مد المسن يده يده التي على شكل مخلب ليد المرأة أمسكها وذهبا ليدعانني وحيدا
    Pekala, bir ayağınızı uzatın. Open Subtitles حسناً مد رجلاً واحدة
    Sonra içeri biri girdi elini musluğun altına tuttu ve su akmaya başladı. Biz de "Nereye geldik böyle?" diye düşünmeye başladık. TED الى أن أتى شخص ما، مد يديه تحت الحنفية و أندفع الماء، ثم فكرنا، أهذا ما سنكون عليه؟
    Her bağımsız su molekülünde gelgit yoktur ama okyanusun bütününde vardır. TED كل جزيء ماء لا يملك مد وجزر ولكن كل المحيط يملك.
    Biliyor musunuz eğer bu sahneyi uzatmak isterseniz, mesela taksi kazası eklemek gibi yaralılarla ben ilgilenebilirim çünkü bir tıbbi oyunculuk geçmişim var. Open Subtitles اذا اردت مد ذلك المشهد كعمل حادثه للتاكسى يمكننى مساعدة الضحيه لان لدى خلفيه فى الادوار الطبيه
    Ve raflar gözün alabildiğine bal kavanozuyla doluydu. Vay be! Open Subtitles و كان هناك عدد لا متنهي من مرطبانات العسل على مد النظر
    Öyleyse bana elini uzat. Open Subtitles حسناً ، مد يد المعاونة
    Ellerini uzat. Bakalım, ne kadar durağanlar. Open Subtitles مد يدك لنرى مدى ثباتها.
    elini aşağıya uzat ve beni koru. Open Subtitles مد يديك وأعطنى حمايتك
    elini uzat ve dokun. Open Subtitles . مد يدك لتلمس شخص ما
    elini uzat, sana gösterdiğim gibi. Open Subtitles مد يدك كما علمتك
    Ellerini geride kalanlar için uzat. Open Subtitles مد يدك للعمل الذى سيبقى
    Malezya Başbakanına zeytin dalı uzattı ve şovuna onur konuğu yaptı. Open Subtitles الذى مد الطريق لرئيس-الوزراء الماليزى حسان بجعله ضيف الشرف فى-عرض الليلة
    - Elbette. - Karar verdim. Ed, dostum, Amerika'ya geldiğimde insanlar bana elini uzattı. Open Subtitles - لقد قررت اد , ياصديقي , عندما جئت إلى امريكا مد الناس ايديهم لي
    Birileri elini uzattı ve hayatımı kurtardı. Open Subtitles أحدهم مد إلي يده وأنقذوا حياتي
    Geri çekin. Diğerini uzatın. Open Subtitles ارجعها و مد الرجل الاخرى
    elini uzatıp termostatın kolunu tutar ve bir yöne doğru birazcık çevirir, su birden yüz derece ısınır, TED مد يده إلى الصنبور وأداره ببطء في اتجاه واحد وكان الماء جدُ ساخن.
    Bir saat içinde gelgit gelecek ve sular yükselecek. Open Subtitles يوجد مد و جزر فى خلال ساعة, و نحن لازلنا فى منتصف الطريق
    Tek yapman gereken elini aşağıya uzatmak ve hızla çekmek. Open Subtitles إذاً كلّ ما عليك فعله هو مد يدك إلى الأسفل وسحب السلك
    Ve raflar gözün alabildiğine bal kavanozuyla doluydu. Open Subtitles وكان هناك صف لا نهائي من مرطبانات العسل على مد البصر
    Ne olduğunu duydu ve emniyet amiri yardımcısına ulaştı. Open Subtitles سمع بما حدث لنا وقرر مد يد المساعدة وأخبر نائب رئيس قسم الشرطة
    Veronica öğleden sonra Chet'le görüşüp süreyi uzatacaktı. Open Subtitles من المفترض أن تقابل فيرونيكا شيت هذا المساء و تحصل لنا على مد الجدول الزمني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more