Genç bir çocuk haftada bir kez, ücret karşılığı çimleri kesiyor. | Open Subtitles | و أدفع لفتي صغير ليجز لي الحشائش الضارّة مرّة في الأسبوع |
Onu haftada bir kez falan görürdüm. Ama bir yıI kadar önceydi. | Open Subtitles | لقد كنتُ أراها ربّما مرّة في الأسبوع قبل ما يقرب من عام |
Şu andan itibaren, defterlerinize yazmanın yanı sıra... haftada bir kez... | Open Subtitles | من الآن و صاعداً، إضافة للكتابة في دفاتركُنّ .. ستقومون مرّة في الأسبوع .. |
Her avukat, her davada en az bir kere, aslında geçmek istemediği bir çizgiyi geçtiğini hisseder. | Open Subtitles | كل محامي, علي الأقل مرّة في كل قضية يشعر بنفسه يجتاز خطّاً لم يعني حقّاً أن يجتازه |
En azından yılda bir kere. Merakınızı giderirsiniz. | Open Subtitles | على الأقل مرّة في العام، من باب الفضول فقط |
Üniversitede bir kez ot çektim. Hiçbir şey hissetmedim. | Open Subtitles | انظر,لقد شربت قدرا مرّة في الكليَّةِ ولَمْ أشعر بشيء |
Yılda sadece bir kez adet görmeni sağlayan bir ilaç. | Open Subtitles | الحبة التي تنظم الدورة الشهرية مرّة في السنة |
Joanie'nin kocasi hâlâ orada ve onunla ayda bir kez konusabiliyor. | Open Subtitles | ولا تتكلّم معه سوى مرّة في الشهر على هاتف متصل بالأقمار الصناعيّة حين يعود إلى سرّيته |
Haftada bir kez seni arayacağım. Kontrol etmek için. | Open Subtitles | وسأتّصل بك مرّة في الأسبوع، لأطمئنّ عليك. |
Thalberg konferansı için yılda bir kez St. Louis'de oluyor. | Open Subtitles | إنّه يأتي إلى سانت لويس مرّة في السنة فقط للمشاركة في مؤتمر ثالبيرغ. |
Haftada birkaç kez gitmek şöyle dursun, ayda bir kez bile gidemem oraya. | Open Subtitles | لا يمكنني الذهاب إلى هناك مرّة في الشهر فما بالك بثلاث مرّات في الأسبوع |
Hayatında bir kez doğru bir şey yaptın diye sana güvenecek değilim. | Open Subtitles | لمجرد أنك فعلت الصواب مرّة في حياتك لا يعني أنني أأتمنك. |
Hayatında bir kez olsun keyifli bir Noel geçirsen ölür müsün? | Open Subtitles | يَقْتلُك أَنْ يَكُونَ عِنْدَكَ a لذيذ عيد الميلاد فقط مرّة في حياتِكَ؟ |
Hayatında bir kez olsun sorumsuz davran. | Open Subtitles | كوني لا مبالية لأول مرّة في حياتكِ. |
Hayır ama söylemem gerek Preminger Bursu hayatta insanın karşısına bir kez çıkacak fırsatlardan. | Open Subtitles | لا لا , أنا فقط أقول أن منحة "بريمنجر" فرصة تأتي مرّة في العُمر |
biliyor musun,istenseydi değil bir kez.... değil on ya da yüz kez, binlerce defa o ateşten atlardım. | Open Subtitles | أتعرف، إن تطلّب الأمر أن أقفز أكثر من مرة ليس عشرة مرّات، وليس مائة مرّة ولكن ألف مرّة في النيران حيث (شانتي) محاصرة |
bir kere olsun teslim zamanına uymayı dene. | Open Subtitles | حاول إنهاء عملك بموعده النهائي مرّة في حياتك |
Her hafta en az bir kere, kupon yığınıyla gelip raflarımdaki her şeyi süpürürdü. | Open Subtitles | تتواجد هنا مرّة في الأسبوع على الأقل مع أكوام من القسائم، وتُخلي رفوفي. |
Evet. Ayda bir kere bize taze kaynaklar ve yeni bir çaylak gönderiliyor. | Open Subtitles | أجل، يُرسَل إلينا مرّة في الشهر بمؤن طازجة وغرّ |
bir kere karşılaşmıştık onunla soy savaşının ilk günlerinde. | Open Subtitles | قابلناه ذات مرّة في بدايات الحرب بين سلاسل التحوُّل. |
Ben senin buğday tarlanım Zobar, yılda bir kere hasat aldığın... ve sonra bırakıp gittiğin. | Open Subtitles | "انا حقل قمح "زوبار والذي تأتي لحصاد حبه مرّة في السنة وتغادره ثانيةً |