| Günümüzde birleşen teknolojiler gerçek dünyayı görmem için bana yardım etmeye hazır. | TED | لذلك الآن فإن دمج التكنولوجيا قادر على مساعدتي في رؤية العالم الحقيقي. |
| Arkadaşım olmaman çok kötü. Eğer olsaydın, bana yardım edebilirdin. | Open Subtitles | مؤسف أنك لست صديقي لو كنت صديقي لكان بإمكانك مساعدتي |
| Göz göze geldik, garipti, bilirsin ve yardım etmem için bana yalvarıyordu. | Open Subtitles | لقد صنعنا الأيقونات لقد كان شيئاً غريباً و كانت تصرخ تطلب مساعدتي |
| O oyunun seçmelerinde bana yardımcı oldun. O dram yok mu? | Open Subtitles | وكنت رائع في مساعدتي لتجربة الأداء لذلك المسلسل، إنه ذلك المسلسل |
| Babana zaten yardımımı önerdim ama yardımımı istediğinden emin değilim. | Open Subtitles | لقد عرضت مساعدتي على ابوك بالفعل ولكني أشك إنه يريدها |
| asistanım ve efektçim de oyundaydı. Onlarla niye konuş muyorsun? | Open Subtitles | مساعدتي والمشرف على المؤثرات الخاصة لعبا أيضاً,لما لا تتكلم معهما؟ |
| Bana yardım etmeye çalıştığını biliyorum ama beni burada tutamazsınız. | Open Subtitles | أعرف أنك تحاول مساعدتي لكن لا يجوز لك ابقائي هنا |
| Bana yardım etmediğini ve senin bahçende öldüğünü söylemek zorunda kalırım. | Open Subtitles | وسأضطر لإخباره أنك رفضت مساعدتي .. وتركتها تموت علي أرض حديقتك |
| - yardım ettiğin için teşekkürler. - Arabayı sürelim mi? Açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | شكرا لك على مساعدتي و الان جر تلك العربه انا اتطور جوعا |
| Sen tamircisin. Bana çöp öğütücüsü kurmamda yardım edebilir misin? | Open Subtitles | أنصت، أنت ميكانيكي، فهل تستطيع مساعدتي في تركيب صارف قمامة؟ |
| Hayır. Aslında, birini arıyorum, ve bana yardım edebileceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | لا، في الواقع أريد شخصاً ما، ومتأكد بأنكِ تستطيعين مساعدتي |
| Frances için bir doğum günü hediyesi almam lazım, belki sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن احضر هدية عيد ميلاد لـ فرانسيس ربما بإمكانكِ مساعدتي في ذلك |
| Frances için bir doğum günü hediyesi almam lazım, belki sen yardım edebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن احضر هدية عيد ميلاد لـ فرانسيس ربما بإمكانكِ مساعدتي في ذلك |
| Lester ve Leon dükkanı işletmeme yardım etmek için gelmişlerdi. | Open Subtitles | ليستر وليون حضرا هنا على فرض مساعدتي في ادارة المتجر |
| Bu durumda, ben yapmak zorundayım. Plan yapmama yardım eder misin? | Open Subtitles | أظن بأن الأمر سيكون علي أن أفعله هل تستطيع مساعدتي بالتفكير؟ |
| Düşündüm ki onun ilk arkadaşı olduğundan bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | وأعتقد أنك صديقه الوحيد هنا, لذا فكرت أنه يمكنك مساعدتي |
| Yıllarım, yaşadıkları hayattan tatmin olmayan, eğlenmek isteyen, benden bu konuda onlara yardımcı olmamı isteyen hastaları dinleyerek geçti. | Open Subtitles | سنة بعد سنة وأنا أستمع للمرضى الذين ليسوا راضيين عن حياتهم الذين لا يجدوا المرح في حياتهم ويرغبوا مساعدتي |
| Ne tür makyaj malzemesi alacağım konusunda gerçekten yardımcı olabilir misin? | Open Subtitles | اذاً، بصراحه هل يمكنك مساعدتي في اختيار المكياج المناسب لتغطية الكدمة؟ |
| Eğer gerçekten yardımımı istiyorsan, geliyor. Kendine bir iş bul. | Open Subtitles | إذا كنت تريد مساعدتي حقًا، ها هي، إحصل على وظيفة، |
| Ve bu özel asistanım ve özel masörüm, Bayan Yueng Ling. | Open Subtitles | و هذه مساعدتي الشخصية و مدلكتي الخاصة , السيدة يونغ لنغ |
| Ama kim bilir daha kaç ruhun Yardımıma ihtiyacı var? | Open Subtitles | ولكن من يدري كم من . الارواح الاخرى تحتاج مساعدتي |
| Şimdiyse bak şu haline, benim yardımım olmadan bir imparatorluk kuruyorsun. | Open Subtitles | الآن أنظر لحالك ها أنت تبني إمبراطورية خاصة بك بدون مساعدتي |
| Sana kahve ikram ederdim, ama yardımcım izne çıktı. Tam zamanı. | Open Subtitles | انا دائما اقدم القهوه ولكن مساعدتي في اجازه الان |
| Selam. Muhtemelen yardıma ihtiyacınız var, değil mi? - Hayır. | Open Subtitles | مرحباً , من المحتمل أنكِ تحتاجين مساعدتي أليس كذلك ؟ |
| Bana zararı veya yardımı dokunabilecek herkesi tanırım. Faydalı oluyor. | Open Subtitles | كل من يستطيع مساعدتي أو يستطيع أذيتي، الكل له جزاؤه. |