"مفر منه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaçınılmaz
        
    • kaçınılmazdı
        
    • kaçınılmazı
        
    • kaçışı
        
    • kaçış
        
    • kaçınılmazdır
        
    Başarısızlık kaçınılmaz olduğunda, yalan söyleyin, inkar edin ve suçu başkalarının üzerine atın. Open Subtitles عندها يكون الفشل لا مفر منه فأنت ستكذب وتنكر وتضع اللوم على الآخرين
    Yoksa kaçınılmaz başarısızlığı ikisi için de bir acının kaynağı mı olacak? Open Subtitles أم أن فشلها الذي لا مفر منه سيظهر أنه مصدر تعاسة لكليهما؟
    Çöl bizim yüzümüzden kaçınılmaz olandır ve bu gerçeğin ta kendisi kardeşim. Open Subtitles القفار أمر لا مفر منه بسبب من نحن وهذا هو الواقع أخي.
    Eşsiz hastalığın sebebiyle. Bu kaçınılmazdı. Open Subtitles نظرا للكم فتنة فريدة من نوعها ، انه كان لا مفر منه.
    Ancak harcamak için borçlanmak aslında kaçınılmazı ertelemekten başka bir şey değildir, ki bunun sonu iflastır. Open Subtitles .. ولكن بإحضار المزيد من المال ليستهلكه هو في الواقع تأخير لأمر لا مفر منه وهو الإفلاس
    Bu kadar çok ilişkinin olması kavgaları kaçınılmaz kılar. TED كثرة هذه العلاقات تجعل الشجارات أمرا لا مفر منه.
    Sanki Tanrı tarafından lanetlenmiş gibi... anneliğinin acısını çeker gibi... trenin onu kaçınılmaz kabusuna götürürken... çıkardığı ritmik piston seslerinde... çıkarttığı delirtici seslerde şunu duyuyordu mahvolmuş olan Mariannina... Open Subtitles والتي حكم الله عليها لتعاني مرارة الامومة بينما كان القطار يسير نحو كابوس لا مفر منه
    Bu durumda, Hercule, kaçınılmaz sonuç nedir? Open Subtitles .. الآن هركيول ما هو الإستنتاج الذي لا مفر منه ؟
    Ancak Sovyet sistemi gözönüne alındığında, bunun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles مُرضية فى مرحلة ما بعد الحرب لكننى أعتقد أن هذا أمر لا مفر منه ما دمنا نتحدث عن النظام السوفيتى
    Silahla şalın yanında bulduğumuz bu mendille kaçınılmaz bir bağı vardı. Open Subtitles التي شكلت وجود صلة لا مفر منه مع هذا المنديل الذي وجدناه جنبا إلى جنب مع المسدس الملفوف بالقماش المسروق
    Hasta eşyaları değiştirmek, yeniden ve yeniden düzenlemek için devamlı ve kaçınılmaz istek duyar. Open Subtitles به الشخص لديه الالإصرار والمحفز الذي لا مفر منه.. لتغيير الأشياء, لينظم ويعيد التنظيم.
    kaçınılmaz üçüncü buluşma sorusu. Open Subtitles هناك كان عليه. والسؤال الآن ثالث لا مفر منه.
    Saçma olan, kaçınılmaz olması Bilmek zorundasın yoksa hep huzursuz olacaksın, aklın hep orada kalacak... Open Subtitles هذا أمر مثير للسخرية ما هو مثير للسخرية السؤال الذي لا مفر منه انتِ بحاجة الى معرفته
    Kendinizi kaçınılmaz olana hazırlasanız iyi olur. Open Subtitles الأفضل أن تجهزي نفسك لأمرٍ حتمي لا مفر منه..
    Çünkü doğruluğunu kabul edip, onayladıklarında büyük değişiklikleri zorunlu kılacak olan manevi ve ahlâki tedbirlerin kaçınılmaz olacağını biliyorlar. Open Subtitles لأنهم إذا اعترفوا بها وتعرفوا عليها عندها أخلاقيا والزاميا سيكون احداث تغييرات كبيرة أمر لا مفر منه
    Evet, Meg'e sürekli sataşıyorsun çünkü bedeninin 19 yaşına gelince.... çok kullanılmaktan dolayı o kaçınılmaz pörsümeye uğrayacağını... ve bembeyaz teninin çuval gibi olacağını biliyorsun ki... bu da üvey babanın bile istemeyeciği birşey. Open Subtitles لذا تقومي بمضايقت ميج لتجنب واقع لا مفر منه عندما يتم استهلاك جسمك في سن التاسعة عشر ستكوني بالية ..
    Özelliklede bunun kaçınılmaz bir zor durum olduğunu hayal ettiğinizde kızdırıyor. Open Subtitles وهذا مغضب بشدة لا سيما حينما تدرك ، ليس فقط هو أن مثل هذا التقصير لا مفر منه
    Ruhunuzda onarılmaz izler kalması kaçınılmazdı. Leydi Boynton'ın ölümünü istemenizde şaşıracak bir şey yok. Open Subtitles تآكل الروح إنه أمر لا مفر منه وغير محتمل لا عجب إذا كنتم ترغبون في أن تروا السيدة بوينتون ميتة
    kaçınılmazdı zaten ama bilmek, gerçekten yaşamakla aynı şey değil. Open Subtitles لذلك هذا كان لا مفر منه لكن المعرفة به ليست كمعرفته فعلاً
    İyiyim. kaçınılmazı sadece ertelemişiz gibi hissediyorum. Open Subtitles حسنآ,على الرغم من أني أشعر أن تأجيل الامر لا مفر منه
    Ya İngiliz darağacına çıkar, ya da İspanyol kılıcını yer ama bu kaçışı olmaz, sen de biliyorsun. Open Subtitles إما بواسطة حبل المشنقة الإنجليزي أو السيف الأسباني، الأمر لا مفر منه وأنت تعلم ذلك.
    Tüm olası kaçış yollarının tutulmasıyla erzaklarını tazeleyemeyecekler. Open Subtitles مع إغلاق الشاطئ وعدم وجود أي مفر منه ليس لديهم أي وسيلة لتجديد الإمدادات
    İyi gazetecilik tarafsızlığı hedeflerken, medya önyargısı genellikle kaçınılmazdır. TED في حين أن الصحافة الجيدة تهدف إلى الموضوعية إلا أن تحيز وسائل الإعلام غالبًا لا مفر منه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more