"من أي شيء آخر" - Translation from Arabic to Turkish

    • her şeyden
        
    • herşeyden daha
        
    Tam tersi bir yaklaşımla ele alalım, çevrenizdeki her şeyden daha hassas olmak. TED لذا فكروا في المقاربة العكسية، أن يصبحوا ألين من أي شيء آخر حولهم.
    Onlar en iyisi ve onları çok seviyorum onları her şeyden çok önemsiyorum. TED إنهم الأفضل وأنا أحبهم كثيرا. وأنا أهتم بهم أكثر من أي شيء آخر.
    Müzik hayatınızı değiştirebilir, hem de her şeyden daha fazla. TED الموسيقى يمكن أن تغير حياتك أكثر من أي شيء آخر
    Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. TED مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة.
    Bu hastalıklı genlerden onlarda da var, ve bu genler yaşamayı herşeyden daha fazla istiyor. TED هم مصابون بهذا الجين كذلك, و هم يريدون لهذا الشيء أن يعيش, أكثر من أي شيء آخر.
    Mahkumlar her şeyden fazla neden nefret ederler biliyor musun, Burke? Open Subtitles أتعرف ما الذي يكرهه السجناء أكثر من أي شيء آخر ؟
    her şeyden fazla, seni sevmiştim, bana herkes gibi ihanet ettin. Open Subtitles لقد أحببتك أكثر من أي شيء آخر وقمت بخيانتي مثل الآخرين
    Aslına bakarsan... ben tayfamı her şeyden üstün tutan bir adamımdır. Open Subtitles بالطبع ، أَنا رجل احترم رفاقي أكثر من أي شيء آخر
    Kızlarımı her şeyden çok seviyorum ve onların tekrar tekrar öldüğünü görmek zorundayım. Open Subtitles أحب بناتي أكثر من أي شيء آخر, وتوجب عليّ رؤيتهم يموتون مراراً وتكراراً.
    Araştırmalar, kahkahanın insana diğer her şeyden çok daha iyi geldiğini gösteriyor. Open Subtitles تظهر دراسة أن الضحك مفيد للعيش الرغيد أكثر من أي شيء آخر
    Söylemeliyim ki, bu daha sonra hukuk fakültesinde öğrendiğim her şeyden çok daha etkiliydi. TED أكثر فعالية بكثير، يجب أن أقول، من أي شيء آخر تعلمته فيما بعد في مدرسة القانون.
    her şeyden daha hızlı bir organizasyonu mahveden şey bir çalışanın kendisine adaletsizce davranıldığını hissetmesi. TED الشيء الذي يضعف الثقة في منظمة أسرع من أي شيء آخر هو عندما يشعر الموظفون أنهم يُعاملون بشكل غير عادل.
    Benim için, her zaman iki şey ön planda oldu ve hâlâ da her şeyden mühimdirler: Open Subtitles شيئان بالنسبة لي كانا دائمًا ويظلان أهم من أي شيء آخر:
    Özür diliyorum, fakat başka her şeyden çok, efendim, elinizi sıkmak istiyorum. Open Subtitles أنا أعتذر لكن أكثر من أي شيء آخر أود مصافحة يدك أنت الأفضل
    Barbara Jean'i her şeyden çok severdi. Open Subtitles أحبت دائماً باربرا جان أكثر من أي شيء آخر.
    İnsanların bana doktor demelerini her şeyden çok istiyorum. Open Subtitles أريد الناس أن تدعوني طبيبة أكثر من أي شيء آخر
    Tekerlekli sandalyeye dönmemek hayatımdaki her şeyden daha önemli. Open Subtitles البقاء خارج الكرسي المتحرك هو أهم من أي شيء آخر في حياتي.
    Dünyadaki her şeyden çok sevdiğin erkek. Open Subtitles أي رجل الذي تَحبُّ أكثر من أي شيء آخر في العالمِ.
    Ama bu, her şeyden çok, sosyal eksikliklerle ilgili. Open Subtitles ولكن هذا لم يؤثر سوي علي علاقاتي الإجتماعية أكثر من أي شيء آخر
    her şeyden daha çok sevdiği bir şeyle, takasa ihtiyacın var. Open Subtitles عليك أن تقايضه مع الشيء الذي يحبه أكثر من أي شيء آخر
    Şu son anlarımızı, herşeyden daha güzel... bir anı olarak saklamalıyız... ki bu hatıra bizi yaşatsın. Open Subtitles في لحظاتنا الأخيرة يجب أن نبقي ذكرى ذكرى جميلة أجمل من أي شيء آخر ذكرى تساعدنا على مواصلة العيش

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more