Çoğunuzun bildiği gibi, bu sorun değil çünkü bu noktayı silebilirim. | TED | لا توجد مشكلة كما يعلم معظمكم لأنه بامكاني مسح تلك النقطة |
Ve Çoğunuzun fark ettiği gibi aramızda bir yıldız var bu gece. | Open Subtitles | و لعل معظمكم قد لاحظ، لدينا بعض من المشاهير معنا هذه الليلة. |
Bu kelimeyi bir Çoğunuzun duyduğuna eminim. | TED | وأنا متأكد أم معظمكم قد سمع بهذه الكلمة. |
Şimdi çoğunuz nükleer füzyon diye bir şey yok diyorsunuzdur,. | TED | محتمل أن معظمكم يقول: لا يوجد ما يسمى بالإندماج النووي. |
Ya da savaşmazsınız ama bu durumda da sadece çoğunuz olur. | Open Subtitles | أَو أنت لا تَستطيعُ مُحَارَبَة، في هذه الحالة فقط معظمكم سَيَمُوتُ. |
Bu korkuyla, gayet radikal bir şekilde dietimi; bir şeyler ekleyip çıkararak Birçoğunuzun kesinlikle çok şaşıracağı bir şekilde değiştirdim. | TED | مع شعوري بالخوف من كل ذلك قمت بتغيير نظامي الغذائي بشكل جذري عن طريق إضافة وحذف أطعمة قد يرى معظمكم بأنها مفاجِئَة. |
Şimdi, çoğumuz ve eminim ki birçoğunuz için sadece şundan ibaret: Kışkırtıldığımda sinirlenirim. | TED | والآن، معظمنا وأراهن أن معظمكم يشعرون بهذا: أشعر بالغضب عندما يثير أحدهم غضبي. |
Beyler bacaklarımı kullanabildiğim sıralarda Çoğunuzla tanışmıyorduk. | Open Subtitles | أيها السادة معظمكم لا يعرفني عندما كنت أقف علي أقدامي |
Bu, muhtemelen hepinizin bildiği Doha'nın silüeti. | TED | وهذه على الارجح الافق الذي معظمكم يعرفه عن الدوحه |
Bir Çoğunuzun hiçbir zaman bir silahın yakınında olmadığı gerçeğini kucaklayalım. | TED | دعونا نشدد على حقيقة أن معظمكم ربما لم يقترب من بندقية من قبل |
Sugata Mitra: Oradaki bu genç bayanın yüzünde durdurmamın sebebi Çoğunuzun bu genç kızı tanıyor olduğunuzdan şüphelenmem.. | TED | لقد أنهيت اللقطة بوجه هذه الطفلة الصغيرة لأني اظن ان معظمكم يعرفها. |
Çoğunuzun altının bir asal sayı olmadığını bildiğine eminim. Çünkü iki kere üç altıdır. | TED | أنا متأكد أن معظمكم يتذكر أن ستة ليس من الأعداد الأولية لأنه 2 × 3. |
Eminim Çoğunuzun kariyeri geçen gece havanın bulutlu olmasından etkilenmiyordur. | TED | الآن، أراهن أن معظمكم لا يَشغل وظائف تعتمد بدقة على مدى صفاء الجو ليلة أمس. |
Bir sayının karesi denen şey, Çoğunuzun bildiği gibi bir sayıyı alıp kendisiyle çarpmaktır. | TED | يوجد شيء يدعى مربع العدد و كما يعلم معظمكم هو أخذ الرقم وضربه بنفسه. |
Çoğunuzun da cezalarını yatırdıklarını tahmin ediyorum. | TED | أنا أظن أن معظمكم قد دفع الغرامة الخاصة به كذلك. |
Sizlere yakın zamanda televizyonda olan 60 dakikalık bir videoyu yüksek kalitede gösterebilirim, bir Çoğunuzun izlemiş olabilirsiniz. | TED | يمكنني أن أريكم ما عرض حديثا على التلفزيون كمقطع فيديو عالي الدقة برنامج 60 دقيقة، قد يكون معظمكم شاهده. |
Şimdi rekabet kelimesine bakarsak, eminim çoğunuz kullanmışınızdır. | TED | لو تفحَّصنا الآن كلمة منافسة، أنا متأكد أن معظمكم قد استخدمها. |
İki görevim var. çoğunuz beni Palm ve Handspring'ten tanıyorsunuz. | TED | لدي انتماءين. معظمكم يعرفني من أيام اخترعاتي "البالم" و "الهاندسبرنغ" |
Hangi detaya bakarsınız? çoğunuz, göz cevabını verecektir. Gözler ruhun aynasıdır. | TED | معظمكم سيقول أن التلميح الذي ستنظرون إليه هو العيون. العيون هي النافذة إلى الروح. |
Birçoğunuzun bunu nahoş bulduğunu biliyorum ama tıp fakültesi öğrencisi olarak buna mümkün olduğunca kısa sürede alışmalısınız. | Open Subtitles | أعرف بأنّ معظمكم يجد ذلك مقززاً ولكن كطلاب طبّ يجب أن تعتادوا على ذلك في أقرب وقت |
Ve birçoğunuz gibi kayıplarımızdan sorumlu olanlara büyük bir öfke duyarak. | Open Subtitles | و مثل معظمكم مع شعورى بالغضب تجاه أولئك المسؤولين عن خسارتنا. |
Gerçi Çoğunuzu hapse girdikten sonra hiç görmedim. | Open Subtitles | رغم أنني لم آرى معظمكم منذ أخر مرة حضرت فيها للبيت الكبير |
Bir kısmınızın silah taşıdığına dair duyumlar aldım. | Open Subtitles | كذلك انتبهت أن معظمكم يحمل الأسلحة |
Böylece gizlice kaçtım ve pek Çoğunuzun yapmakta olduğu şeyi yapmaya başladım, çiftçilik. | Open Subtitles | لذلك تسللت الى الخارج ولقد كنت أعمل ما يعمله معظمكم الزراعة |
çoğunuz onu bu odada kafamı uçurmaya çalıştığına şahit oldu. | Open Subtitles | معظمكم كانو شاهدين على محاولاته لقتلي في هذه الغرفة |