"مطلقاً" - Translation from Arabic to Turkish

• hiç
• hiçbir
• bile
• Kesinlikle
• daha
• yok
• şey
• ki
• önce
• asla

Babam bunu hiç giymedi, yani benim neden giymem gerektiğini anlayamıyorum.
لم يرتديها والدي مطلقاً لذلك لا أرى أي داع لكي أرتديها

Gull Cottage. Yo, hayır. Orası size hiç uygun değil.
جال كوتيج ، كلا ، كلا هذا لن يناسبك مطلقاً

- Sabah 5'e kadar uyumadım. - Ben hiç uyumadım.
أنا لم أنم حتى الخامسة صباحاً أنا لم أنم مطلقاً

hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar. daha ve daha çok ortak evrim.
إنها لا تتطرق للمسائل الداخلية مطلقاً. هناك المزيد والمزيد من مصاحبات التطور.

Mektupta böyle bir hikaye yoktu. Hatta böyle birşey olmadı bile.
تلك القصة لم تكن مطلقاً في الرسالة,هي حتى لم تحدث مطلقاً

- Bunu da Kesinlikle kabul edemem. Büyüklük bende kalmalı.
وهذا أجده غير مقبول مطلقاً يجب ان أكون الرجل الكبير

Ama genç bir eş için, hiç de emin değilim.
لزوجة شابة أنا لَستُ متأكّدَة جداً من نفع ذلك مطلقاً

Neredeyse hiç tanımadığım bir babam ve hiç göremediğim bir annem vardı.
بالكاد عرفت أبي،ولم أعرف أمي مطلقاً وأكتشفت منذ يومين أن لي أخ

- ...sanırım seni hiç tanımamışım. - Hadi ama. Sen zeki bir adamsın.
. أعتقد أنني لم أكن أعرفك مطلقاً . مهلاً , أنت رجل ذكي

İyi olan şey senin çocuklar hiç bir şekilde kurtulamayacak.
الشيء الجيد فيكم ايها الصبية انكم لا تعرفون الحقيقة مطلقاً

Bu patlamalar sona erene kadar, onu karantinaya geri götürmeyi düşündün mü hiç?
ألم تفكرى مطلقاً بشأن إعادتها إلى الحجر الصحي حتى تنتهى هذه المشكلة ؟

Bu engin vahşi doğanın sakinleri insanla hiç temas etmeden yaşayıp, ölebilir.
قاطنو هذه البريّةِ العظيمةِ قَدْ يَعِيشُون ويَمُوتُون دون أن يتصلوا بالبشر مطلقاً.

Gerçeği söylemek gerekirse ciddiyim, hiç bir şey imkansız değildir.
لحقيقة أنه ليس هناك أقصد , مطلقاً وجود شيء مستحيل

Bunu hiç inkar etmedim, ama bu konuda bir kamuoyu yaratmakda istemedim.
لم أُنكر ذلك مطلقاً,ولكن أيضاً لا أشعر بالحاجة للفت الإنتباه الى ذلك

Eğer yarına kadar Devi'ye kavuşmazsam, bir daha hiç kavuşamayacağım.
إن لم أفز بديفا غداً , فلن أفوز بها مطلقاً

Bak, deliriyorum çünkü buna inanması hiç de zor değil.
أنا غاضب لانني لا أجد صعوبة في تصديق ذلك مطلقاً

Senin tutsağınım. Bundan dolayı hiç vicdan azabı çekmiyor musun?
بل أصبحت أسيرتك ألا تشعر بأيّ ندم مطلقاً بسبب هذا؟

sosyal statü ve daha önemlisi yaşın, hiçbir öneminin olmadığı kardeşlikten.
حيث الحاله الإجتماعيه والأكثر أهميَّةً، العُمر، .لَيْسَ لهُ صلة مطلقاً نعم؟

Geri kalanların çoğu, vakitlerinin olmadığını veya ekipmanlarının olmaması sebebiyle bana yardım edemeyeceklerini ifade etmek için bile geri dönmediler.
و الأغلبية لم يردّوا علي مطلقاً قالوا أنهم لا يملكون الوقت .أو لا يملكون التجهيزات و لايمكنهم مساعدتي

Sağlığa dair bazı haberler vardır ki, kimse, Kesinlikle hiç kimse duymaya hazır değildir.
توجد بعض الأخبار الطبية التي لا أحد، لا أحد مطلقاً.. جاهز لسماعها.

Yoksulluk sızlanmaları. Onun dünyasında yerimiz yok. asla da olmayacak.
جنود وضعاء، ليس لدينا مكان بعالمها ولن يكون لنا مطلقاً

Bir ara "yaşam atılımı" diye bir şey sayesinde yaşadığımızı sananlar vardı; ki biz böyle bir şey olmadığını biliyoruz.
حسناً, أنت تعلم الناس كانت تعتقد أنه كان هناك قوة حياة للعيش. نحن الآن نعلم بأن هذا غير صحيح مطلقاً.

Bu büyük bir anlaşma. daha önce hiç böyle bir şey yapmadım.
هذا أمرٌ في غاية الأهمية لم يسبق لي وأنجزتُ عملاً كهذا مطلقاً.

Çünkü Afrika'da olan bitene seyirci kalamayız, ve dürüst olmak gerekirse, tüm olanların başka bir yerde olmasına asla müsaade edilmezdi.
لأنه لامجال بالنظر لما يحدث في أفريقيا، وإذا كنا صادقين، نخلص الي انه لن يسمح مطلقاً بحدوث ذلك في مكان آخر.