"مضايقتك" - Translation from Arabic to Turkish

    • rahatsız
        
    • üzmek
        
    • sıkmak
        
    • sıkıyorsam
        
    Burada rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama pek evde olmuyorsunuz. Open Subtitles بأي حال آسف على مضايقتك فلم تكن في المنزل كثيراَ
    - rahatsız ettiğim için üzgünüm. - Özrünü kabul etmiyorum. Open Subtitles ـ اغفرى لى مضايقتك ـ إننى لن أغفر لك أبداً
    Siz onu kabul edene kadar sizi rahatsız etmeye devam edecek Open Subtitles لكني لا أعتقد أنه سيتوقف عن مضايقتك حتى تعترفِ بما فعلت
    Sizi rahatsız etmek istemedim. Uh, özel bir yere mi gidiyorsunuz? Open Subtitles لم أقصد مضايقتك هل أنت ذاهب لمكان محدد ؟
    Seni üzmek istememiştim. Open Subtitles لا أقصد مضايقتك.
    Canını sıkmak istemem ancak talimatlarımı yerine getirmeyecek olursan seni tutuklamaktan başka alternatifim kalmayacak. Open Subtitles انا لا ارجو مضايقتك ولكن, لو لم تكن حريصا فى اتّباع تعليماتى لن يكون امامى بديلا عن اعتقالك
    Baba, canını sıkıyorsam kusura bakma. Open Subtitles مرحبا يا أبي أسف على مضايقتك
    Şey, konukların olduğunu gördüm. rahatsız etmek istemedim. Oh. Open Subtitles حسناً رأيت لديك ضيوف ولم أرغب في مضايقتك والآن بما أنك فعلت
    Böyle bir alçak, böyle bir aşağılık, o kadar çok rahatsız eden biri bu kadar kolay ölür mü? Open Subtitles مثل هذا المجرم , هذا الوغد الذي داوم على مضايقتك يموت بهذه السهولة ؟
    12 yıldır bu işin içindesin. Kimse seni rahatsız etmiyor. Open Subtitles أنت هنا منذ 12 عاما ولا أحد يستطيع مضايقتك
    Eğer CTU'dan birileri seni rahatsız etmeye çalışırsa beni arayabilirsin. Open Subtitles .اتصل بي لو حاول أي أحد من الوحدة مضايقتك
    Ah, rahatsız ettiğim için özür dilerim. Canınızı sıkmak istememiştim. Open Subtitles اوه ، آنا آسف على الإزعاج لم أقصد مضايقتك
    rahatsız ettiğim için çok üzgünüm ama vergi denetçileri yarın geliyor. Open Subtitles أعتذر عن مضايقتك ولكن المراجعين سيأتوا غدا
    Bak ahbap, seni rahatsız etmeye çalışmıyorum. Open Subtitles انظر يا رجل، أنا لا أحاول مضايقتك إنه فقط هذا ..
    rahatsız ediyorum efendim, ama miğferimi imzalar mısınız? Open Subtitles أكره مضايقتك سيدي، ولكن هل تستطيع رجاء أن توقع على خوذتي
    rahatsız ettik kusura bakmayın. Open Subtitles نأسف على مضايقتك. كنا نتسائل إذا كان لديك دقيقة من وقتك ؟
    Kimseleri rahatsız etmeyip popüler hale gelmeden önce yaptığımız türden işe benzeyen bir haber programı yapmaya geldim buraya, Leno. Open Subtitles لقد أتيت هنا لأنتج بثًا إخباريًا أقرب مايكون لما فعلناه معًا من قبل أن تشتهر بعدم مضايقتك لأحد,يا لينو.
    rahatsız etmek istemem ama benim görmediğim bir şey mi var? Open Subtitles أكره مضايقتك , لكن هل هناك شيء لا أراه ؟
    rahatsız ettiğim için üzgünüm ama kızınız hakkında bir soru sormam gerek. Open Subtitles ,أعتذر عن مضايقتك ولكن لدي سؤال عن ابنتك
    Fakat neden seni sürekli rahatsız ediyor? Open Subtitles ولكن ,لماذا يستمر فى مضايقتك ؟
    Seni üzmek istemedim. Open Subtitles لم أقصد مضايقتك.
    Baba, canını sıkıyorsam kusura bakma. Open Subtitles مرحبا يا أبي أسف على مضايقتك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more