"معاناته" - Translation from Arabic to Turkish

• Acısını
• acı
• Acısına
• çektiği acılara
• ızdırabına
• ıstırabının
• Çektiği acıya
• Çektiği eziyetin
• sefaletini

Belki de bir insanın, başkalarının Acısını bir şekilde dindirmeye yardımcı olmak için bir şeyler yapması gerektiğini anlamasından ileri gelen bir acıdır.
ربما هو ألم ينتج عن الإدراك، أن الإنسان يجب أن يفعل شيئا لأخيه الإنسان، لتخفيف معاناته.

Ve tutarlı olduğu bir gün benden Acısını dindirmemi istedi.
، وحسنا، فى يوم متماسك فيه هو طلب مني انهاء معاناته.

Bu acı sayesinde, Hofstadter ne kadar derinden birbirimize nüfuz ettiğimizi anladı.
خلال معاناته فهم هوفستادتر مقدار عمق اختراقنا.

Tek bir kez bile şikayet etmemiş olsa da, kendimi, onun nasıl acı çektiğini düşünmekten alamıyordum.
لم أستطع التوقف عن التفكير في كم معاناته. رغم أنه لم يشتك ولو لمرة واحدة.

Kim attıysa, düzgünce hayvanın izini sürüp onu öldürerek Acısına son vermeye götü yemeyecek kadar korkakmış.
و أياً كان من فعل هذا، فلن تكن لديه النزعة أو ... الشّجاعة لتعقب الحيوان بشكل صحيح و يخلصه من معاناته.

Seni ve senin soyunu yok ederek onun Acısına son vereceğim.
لذا سأنهي معاناته بقتلك يا ربيب تحوّله.

Tamamen çektiği acılara odaklanmanın yanlış olduğunu söylemez misiniz?
ألا تعتقد أن التركيز على معاناته خاطئ كلياً؟

Yerinde olsam onu bulur ızdırabına bir son verirdim.
...أتعلم، لو كنت مكانك لكنت وجدته و أرحته من معاناته

Üstelik dünyanın ıstırabının nedenin Gemi cerrahı Thomas Lowe'a sadakati olduğunu bilmesini sağlarım.
وسأتيقن بأن يعرف العالم أن سبب معاناته هو الإخلاص

Çektiği acıya son vermeliyim.
! عليّ إنهاء معاناته !

Çektiği eziyetin son bulmasını istiyorum.
أرغب أن تنتهي معاناته

Bu onun Acısını algılanamaz şekilde sona erdirdi.
لإنهاء معاناته بسرعة و بشكل غير ملحوظ

- Acısını dindirmenizi öneriyorum.
أقترح عليك تخفيف معاناته.

Hayır, sadece beni incitmekten dolayı acı çekmesin.
لا, بل ببساطة لا اتسبب فى معاناته من جرح مشاعرى

O kadar acı icinde olan her hayvanı yok etmek lazım.
آي حيوان يعاني بذلك القدر يجب إخراجه من معاناته

acı çekmek senin tekelinde değil!
لا توجد جائزة لمن يظهر معاناته أكثر لعلمك

Belki de Acısına son vermeliydik.
ربما يجب ان ننهي معاناته

Beth'i bulduğumda, Acısına son vermek zorunda kaldım.
عندما عثرت على (بيث) إضطررت لوقف معاناته بقتله.

Öyleyse çektiği acılara son vermeyi istersiniz, öyle mi?
و أنت تريدين مساعدته في إنهاء معاناته

Çünkü biri sürünerek spor çantandan çıktı ve ben de ızdırabına son vermek için onu vurdum.
وأطلقت عليه النار لأخلصه من معاناته.

Üstelik dünyanın ıstırabının nedenin Gemi cerrahı Thomas Lowe'a sadakati olduğunu bilmesini sağlarım.
وسأتيقن بأن يعرف العالم أن سبب معاناته هو الإخلاص لـ(توماس لو)، جراح السفينة وهكذاسأقومبتعذيبك..

Bahse girerim o orospu çocuğu raylara uzanır ve Union Pacific'in sefaletini söndürmesine izin verirdi.
أراهن أن ذلك اللعين مان ليستلقي على تلك المسارات ويدع "يونين باسيفك" يريحة من معاناته