"من الجلي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Belli
        
    • jöle
        
    • çok açık
        
    • Görünen o
        
    Belli ki onlar için ne kadar kıymetli olduğunu bile bilmiyorsun. Open Subtitles من الجلي أنكم حتى لا تعلمون قيمتكم بالنسبة للعائلات الملكية
    Albay, Belli ki oğluma kabadayılık yapılmış ve kendini savunmuş. Open Subtitles سيادة العقيد, من الجلي أنهم كانوا يضايقونه وقد قام بالدفاع عن نفسه
    Belli ki, Belli insanlar için Nazi hatıraları oldukça değerliymiş. Open Subtitles من الجلي كمجموعة من الناس ستكون ال"نازي ميموربليا" هي المنشودة
    Eğer bir kez daha yeşil jöle görürsem ayakkabılarına kusacağım. Open Subtitles إن رأيت وعاء آخر من الجلي الأخضر فسأتقيأ على حذائكِ
    Eh, bana söylemek istemediğin bir şey olduğu çok açık. Open Subtitles حسناً، من الجلي أن هناك شيئاً ما ترفض إخباري به
    Görünen o ki, sır saklamak hoşuna gidiyor. Yani hiç bir şeyden tam olarak emin olamayız. Evet, o aynı zaman bir insan. Open Subtitles من الجلي أنهم يبغون حفظ الٔاسرار لذا يصعب التأكد من أي شيء
    Bana baktığın zaman, onu görüyorsun. Kafanın karıştığı Belli. Open Subtitles والأن عنــد النظــر إليَّ، فإنك تراها هي، من الجلي أنــك مشــوش.
    Kimsenin okuma zahmetine girmediği Belli oluyor. Open Subtitles من الجلي لا أحد في الوطن ضيع وقته بقرائتها
    Belli ki korumakla ilgilendiği tek şey, kendi kıçıymış. Open Subtitles من الجلي أن اهتمامه الوحيد الذي ينوي حمايته كان ذاته
    Belli ki, iki ay önce karnından ciddi şekilde bıçaklanmış. Open Subtitles من الجلي أنه عانى من جروح طعن خطيرة جداً في البطن منذ شهرين
    Peki, özür dilerim. Belli ki kötü bir fikirdi. Open Subtitles حسناً، متأسف، من الجلي أنها كانت فكرة سيئة.
    Radyonun Belli başlı kavramlarını ilk olmasa da çok önceleri açıklamış ve üstüne, bunları patent aşamasına kadar getirmişti. Open Subtitles من الجلي ان تيسلا فيما يتعلق بأساسيات الراديو كان مبكرا جدا , ان لم يكن الاول في التعبير عنهم , وبالطبع في اخذ براءه اختراع عليهم
    Belli ki evde yok. Planımız ne? Open Subtitles من الجلي إنها ليست بالمنزل ما هي خطتك؟
    En sevdiğinden getirdim. Her renkten jöle. Open Subtitles لقد احضرت لك الشي المفضل كل لون من الجلي
    Bacakları sanki jöle gibiydi, sadece iki küçük puding çıkardı. Open Subtitles ساقيه كانت كـ الجلي, تماما مثل قطعتين من الجلي.
    Bir çocuk bu kadar jöle yemez ki. Denny, buzdolabından istediğini yiyebilirsin. Open Subtitles لقد أعد الكثير من الجلي لطفل واحد
    çok açık ki bombalama olayı, akıl kokan bir hareket değildi. Open Subtitles حسناً، التفجير من الجلي أنّه لم يكن عمليّة مُعقدة للغاية.
    Dünyayı kamçılamak için kullandığı kör öfkesi konusunda yardıma ihtiyacı olduğu çok açık. Open Subtitles من الجلي أنه يحتاج إلى عون في توجيه غضبه الأعمى الذي يسلطه على العالم
    - Lütfen ama, yakında başka bir kadınla evlenecek bir adama bazı hisler beslediğin çok açık. Open Subtitles - أرجوكي - من الجلي أنكِ تكني مشاعر لرجل على وشك الزواج بإمرأة أخري
    Görünen o ki, kendi çocuğum olması konusunda bir kontrol manyağı gibi davrandım... Open Subtitles من الجلي أنني مهووس بالسيطرة كثيرًا لإمتلاكأطفاللي ،لذلك..
    Görünen o ki isteğim dışı acıyı pek sevmiyormuşum. Open Subtitles من الجلي ظهر بأني لا أحب الالم كثيراً
    Görünen o ki, yüzlerce insan tünellerde yaşıyormuş. Open Subtitles من الجلي أن المئات يقطنون هذه الأنفاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more