"من حقي" - Translation from Arabic to Turkish

• hakkım var
• hak
• benim hakkım
• bana ait
• bana düşmez
• geçerli sebeplerim
• bu biraz fazla olmuyor

Her şeye hakkım var ve beni yargılamak senin elinde değil.
كل شيء من حقي وليس الأمر راجع لك لتحكم عليّ

- Koruduğun için kızmıyorum. Ama bilmeye hakkım var.
انا افهم كونك دفاعياً لكن كان من حقي ان اعلم

Bütün paramı size vermeden önce, bunun ne için olduğunu bilmeye hakkım var, değil mi?
قبل أن أعطيكم كل نقودي، من حقي أن لماذا تريدونه، أليس كذلك؟

Biraz sessizliği hak ediyorum.
من حقي أن أكون قادراً على أخذ سِنة من النوم

Önümde artık çok fazla fırsatım yok... ve bu benim hakkım.
ولم يتبقى عندي العديد من الفرص... وهذه الفرصة هي من حقي

Benim olan şeyleri istiyorum. bana ait olan şeyleri istiyorum.
أريد الأشياء التي من حقي التي تخصني

Sadece, söylemek bana düşmez, ...ama bir bakıma size düşer.
فقط أنه ليس من حقي القول ولكنه بطريقة ما يخصك

Mallarımı Katolik kilisesiyle paylaşmamaya hakkım var.
انه من حقي عدم مشاركة الكنيسة الكاثوليكية بأملاكي

Bu aptal iznin bana niçin verilmediğini bilmeye hakkım var.
من حقي أن اعرف لماذا لم تُعطى لي تلك البطاقة الغبية

Her şeye inanmaya hakları var ama benim de inançlarını gülünç bulmaya hakkım var.
و لكن من حقي أن أجد هذا الايمان سخيف حظيت ببعض الناس علي تويتر يقولون أشياء ك

İstediğim soruları cevaplama hakkım ve avukat-müvekkil gizliliğinden ötürü istediğimi de reddetme hakkım var.
سيكون من حقي أن أجيب على أي سؤال وأن أرفض تبعًا للسرية بين المحامي والموكل

Burda çiçek satmaya hakkım var. kimse bişi diyemez.
من حقي أن أبيع الورود حين أحتفظ بأدبي

Kâtip, bunu kayıtlara geçirmeyin ya da daha iyisi ben konuşmayayım, böyle bir hakkım var!
ايها الكاتب لا تكتب ذلك أو اﻷفضل عدم التحدث مرة أخرى انه من حقي!

Kalem ve kağıt almaya hakkım var değil mi?
من حقي أن أحصل على أوراقي وقلمي الرصاص

Sanırım buranın bazı sırlarını öğrenmeye hak kazandım.
أظن أنه من حقي الحصول على بعض الإجابات اللعينة هنا

Bu benim hakkım olsa da size bağırmayacağım ve yüzünüze plastik bir copla vurmayacağım.
لن أصرخ أو أبكي أو أضرب وجوهكم بالمطرقة والذي يعرف الرب بأنه من حقي

İnkar etmiyorum. Sonuçta benim hakkım.
لا انكرُ ذلكَ إنهُ من حقي الشرعب بعد كل هذا

Gerçekten bana ait olan bir şeye sahipsin.
أنك تملكين شيئاً من حقي الشرعي بالتأكيد

Yaptığı veya yapmadığı şeyleri yargılamak bana düşmez ama hem mahkeme hem de sizin için gerçeğe ulaşmaya çalışacağım.
ليس من حقي الحكم عليه بسبب ما ربما فعله أو لم يفعله لكني سأحاول الحصول على الحقيقة للمحكمة ولكِ.

Çalışmadığımı biliyordun. Biraz yardım beklemek için geçerli sebeplerim vardı.
عرفت أني لا أعمل وكان من حقي أن أتوقع بعض المساعدة