Saunders, garip, duygusal sorunlarını da al ve çık dışarı. | Open Subtitles | ساندرز ، خذ مشاكلك النفسية الغريبة معك وأخرج من هنا |
sorunlarını, vadideki korkunç bir oturma odasında bir grup eziğe anlatmakla. | Open Subtitles | قول مشاكلك لحفنة من الفاشلين في غرفة معيشة مريعة في الواد |
sorunların gerçekten jeopolitik ise o zaman sana yardım edemem. | Open Subtitles | واذا ماكانت مشاكلك حقاً جغرافية سياسية. عندها لا استطيع مساعدتكِ. |
...o zaman en büyük sorunun yastık olduğu günleri arayacaksın. | Open Subtitles | و سوف تشتاق لتلك الأيام حيث كانت الوسادة أكبر مشاكلك |
O zaman da şimdi de yaptığın gibi sorunlarından saklanıyordun. | Open Subtitles | كنت تختبئ من مشاكلك في الماضي تماما كما تفعل الآن |
Tae Yang hayaletleri gören biri olduğu için sorunlarını anlayıp onları kabul edeceğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | بما ان تاي يانغ يمكنها رؤية الاشباح و الارواح الا تظن انها يمكنها رؤية مشاكلك و احتواؤها؟ |
Bu akşam sinemaya gidersek belki sorunlarını bir süre unutursun diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا أعتقد، إذا تمكنا من الذهاب إلى السينما الليله، يمكنك أن تنسى مشاكلك |
sorunlarını duymak istemiyorum. Kısa sürede yeni adam katılacak. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع مشاكلك سوف نرسل لك المزيد من الرجال لاحقا |
sorunlarını dinlemek istemiyorum, sadece kara kutuyu istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد الاستماع الى مشاكلك انا اريد الصندوق فقط |
Kendimi bu kadar düşünmeyi bırakacağım. Senin sorunların benim de sorunlarım olacak. | Open Subtitles | سأتوقف عن التفكير فى نفسى كثيراً مشاكلك تكون مشاكلى |
Benim kendime göre işlerim var. Senin de sorunların var. | Open Subtitles | لدى أعمالى الخاصة , كما تعرف وأنت لديك مشاكلك |
Beni, bir sorunun olduğunda kapısını çalabileceğin birisi olarak görmeni istiyorum ya da kendini yalnız hissettiğinde. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَعتبرَني كشخص ما يمكنه ان يستمع الي مشاكلك أَو إذا شعرتي بالوحده |
Sağlık sorunlarından kazandığım para neredeyse tüm tıp okulu masraflarımı karşıladı. | Open Subtitles | المالُ الّذي جنيتهُ من مشاكلك الصحيّة ساعدني تقريبا لأدخل كليّة الطب |
sorunları görmezden gelmek dururken oturup üstünde neden konuşalım ki? | Open Subtitles | لماذا الكلام عن مشاكلك عندما يمكنك التظاهر انها غير موجودة؟ |
Bu senin görevi kurtarmak için tek şansın olabilir, ve kendi kişisel problemlerini çözmek için, hepsi üst üste geldi. | Open Subtitles | هذه ستكون فرصتك الوحيدة لإنقاذ المهمة وأن تحل مشاكلك الشخصية دفعة واحدة |
Sanırım bunların terk edilme sorunlarına bir faydası olmaz, ne dersin? | Open Subtitles | في الغالب هذا لن يساعد مشاكلك بخصوص التعرض للهجر، أليس كذلك؟ |
Kişisel sorunlarınla bu denli meşgul olmasaydın bu kadar kolay pes etmezdin. | Open Subtitles | أنت لا تستسلم بهذه السهولة إلا إذا كنت مشغولاً تعالج مشاكلك الأخرى |
Tamam, bunun nereye gittiğini anladım ve evet hepiniz sorunlarınız için beni arayabilirsiniz. | Open Subtitles | حسنا. أنا أعرف أين يرأس هذا، ونعم، يمكنك جميعا تأتي لي مع مشاكلك. |
- Anlamadım. - Binbaşı burada bana sorunlarının ne olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أنا لا أفهم - الرائد هنا أخبرني ما هي مشاكلك - |
Bu senin problemin. Bunu bana her zaman yapıyorsun. | Open Subtitles | هذا بسبب مشاكلك إنك ترغمني دائماً على فعل ذلك |
dertlerin sona erdi. Şimdi yemelisin yoksa ölebilirsin. | Open Subtitles | لقد إنتهت مشاكلك الآن يجب أن تأكل، أو ستموت |
Parasıyla, sorunlarınızı çözebileceğini düşündünüz. | Open Subtitles | لذا فكرتِ بأنه سيحل مشاكلك بإستخدام النقود |
Hadi kuşbeyinli. sorununu çözmek için seni eve götürüyorum. | Open Subtitles | هيا ، يا رأس الحمامة سآخذك للبيت لتتعامل مع مشاكلك |
Senin pek suçun yok. Sen şişkoydun. Kendi problemlerin vardı. | Open Subtitles | لست السبب كنت سمينة وكان لديك مشاكلك الخاصة |