"مديد" - Translation from Arabic to Turkish

• uzun

Böyle uzun bir yaşamı belki biz de umut edebiliriz.
بمناسبة ميلاده التسعون ونتمنى له عمراً مديد

Çok uzun zaman önce kurtlar ve cadılar barış içinde yaşıyorlardı.
منذ أمدٍ مديد كانت الساحرات والمذؤوبين في سلام.

Şey... Herkes bir gün ölür tatlım ama ben çok uzun bir süre seninle olacağım.
كل نفس ذائقة الموت يا قرّة عيني، لكنّي لن أموت قبل عمر مديد.

uzun süredir yalnız olduğunu da biliyorum ama sadece emirler verip iteat etmemizi bekleyemezsin.
وأنك ظللت وحيدًا طوال وقت مديد. لكن لا يصحُّ أن تلقي الأوامر وتتوقّع اتبّاعًا أعمًى.

Achilles'in babası, yüce tanrı Zeus ona bir seçenek sunduğunda, pespaye ama uzun bir ömür mü, yoksa ihtişam dolu kısa bir hayat mı diye, o ihtişamı seçmişti.
-عندما قام الاله الاعظم زيوس والد اكيليس -بتخييره بين عمر مديد ومصير مجهول وحياة قصيرة مع مجد دائم -اختار المجد

Güzel bir günle, kötü bir gün arasındaki farkın, güzel ve uzun bir--
مدهش جدا الفرق بين يوم جيّد ...وآخر سيّء يمكن أن يتحوّل إلى جيّد، مديد

Bu çok uzun sürecek.
هذا لن يحدث إلّا بعد زمن مديد.

Muzik isi calkantilidir ama Blockbuster Video uzun vadeli bir is.
العمل في الموسيقى متقلب، لكن مستقبل "بلوكباستر فيديو" مديد.

Eğer uzun yaşarsanız yüzde 50 ihtimalle eklem iltihabı olacaksınız.
ولنفترض انك ستعيش عمراً مديد ... فان هنالك احتمالا 50% بأن تصاب بالتهاب المفاصل

Ya da en azından epey uzun bir süre.
أو أقلُّها لوقت مديد.

Kızın hayatı kısa, Erkeğin hayatı uzun.
عمرها قصير و عمره مديد

uzun süre yaşamamızı istemiyorlar.
لا يريدون أن نعيش لعمر مديد

Savage'in servetini elinden alırsak Savage yalnızca uzun bir ömrü olan normal bir adam haline gelecek.
احرم (سافاج) من ثروته، وسيضحى رجلاً عادياً مديد العمر

Ona fazla bağlanma derim tatlım. uzun süre hayatta kalacağını pek sanmıyorum.
{\pos(190,220)} لا تتعلّقي به كثيرًا يا عزيزتي، فاحتمالات أن يظفر بعمر مديد ضعيفة.