Bunun Mantıklı olduğunu söylemiyorum. Sadece insanın doğası olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | لا أقول أنّه أمر منطقيّ بل أقول أنّه أمر إنسانيّ |
Söylediğin hiçbir şey Mantıklı değil. Bunların hiçbiri Mantıklı değil. | Open Subtitles | لا شيء من كلامكما منطقيّ، لا شيء مما يحدث منطقيّ. |
Her şey çok saçma. | Open Subtitles | لا شيء من هذا منطقيّ. أقصد، لمَ سيمكث في شقة هؤلاء الناس؟ |
"Kendime ait bir dünyam olsaydı her şey saçma sapan olurdu. | Open Subtitles | "لو كنت أملك عالم خاص بي، لكان كل شيء غير منطقيّ. |
mantıksız geldiğini biliyorum. Mantıklı demiyorum ama onu seviyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّ هذا لا يبدو منطقيّاً ولا أقول أنّه منطقيّ لكنّي أحبّها |
Evet, çünkü diğer türlü, bir anlamı olmazdı. | Open Subtitles | أجل، لأنّه على العكس من ذلك، فإنّه ليس منطقيّ تماماً |
Kesik bir kolun hiçbir şey olmamış gibi eski halini alması anlamsız bir durumdu. | Open Subtitles | بدى أمرًا غير منطقيّ فصل ذراعي ثم إعادته لحاله الأصليّ مُجددًا. |
Bu, oldukça Mantıklı görünüyor. Hemen vazgeçmek istiyorum. | Open Subtitles | ذلك يَبْدو منطقيّ جداً أَنا مُغرى للإسْتِسْلام. |
Genetik bir hastalık arıyorsunuz. Ki babasına ve dedesine olanları düşününce bu Mantıklı. | Open Subtitles | أنتَ تبحث عن مشكلة جينيّة، وهذا منطقيّ مع ما حدث لوالده وجدّه |
Bunu ne kadar erken fark edersen o kadar erken Mantıklı bir anlaşmaya imza atarsın. | Open Subtitles | وكلما تدركين هذا سريعاً، كلما تمّ توقيع عقد منطقيّ سريعاً |
Bu arkadaşın için çok Mantıklı bir savunma. Ve bunu yemiyorum. | Open Subtitles | هذا دفاع منطقيّ جدّاً لصديقكَ وأنا لستُ مقتنعاً به |
Tüm bunları Mantıklı kılan bir hikaye olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ هناك قصّة تجعل كلّ هذا منطقيّ. |
Biri bizim için gelmişse Mantıklı. | Open Subtitles | هو منطقيّ إن كان أحدهم قد جاء بحثاً عنّا |
Ailemi ve bir grup çocuğu öldürüyorum. Bunlar bana çok saçma geliyor. | Open Subtitles | اقتل والديّ، وبعض الطلاب هذا غير منطقيّ |
Anlıyorum, saçma bir şey değil. Mantıklı bir şey. | Open Subtitles | أتفهّمه، فهو معقول، وهو منطقيّ |
Çok saçma, hepsi yarım saat önce geldi ve gitmediler. | Open Subtitles | -هذا غير منطقيّ . جاءوا جميعًا منذ نصف ساعة وما غادروا، إنّهم بالداخل هناك في مكان ما. |
Davranışlarımın bazen mantıksız ve normal android davranışından farklı olabildiği dikkatimi çekti. | Open Subtitles | أُحِطتُ علمًا أن سلوكي غير منطقيّ أحيانًا، شاذ عن المقاييس الآليّة. |
Ravioliye karşı mantıksız bir korkum var. | Open Subtitles | يعتريني خوف لا منطقيّ من فطائر اللحوم بالجبن. |
Onunla konuştum ama mantıksız şeyler anlatıyor. | Open Subtitles | تحدّثت معها، كلامها غير منطقيّ بتاتاً |
- Ben sadece söylüyorum. - Ben de anlamı yok diyorum. | Open Subtitles | إنه أمر غير منطقيّ - وما الذي أعرفه، إنما هذا توقّع - |
Hiçbir anlamı olmadığının farkındayım çünkü bana da hiçbir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا غير منطقيّ لأنّه غير منطقيّ بالنسبة لي ولكن بعد 8 سنوات من الآن... |
İçine zar zor girdim. Bu çok anlamsız. | Open Subtitles | إنّني بالكاد دخلتُ هذا غير منطقيّ |
Ama şu anda hiçbiri Akla yatkın gelmiyor. | Open Subtitles | لكن لا أحد منهم منطقيّ لي حتى الآن |