İkimiz de merak ediyoruz kaza sırasında kemeriniz neden bağlı değildi? | Open Subtitles | كلانا كنا نتسائل لماذا حزام أمانك لم يكن مربوط وقت الحادثة |
Ona kocasının çam ağacına bağlı ve nasıl acıklı göründüğünü göstermek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أجعلها ترى كيف يبدو مثيرا للشفقة و هو مربوط بشجرة الصنوبر |
Bir çalılığın arkasından, bağlı bir adam, ağlayan bir kadın ve Tojamaru'yu gördüm. | Open Subtitles | من وراء شجرة رأيت رجل مربوط إمرأة تبكى و تاجومارو |
Öyle uyduruyorsun ki, Blackie. Kayaya bağlanmış kaya kadar hızlı batarsın. | Open Subtitles | أنت تهذي كثيراً يا بلاكي ستغرق كحجر مربوط في حجر اثقل |
Sen annenden alınarak, bir sala bağlı olarak nehre bırakıldın. | Open Subtitles | لقد أخذت من أمك و ألقي بك على غير هدى فى النهر فى قارب مربوط بعقد صائدى الطيور |
Ayağıma bağlı olan şu şey gibisin, zincire bağlı şu sürüklenen şey gibi. | Open Subtitles | أنت تشبه شيء مربوط في قدمي هذا الشيء المجرور بسلسلة |
Şu koca metala bağlı büyük ışık bana çarptı. | Open Subtitles | لقد صُدمت بواسطة ضوء كبير مربوط بالكثير من المعادن |
Beş prensin kanı Gece için Gündüz'le birbirine bağlı. | Open Subtitles | دمّ الأمراء الخمسة مربوط بالنهار مقابل الليل. |
Düşünürseniz kader komik birşey. Herşey domino taşları gibi nasıl[br]birbirlerin bağlı. Bir adamın yaşamı başkalarının hayatı[br]üzerinde ne kadar alakasız olsalar da nasıl bu kadar güçlü bir etkisi olabilir. | Open Subtitles | و اكتب الفصل الاخير شيء مضحك عندما تفكر فيه كل شيء مربوط مثل لعبة الدومنا |
Violet'i iyi tanıyan herkes, uzun saçları ne zaman kurdele ile bağlı olsa onun bir şeyler icat ettiğini bilirdi. | Open Subtitles | اى شخص عرف فيليت كان يعلم انها كانت تخترع شيئا ما وشعرها الطويل مربوط |
İşte orada. Dua edelim de hala elektrik şebekesine bağlı olsun. | Open Subtitles | ها هو, دعنا نأمل بأنه مازال مربوط بالشبكة |
Tabi ki dördümüzde, senin boynundaki ip ağaca ve Boman'ın boynuna bağlı. | Open Subtitles | بالتأكيد نحن اربعه. هذا الحبل المربوط حول عنقى مربوط حول عنق بومان ايضا مارا بالشجره. |
Ve benim boynumdaki ip ağaca ve Roy'un boynuna bağlı. | Open Subtitles | و الحبل المربوط فى عنقى مربوط حول عنق روى ايضا مارا بالشجره. |
At dışarıda bağlı ama benzin benim. | Open Subtitles | الحصان مربوط في الممر,ولكن البنزين من حقي. |
Ayı ağaca bağlanmış çaresiz bir kurban ve Birleşik Devletler başkanı ona merhamet etmeyi seçiyor. | TED | الدب ضحية عاجز مربوط بشجرة ورئيس الولايات المتحدة قرران يريها بعد الرحمة. |
Masaya bağlanmış bir adam ve ellerinde kırbaçlar var. İkisi de yarı çıplak. | Open Subtitles | وهو مربوط بالطاولة وهم لديهم سوط وجميعهم شبه عاريين. |
Penceresiz ve kamerasız bir odada sandalyeye bağlıyım ve nedenine dair en ufak bir fikrim bile yok. | Open Subtitles | أنا مربوط بكرسي في غرفة من دون نوافذ من دون آلات تصوير, و ليس لدي أدنى فكرة عن السبب |
Ama bunu bir ağaca bağlıyken yapamam. | Open Subtitles | . و لا أستطيع فعل ذلك وأنا مربوط في الشجرة |
Hepsi pazara çıkacak güvercin gibi sıkıca bağlandı. | Open Subtitles | الجميع مربوط مثل حمامة جاهزة للسوق |
O zamanlardan hatırımda kalan tek şey ufaklığın çözülmüş bağcıklarla dolandığıydı. | Open Subtitles | كل ما أتذكره هو حفيدك عندما كان يركض بحذاء غير مربوط. |
Korsem o kadar sıkı ki, umarım gün boyunca geğirmeden durabilirim. | Open Subtitles | سبعة ، ثمانية إن المشد مربوط بأحكام وأعلم أن اليوم لن يمر بدون أن أتقيأ |
Artık doğrudan ya da dolayı olarak üç cinayetle bağlantılı. | Open Subtitles | إنه الآن مربوط بقصد أو بغير قصد بثلاثة جرائم قتل |
Yürüyen merdivenler varsa ayakkabı bağlarının bağIı olduğundan emin ol. | Open Subtitles | تاكد من ان حذائه مربوط في حال كان هناك درج متحرك |
Neden göğsüne takılı plastik bir memeyle gezdiğini... | Open Subtitles | انا احاول ان افهم لماذا تتجول بثدى مطاطى مربوط بصدرك. |
Herkes bu dünyada bir şeylere zincirle bağlı. Sen sadece bir ağaca bağlısın! | Open Subtitles | كلنا مربوطون بشيء في هذه الدنيا وأنت مربوط في شجرة |
Aquarius, bir bakıma bir dinazor, denizin dibine zincirlenmiş antik bir robot, bu Leviathan. | TED | أكواريوس، في أحد التصاميم، ديناصور، إنسان آلي عتيق مربوط بسلاسل للقاع، هذا الوحش البحري. |