| Bize küçük tatlı bir kasaba buldun. Bunun için sana minnettarım. | Open Subtitles | لقد وجدت لنا بلدة لطيفة وفوائد مخفضة , أنا ممتن لك |
| Buna minnettarım ama genç bir nişancının, düzenimi bozmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا ممتن لهذه اللفته ولكني لن أسمح لقاتل مراهق بتعكير حياتي |
| Bryce Larkin öldüğü ve şu anda odamda kız arkadaşımla sevişmediği için minnettarım. | Open Subtitles | انا ممتن لان لاركن برايس ميت وليس حاليا في غرفتي مع صديقتي الجديده |
| Hayatım boyunca arkamı kollayarak yaşayacağım için minnettar mı olmalıyım? | Open Subtitles | تتوقع بأنني سأكون ممتن لقضاء بقية حياتي في فحص كتفي؟ |
| Hemen gelebilmene sevindim. Çok iyi oldu. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك جئت سريعا ً أنا حقا ً ممتن لك |
| Ben size bir hizmet veriyorum siz de karşılığında yüklü bir miktarda ödeme yapıyorsunuz ki buna çok müteşekkirim. | Open Subtitles | , أنا أقوم بأداء خدمة , و أنت تدفع لي جيدا من أجلها . و الذي أنا ممتن لذلك |
| Bu durum benim görev alanıma girmiyor, bu nedenle minnettarım. | Open Subtitles | هذا لا يقع ضمن منطقتي وهذا ما أنا ممتن لأجله |
| Bana öğrettiğin her şey için çok minnettarım ama başımın çaresine bakabilirim. | Open Subtitles | انا ممتن لكل شيئ قمت بتعليمه لي .. لكن استطيع تدبر امري |
| Ve şimdi ise, başımın üstünde çatı var. Çok minnettarım. | Open Subtitles | الآن ثمّة سقف فوق رأسي، إنّي ممتن لأبعد ما يكون. |
| Ve onun karanlık, acı dolu tohumunu bu dünyaya getiremeyeceği için minnettarım. | Open Subtitles | وانا ممتن لذلك هو لن يتحمل . انه حزين, البذرة المظلمة تثمر |
| Bak, gerçekten bu sikik işten minnettarım. - Çok keyif alıyorum. | Open Subtitles | بص أنا فعلاً ممتن نيك للشغلانة دى و مستمتع بيها فشخ |
| Ve şimdi ise, başımın üstünde çatı var. Çok minnettarım. | Open Subtitles | الآن ثمّة سقف فوق رأسي، إنّي ممتن لأبعد ما يكون. |
| Hayatım boyunca arkamı kollayarak yaşayacağım için minnettar mı olmalıyım? | Open Subtitles | تتوقع بأنني سأكون ممتن لقضاء بقية حياتي في فحص كتفي؟ |
| Hepiniz bu yolculukta yanımda olduğunuz için, ne kadar minnettar olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | كلّ ما أريد قوله هو أنني ممتن للغاية أنّكم ستخوضون معي هذا الدّرب |
| Unutulmayacak bir şey yaparak, sonsuza kadar minnettar kalınacak bir şey... | Open Subtitles | بفعل أشياء لا تنسي شئ سأكون ممتن لك به إلي الأبد |
| Hemen gelebilmene sevindim. Çok iyi oldu. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنك جئت سريعا ً أنا حقا ً ممتن لك |
| Bir kriz anında yardıma geldiniz. Size müteşekkirim. | Open Subtitles | لقد ساعدتني في وقت أزمة ، لأجل ذلك أنا ممتن كثيرا |
| Yine de bunu gördüğüm için çok mutluyum, çünkü sen... gerçekten bir şeyler yaptın. | Open Subtitles | أنا ممتن لك لأني رأيت ذلك لأنك كنت مهماً |
| Geleceğe dönük planım için bana teşekkür etmeniz lazım. | Open Subtitles | أنت يجب أن تكون ممتن لي لإمتلاك البصيرة للتخطيط. |
| Öncelikle, benimle bu şeklide konuşmazsan memnun olurum | Open Subtitles | أولا , سأكون ممتن لك إذا لم تتكلم معي بهذه الطريقة |
| Ama en azından sana ne kadar üzgün olduğumu söyleyebilmekten memnunum. | Open Subtitles | ولكنني ممتن لأنني حصلت على الأقل على فرصة لأخبرك بمدى أسفي |
| Sağ ol. Bu salak karşısında zamanımı harcıyo- teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً ، يهدر وقتي أمام فيلمه السخيف، أنا ممتن |
| Yürüyüp geçtiğim kapıları açmak için hayatlarını bile feda etmiş olanların omuzlarında durduğum gerçeğini çok takdir ediyorum. | TED | أنا ممتن للغاية لحقيقة أنني الآن أحذو حذو أولئك الذي ضحوا بحياتهم لفتح الأبواب التي مررت من خلالها. |
| Her gece güzel bir şekilde uykuya dalıyorum ve dünyadaki en mutlu adamım ve yaşadığıma minnettarım diye tekrarlıyorum. | TED | كل ليلة اخلد لنوم هانئ وأنا، أكرر، أسعد رجل في العالم وإنني ممتن لأنني على قيد الحياة. |
| Bir kez hayatımı kurtarmıştı. Ondan beri ona minnet borcum var. | Open Subtitles | أنقذ حياتي ذات مرة أنا كنت ممتن إليه منذ ذلك الوقت |
| Bu yıl sadece bir şey söylemek istiyorum jöle salatası yapılacağını hatırlayan tek kişi ben olduğum için şükürler olsun. | Open Subtitles | أود أن أقول فقط أن هذا العام.. أني ممتن أن أحدا تذكر أن يصنع سلطة جيلي بالليمون وكان هذا أنا |
| Ve bugün bu yolculuğu sizinle paylaşma fırsatına kavuştuğum için minnetarım. | TED | و أنا ممتن لإتاحة الفرصة لأشارك معكم هذه الرحلة اليوم. |
| Bunun için de her gün şükrediyorum. | Open Subtitles | الجرح حتى مع عنقود الأسف وأنا ممتن لذلك في كل يوم. |