"منيع" - Translation from Arabic to Turkish

    • yenilmez
        
    • bağışık
        
    • dayanıklı
        
    • Kurşungeçirmez
        
    • aşılamaz
        
    • edilemez
        
    • bağışıklığı
        
    • ele geçirilemez
        
    • geçilemez
        
    • bağışıklık
        
    • yenilmezdi
        
    • bağışıklıyım
        
    • zaptedilemez
        
    • dokunulmazım
        
    • Bağışıklığım var
        
    O şans veren takımınızı giydiğinizde işte bu yüzden yenilmez hissediyorsunuz ve o kısa siyah elbisenizi giydiğinizde, işte bu yüzden güzel hissediyorsunuz. TED وتشعُر بأنك منيع حينما ترتدي تلك البدلة ذات الطاقة، ولذلك تشعري بأنك جميلة في ذلك الفستان الأسود القصير.
    Biri kendini yenilmez sandı, diğeri ise uçabileceğini. Open Subtitles أحدهم إعتقدَ بأنّه كان منيع و الآخر اعتقد انه يمكنه أن يطير
    Bak, siz Bu epik mukadder evlilik biliyorum, ama sorunlarla karşı bağışık olduğu anlamına gelmez, özellikle her şeyi ile son zamanlarda üzerinde gitti. Open Subtitles إنظر ، نعلم أنكم تزوجتم زواج مصيري لكن هذا لا يعني أنك منيع للمشاكل . خصوصاً مع كل شيء يجري هنا مؤخراً
    Zırhları enerji silahlarına ve sıradan ateşli silahlara dayanıklı. Open Subtitles إن درعهم منيع لأسلحة الطاقة و الأسلحة النارية العادية
    Kurşungeçirmez ve korkusuz zenci bir adam görmenin çok etkileyici bir yanı var. Open Subtitles ثمة شعور بالقوة تثيره رؤية رجل أسود منيع وشجاع.
    yenilmez eski kocası olması beni gerçekten sinir yapıyor. Open Subtitles وجود زوج سابق و غير منيع هذا يجعلني أقلق كثيراً
    Baskın olan partner, uysal olanın yenilmez hissetmesini sağlıyor. Yapması söylenen şeyi yapmasının bir ödülü bu. Open Subtitles الشريك المهيمن يجعل المطيع يشعر بأنه منيع هذه جائزته لفعله ما يطلب منه
    Bunu giyen bir adam yenilmez olur. Bunun karşısında Batı silahları işe yaramaz. Open Subtitles . الرجل الذي يرتدي هذا , يكون منيع . الأسلحة تكون عديمة الفائدة أمامة
    Dinle, bileğindeki şu işaretler ortaya çıktı çıkalı yenilmez biriymişsin gibi davranmaya başladın. Open Subtitles أسمعى , منذ أن أصبح لديكى هذا الوشم وأنتى تتصرفى مثل و كأنك لديكى شئ منيع
    Ondan sonra yenilmez olacağım. Ölümsüz olacağım. Open Subtitles أنا في طريقي لملاقاة مشجعة متميزة جداً ثم سأكون منيع ، وخالد
    İnsanlar yaşlanır. Dünyada kimse yenilmez değildir. Open Subtitles البشر يتقدّمون بالعمر، لا أحدّ يظلّ منيع ضدّ الهزيمة أبداً.
    Yaptığım kan testleri virüsün temasla ya da havadan bulaşan türlerine hala bağışık olduğumu gösteriyor. Open Subtitles إختبارات فحص الدم تؤكد أنني ما أزال منيع ضد كلاً من الفيروسات المحمولة جواً و المنقولة عن طريق الإتصال المباشر
    Çünkü kimse günaha bağışık değildir. Open Subtitles لأنه مامن أحد منيع ضد الخطايا،
    dayanıklı olmam gerekiyordu ama değilim. Open Subtitles كنت من المفترض ان اكون منيع لكن انا لست كذلك.
    Biz ise Harlem'de, kendi çarpık adalet anlayışıyla hepimizi tehdit eden Kurşungeçirmez bir katille baş başayız. Open Subtitles ولدينا قاتل منيع طليق في"هارلم" يطبق عدالته الفاسدة , ويعرضنا جميعاً للخطر.
    Bayi sahibi güvenliğinin aşılamaz olduğuna emin olmamızı istiyor, bakalım galerilerinden bir araba çalabilecek miyiz bunu öğrenmek için bizi tuttular. Open Subtitles الوكلاء يريدون أن يتأكدون إن نظام الأمن لديهم منيع لذلك وظفونا لنرى إن أمكننا أن ندخل إلى هناك و نسرق واحده من سياراتهم
    Rus Hava Gücü tıpkı kendi kara güçleri gibi zapt edilemez olduğunu kanıtladı. Open Subtitles نشاط الطيران الروسي أثبت بأنه منيع بقدر مناعة قواتهم البرية
    Evet, bağışıklığı var. Sanırım öldüğü için. Open Subtitles نعم, إنة منيع وأعتقد أن سبب هذا هو أنة مات
    Herhangi bir dogrudan bir saldiri meclisi ele geçirilemez hale getirecek tecridi tetikleyecektir. Open Subtitles وأي اعتداء مباشر سيؤدي إلى تأمين المكان مما يجعل المجمع منيع
    Ablukamız geçilemez. Open Subtitles الحصار الذى فرضناه منيع جداً
    Kan testi, hava yoluyla ya da temasla bulaşan virüse karşı bağışıklık kazandığımı gösterdi. Open Subtitles فحوص الدَمّ تُؤكّدُ بأنّني أَبْقى منيع لكلا المنقول عبر الهواء واللمس
    Karanlık çağa karanlık yöntem. Düşmanlarına göre yenilmezdi. Open Subtitles الأزمنة القديمة لها وسائلها القديمة، كان أعداءه يعتقدوا أنه منيع
    Ben bağışıklıyım. Open Subtitles انا منيع ضد الخطر
    Singapur'u ele geçirir, ingiliz imparatorlugu'nun incisi, zaptedilemez sayilan kaleyi.. Open Subtitles سيطر على سنغافوره جوهره الامبراطوريه البريطانيه وهى حصن كان يعتقد انه منيع
    Kendini yorma. Burada dokunulmazım. Open Subtitles وفّر قوّتك، فإنّي منيع هنا.
    Bağışıklığım var, unuttun mu? Open Subtitles انا منيع بتتذكروو؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more