Benim Geldiğim yerde kaynaşmak için en güzel yol birlikte bağlılık yemini etmektir. | Open Subtitles | من حيث أتيت فليس هناك وسيلة أفضل للمعرفة من قراءة وعد الولاء مجددًا |
Geldiğim yerde, suçu başkasına atmak bir korkağın yapacağı iştir. | Open Subtitles | من حيث أتيت ، الإيقاع برجل هو فعل شخص جبان. |
Aslında biraz işe uygunlukla alakalı bir durum ve yapabileceğim çok fazla iş de yoktu, özellikle de Geldiğim yerde. | TED | لأنها نوعا ما سوق متخصصة، وليس هناك الكثير من الأعمال الجارية فيها، لا سيما من حيث أتيت. |
Güzel, valizlerini topla, çünkü seni geldiğin yere göndereceğiz. | Open Subtitles | حسنا ، لتحزم حقائبك للأننا سنرسلك من حيث أتيت |
Ama buraya ait olmadığımı fark ettim ve geldiğim yere geri dönmek zorundayım. | Open Subtitles | لكنني أدركت أنني لا أنتمي إلي هنا, و أنني يجب أن أعود من حيث أتيت. |
Benim memleketimde, suçlulara merhamet göstermeyiz. | Open Subtitles | من حيث أتيت لا نُظهر الرحمة للمُجرمين |
Ve yani, Geldiğim yerde, insanlar, buranın varolduğuna dahi inanmazlardı. Gerçekten. | TED | و، مثل، لن يصدق الناس ، فعلاً، من حيث أتيت ، إن هذا موجود حتى |
Bazen benim Geldiğim yerde kötü olan her şeyin... burada iyi olduğunu unutuyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر دوماً أن كل شىء جيد هنا... كان سيئاً من حيث أتيت... |
Benim Geldiğim yerde, hepimiz birbirimize hayatımız pahasına güveniriz. | Open Subtitles | من حيث أتيت , نحن نثق ببعضنا وعلى حياتنا كل يوم |
Baba, benim Geldiğim yerde kazanmak için her türlü risk göze alınır. | Open Subtitles | من حيث أتيت يا أبي الفوز يستحقّ كل المخاطر |
Geldiğim yerde insanlar su için günlük gelirlerinin onda birini ödemek zorundadır. | Open Subtitles | من حيث أتيت يدفع الناس عشرة من دخلهم اليومي مقابل الماء |
Geldiğim yerde çoğu kişinin vardı ama annem bana kimseyi Küçük görmemizi öğretti Zenci ya da değil. | Open Subtitles | هنالك العديد من الأشخاص من حيث أتيت علمتني أمي أن لا أنادي بلالقاب لديك أم لطيفه أتريد شيء آخر |
Benim Geldiğim yerde Bay Sugarman, hanımefendilere saygı gösterilir. | Open Subtitles | بالتأكيد من حيث أتيت أعترف أنه أصابني الأرهاق ياسيدتي |
Debra, çok üzgünüm ama benim Geldiğim yerde yalan yalandır. | Open Subtitles | ديبرا,أسفة, ولكن من حيث أتيت الكذبهوكذب. |
Geldiğim yerde, bu şeyden kurtulmak için parmak kırarlardı. | Open Subtitles | من حيث أتيت يجب أن تكسر يداك لكى تتخلص من هؤلاء |
Geldiğim yerde herkes başı belada olan oğluna yardım eder. | Open Subtitles | من حيث أتيت, عندما يقع الإبن في ورطة, الجميع يهب للمساعدة. |
Benim Geldiğim yerde bunu erkek yapar. | Open Subtitles | أتعلمين ، من حيث أتيت كان الرجال هم من يفعلون هذا. |
Eğer yakalanırsan, sakın onlara gerçek ismini söyleme çünkü seni geldiğin yere aynen geri gönderirler, anlıyor musun? | Open Subtitles | و لو فعلو, انت لن تخبرهم إسمك الحقيقى لأنهم سيعيدوك من حيث أتيت, أتفهم هذا ؟ |
- Geri dönemem geldiğim yere... - İşte dünya... | Open Subtitles | لا أستطيع العوده من حيث أتيت ♪ |
Benim memleketimde, buna kaybetmek derdik. | Open Subtitles | من حيث أتيت, نسمي ذلك الخسارة |
Sana tavsiyem, kafanı geldiğin yöne doğru çevir ve yürümeye başla. | Open Subtitles | أقترح عليك أن تستدير وتعود من حيث أتيت |
Oh, tabi çünkü senin geldiğin yerde tost fikir ve çalışmanın sonucudur. | Open Subtitles | لأن من حيث أتيت الخبز المحمص هو نتيجة تفكير و دراسة |
Ya belgenizi gösterirsiniz, ya da, geldiğiniz yere geri dönersiniz. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلى إذن أو يمكنك العودة من حيث أتيت |
Belki de geldiğiniz yerde Almanca ve Latince eşittir ama korkarım burada değil. | Open Subtitles | ربما من حيث أتيت تتساوى الألمانية واللاتينية ولكن ليس هنا، أخشى ذلك. |