"مسبق" - Translation from Arabic to Turkish

    • önceden
        
    • ön
        
    • at
        
    • kullanımlık
        
    • Peşin
        
    • mıydı
        
    • kontörlü
        
    İşte, onu arayıp önceden haber vermek için bir neden daha. Open Subtitles سبب زيادة يجعلك تتصل عليها لتعطيها تنبية مسبق الين ألم تفهم؟
    Davalı Margot Harvey ile daha önceden herhangi bir ön geçmişiniz varmıydı? Open Subtitles و هل لديك تعامل مسبق مع المعدى عليه , مارغو هارفي ؟
    Cihazın parası önceden ödenmiş yani sahibi hakkında bir bilgiye ulaşamadık. Open Subtitles جهاز الاشعار كان مسبق الدفع لذا لم يكن هناك معلومات الاشتراك
    Olay mahalini incelerken görevliler bir kullan at telefonu buldu. Open Subtitles ،أثناء تفحص المكان عثر فريق البحث الجنائي على هاتف مسبق الدفع
    Yani tıpkı Hollywood filmlerindeki gibi soygun sırasında, gözlem kamerası daha önceden kaydedilmiş video ile kapatılıyor. TED كما في افلام هوليود حيث أثناء سرقة، تقوم كاميرة المراقبة بعرض فلم مسبق التسجيل للموقع حتى لا يبدو هناك شيءٌ ما
    önceden düşünce veya kasıt olmayan içgüdüsel bir panik hareketi olurdu. TED سيكون تصرف مذعور بدون أي تفكير مسبق أو تعمد أذي
    önceden tasarlanmış, bilgilendirici bir iş olur ki, her birimizin bilgilendirici bir gürüntüsü mevcuttur. TED فهو جانب مسبق التحضير، جانب مُعلن، في حياة كلٍ منا جوانب مُعلَنة.
    Benimle 15 dakika konuşmuş olmasına daha önceden herhangi bir sabıkam olmamasına 28 yılı suç işlemeden geçirmiş olmama rağmen sadece bir olaya bakarak ki ben böyle bir şey de yapmış değilim bunun yeterli olduğunu ve geri kalan ömrümü gözetim altında geçirmem gerektiğini söyledi. Open Subtitles حتى إذا تحدث إلي لمدة خمسة عشر دقيقة ليس لدي عذر مسبق لإعتقالي كنت غير عنيف لـ 28 سنة
    Boksla ilgili problem şu, iki adam önceden bir tartışmaları olmadan kavga ediyorlar. Open Subtitles مشكلة الملاكمة هي أن أمامك رجلين يتشاجران، دون إختلاف مسبق
    Kahretsin. önceden bilinen sonlarda bulunmaktan nefret ederim. Open Subtitles اللعنة ، كم أكره أن أكون تحت تأثير مخطط مسبق
    Yetkililer Palmice'in önceden haber alıp kaçmış olabileceğini söyledi. Open Subtitles السلطات تعتقد أن بالميسي ربما هرب من منطقة نيو جيرسي متصرفا على علم مسبق بما سيحدث
    Ben, önceden izin almayan ziyaretçilerden hoşlanmadığımı ona söyledim... Open Subtitles لقد اخبرته انني لا احب الزوار الذين لا يأخذون ترخيص مسبق
    Fakat Muhammed daha önceden plandan haberdar edilmişti. Open Subtitles لكن محمد كان قد جاءه تحذبر مسبق عن المؤامرة
    Bunu çözmem gerek. Genelde, birinin öleceğini önceden öğrendiğim olmaz. Open Subtitles لإصلاح هذا ,عادة لا أحصل علي إشعار مسبق قبل أن يموت أحد
    Bilinçli nefes kontrolü, konuşma için mecburi bir ön şart. TED و ذلك شرط اساسي مسبق لقدرتنا على الكلام
    Ben uyum sağlıyorum, sizde, ve yüz yıldan fazla bir süre sonra, ön işleme olmadan bedenim dünyaya geri dönebilir. TED أنا أنسجم معه، و أنت كذلك، وبعد مائة سنة على أقصى تقدير ، يمكن لجسدي العودة إلى الأرض بدون أيّ تحضير مسبق.
    Biraz yiyecek, dergiler, kullan at telefon. Open Subtitles أحضرتُ طعامًا ومجلّاتًا وهاتفًا مسبق الدّفعِ.
    Bloke edilmiş bir numaraya çıktı. Kullan at bir telefona benziyor. Open Subtitles لقد تتبّعته لرقم محجوب , يبدو أنّه رقم مسبق الدفع
    Frankfurt havaalanındaki bir makineden ödemesi yapılmış, tek kullanımlık bir telefon. Open Subtitles هاتف مسبق الدفع, تم شراؤه من آلة بيع في مطار فرانكفورد
    Bu kadar genç ve bayan olduğum için hep Peşin hükümlü oldular. Open Subtitles كان يبدو أن لديهم تصور مسبق لما أنا عليه لأنني كنت صغيرة و أنثى
    - DSS kodumu görmek ister misiniz? - Randevunuz var mıydı? Niye bir randevuya ihtiyacım olsun ki? Open Subtitles أريد التقصّي عن رقمي الإجتماعي - ألديك موعد مسبق ؟
    kontörlü cep telefonu. Gerçekten de geleceği biliyormuş. Open Subtitles هاتف نقال مسبق الدفع لقد كان يعرف المستقبل فعلاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more