| benim derdim, düzgün davranılmasını isteyen kızlardan faydalanmak isteyen senin gibi erkekler. | Open Subtitles | مشكلتي هي الشباب مثلك يريدون إستغلال للفتاة التي تريد أن تعامل بإحترام |
| derdim, senin Tom'a boktan şeyler yapman, kızıl saçlı sikici. | Open Subtitles | مشكلتي هي حماقة ما فعلتيه مع توم أنتي حقاً لعينة |
| sorun ne biliyor musun? bu sigaradan bir karton kaldı | Open Subtitles | انت تعرف مشكلتي فلا يوجد معي الا علبة سجائر واحدة |
| Daha sorunumu duymadınız. Sanırım şimdiden başka biriyle görüşmeye başladı. | Open Subtitles | فانت لم تسمع مشكلتي بعد فهي بدئت بمواعدة رجل اخر |
| Metre ile santimetre arasındaki farkı bilip bilmemesi benim sorunum değil. | Open Subtitles | سواء كان يعلم أو لا, بالفرق بين الأنش والقدم,هذه ليست مشكلتي. |
| - Kesinlikle evet. Hayır, o senin sorunun. | Open Subtitles | مشكلتي بأنّني وَعدتُ فريدريك أنا أَلْعبُ يوم السبت. |
| benim derdim ise tercüme edilecek kitaplar bulabilmekte. | Open Subtitles | مشكلتي هي العثور على الكتب التي بحاجة ترجمة |
| Biri seni görürse sahiden ölürsün. Artık benim derdim değilsin. | Open Subtitles | أي أحد يراك ، أنت ميت لا أبالي ، لم تعد أنت مشكلتي |
| benim derdim bu lanet bataklıkta yürümek, her tarafta polisler tarafından aranmak, çünkü birisi polisleri vurmanın iyi bir şey olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مشكلتي هي أننا نسير في هذا المستنقع القذر بينما يبحث الجميع عنا لأن أحدهم قرر أن قتل الشرطة فكرة جيدة |
| - Derdin ne senin? - derdim sizlersiniz. Beni kızdırana kadar gayet iyiydim. | Open Subtitles | أنتم هم مشكلتي كنت بخير حتى أخرجتموني عن طوعي |
| Farkında mısın bilmiyorum ama güç benim için bir sorun değil. | Open Subtitles | لا أوقن إن كنت منتبهًا للوضع هنا، لكنّ القوّة ليست مشكلتي. |
| Yalnız şöyle bir sorun var; bu geçen sefer anlattığın hikâyeden farklı. | Open Subtitles | مشكلتي الوحيدة هي أن هذه قصة مختلفة عن ما قلته أخر مرة |
| Tek sorun, şehvetim 50 yaşındayken zamazingom 3 yaşında. | Open Subtitles | مشكلتي أن لدي شهوة رجل بعمر الخمسين وجسد طفل بعمر الثالثة |
| sorunumu dinleyip... bana bir çözüm yolu bulursan hepimiz işimizin başına döneriz. | Open Subtitles | استمعي إلى مشكلتي و أخبريني كيف أقوم بإصلاحها و سنعود جميعنا للعمل |
| Bu geri zekalılar değil, başka bir ajans sorunumu çözer. | Open Subtitles | ، ليس لهؤلاء المغفلين و لكن لوكالة أخرى لحل مشكلتي |
| benim neyim var? "Mutant çekici" diyen bir tabela mı taşıyorum? | Open Subtitles | لا أعرف ماهي مشكلتي أثمة لافته حول عنقي تقول جاذبة مسوخ |
| Ama yine de bu, benim problemim. Kilo almıyorum. Denedim. | Open Subtitles | اظن ان هذه مشكلتي وزني لم يزداد و انا احاول |
| Yani bana bir sorunun olduğunu ve bunun tamamen senin sorunun olduğunu, ama bunu benim sorunum haline getirmeyi istediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | ماتقوله إذاً هو إنك تواجه مشكلة ألا وهي مشكلتك في الأساس وتريد أن تجعلها مشكلتي أيضاً |
| benim sorunumun ne olduğu, eğer -çeneni kapamazsan- yapacağım şey. | Open Subtitles | مشكلتي هي ما يمكن أن أفعله لو أنك لم تخرس! |
| Üzgünüm, ama daha büyüğüne ihtiyaç duyman beni pek ilgilendirmez. | Open Subtitles | آسف، لكنّكَ تحتاج إلى عرائض أخرى، هذهِ ليست مشكلتي. |
| Hey, biz bir kaza arkasında sıkışmış var benim hatam değildi. | Open Subtitles | لم تكن مشكلتي أننا علقنا خلف حادث حسناً ، 1: |
| Aslında esas problem, eğlence mi öldürüyorsun. | Open Subtitles | تعلمين ، في الواقع مشكلتي هيأنكتفسدينمتعتي. |
| benim suçum değildi. Ama benim sorunum. - Hayır, senin sorunun değil. | Open Subtitles | ليست غلطتي لكنها مشكلتي لا , إنها ليس مشكلتك إنها مشكلتنا |
| sorunuma bir çözüm bulamayınca başka bir toplantıya katılıp herkes için adil olan bir sistem öne sürmeye karar verdim. | TED | بعدما لم تُحل مشكلتي قررت حضور لقاء آخر وأن أفرض نظاماً يكون عادلاً للجميع. |